-Yongbok'un ağzından-
Hyunjin sinirle ikimizi evden attıktan sonra ne yapacağımı şaşırmıştım. İçim hüzün ve korkuyla dolmuştu, sadece hüngür hüngür ağlıyordum.
Dışarısı buz gibiydi, kollarımı kendime sarıp oracıkta bekledim. Merdivenin yanından yere düşmüş kırmızı kutu ve güllere baktım.
"Hyunjin..."
Gözlerim dolduğu sırada aşağıya inip köşedeki kutuyu aldım. Üstünde minik bir not vardı, hemen açıp okudum.
ㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁ
Tıpkı senin gibi tatlı mı tatlı
bir sürpriz! Seni çok
seviyorum bebeğim...
Sonsuza dek bir olalım ♡Hwang Hyunjin
ㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁㅁ
Kutuyu açtığımda çeşit çeşit fondan çikolata gördüm. "Bu benim en sevdiğim..."
Ağlayıp bir süre daha notla bakıştım. Buketi elime alıp kokladım, güller taptazeydi.
İçimdeki çaresizlik geçti. Yavşağın teki yüzünden ilişkimiz bitmemeliydi. İnat edip hırslandım ve kapının önüne çömelip bekledim.
Bu sırada yüzü gözü dağılmış sapık da yerden doğrulup yanıma yaklaştı. "Seni eve götüreyim mi? Üşüteceksin."
Gözlerimi kanlı suratına nefretle diktim. Azıcık enerjim olsaydı bir posta da ben döverdim. Onun yüzünden sevgilim sinirden deliye dönmüştü.
"Seninle herhangi bir yere gideceğime burada soğuktan ölürüm daha iyi."
Rahat bir ses tonuyla "İyi, sen bilirsin." derken az önceki dokunuşları aklıma geliyordu. Midem bulanınca yine gözlerim doldu. "Orospu çocuğu..."
Titrek bir sesle ettiğim küfrü duyunca güldü. "Ağlama daha fazla lütfen. Hadi gel gidelim." dedikten sonra gözleri eteğimin altına kaydı.
Dizlerimi göğsüme çektiğim için kalçam açıkta kalmıştı. Böyle durduğumu unutmuştum, soğuktan hiçbir şey hissetmiyordum ki. Onun pis bakışlarını gördüğüm gibi bacaklarımı geri indirdim.
Gülümseyip yanıma yaklaştı ve ceketini çıkardı. "Sakın aklımdan geçen şeyi yapma."
"Donacaksın. Resmen çıplaksın..." derken hâlâ vücudumu süzüyordu.
"Sana ne? Siktir git artık. Hyunjin birazdan kapıyı açar, kıyamaz o bana." derken yine düşüncelere daldım. Sevgilimin yaşlı gözleri aklıma gelince çenem titredi, başımı aşağıya eğip ağlamaya devam ettim.
"Hyunjin sana geri dönmeyecek. Ona editlenmiş mesajlar gösterdim hahaha"
"Ne editi? Ne diyorsun lan?"
Telefonu bana doğrulttuğunda elinden bir hışımla aldım. Okudukça sinir seviyem arttı. "SEN NE YAPTIN?!"
Yerimden kalktığım gibi telefonunu köşeye fırlattım. Birkaç saniye paramparça olmuş ekrana baktıktan sonra gülüp başını eğdi. Sonra bana dönüp elbisemin süslerini inceledi.
"Hyunjin devri bitti. Bari bana gel, birlikte olalım. Aslında başta sadece sevimli olduğunu düşünmüştüm ama hayır... Fantezi elbiselerine bakılırsa yatak da iyi olmalısın-"
Yüzüne sert bir tokat attım.
"Midemi bulandırıyorsun. Seni daha kaç kez reddetmem gerekecek? Bu kadar acınası olma, kendine gel Wonbin."İsmini duyunca yüzü ciddileşti. Modu düştü ve yerden kırık telefonunu aldı. Kızarmış yanağını ovarak "Beni reddettiğin için pişman olacaksın." dedi. Sendeleye sendeleye bahçeden uzaklaştı.
Sonunda derin bir oh çektim, ondan kurtulmuşum gibi hissettim. Tek bir sorun kalmıştı, Hyunjin'i nasıl yumuşatacaktım? Bir fotoğrafla deliye dönen çocuk o mesajlardan sonra acaba ne düşünmüştü?
Yine de vazgeçmedim. İstediği kadar sinir krizi geçirsin, bana kıyamazdı. Çikolatalar umut ışığım olmuştu. Buz gibi soğukta kapının önünde beklemeye devam ettim. Bütün derim soğuktan minik minik çatlayıp kızarmıştı.
💎💎💎
Hyunjin 1 saatin sonunda kapıyı açtı. Gözlerimiz buluşunca onun da duygusal olduğunu fark ettim. İçeri girerken kalkmama dahi yardım etmedi. Ama bu önemli değildi, o sahte mesajlardan sonra beni eve alması bile mucizeydi.
Yukarı çıkınca hayal kırıklığı yaşayacaktım ki hemen sonra elinde ilk yardım çantasıyla yanıma geri indi, gözlerim doldu...
Bakışlarımla bağ kurmaya çalışıyordum ama gözlerini benden kaçırıyordu. Çantayı yanıma atıp "İşini bitirdikten sonra çık git evden." dedi.
-Bu mu yani? Bana bunu mu yakıştırdın?!
-Kimi kandırıyorsun? Gözlerimle gördüm.
-Nasıl tacize uğradığımı mı?!
Bundan sonraki cümlelerimde ağlayarak konuştuğum için sesim boğuk çıkıyordu.
"Yanıma gelip 'İyi misin? Yaralandın mı? O çocuk sana bir şey yaptı mı?' demen lazımdı. Sen ise beni bir saat soğukta beklettin...""Mesajlarınızı gördüm Yongbok. O seni becermeye çalışırken hiçbir şey yapmadığını da gördüm. Tiyatronu başka erkeklere sakla. Benimle işin bitti."
Sinirden önce sessiz sessiz kahkaha attım. Odasına çıktığı gibi bağırarak ağlamaya başladım. Hyunjin sürtük olduğuma çoktan inanmıştı, kafasında bitirmişti her şeyi.
Ben de pes ettim. Hiçbir şeye inanmazdı ki bu saatten sonra. Bana azıcık bile güvenmemesi kalbimi kırmıştı.
Tamamen vazgeçmiş bir şekilde yaralarımı temizleyip pansuman yaptım. Yukarı çıkıp kalın kıyafetlerimden giydim, cebime cüzdanımı ve telefonumu atıp oradan ayrıldım.
Bir süre buralara uğramayacaktım. Yeni yaşacayacak yerimi ve çalışacak işimi bulana kadar eşyalarımı da alamazdım. Kapıyı çekmeden önce anı dolu bu eve son kez baktım.
"Kendine iyi bak, Hwang Hyunjin."
💎💎💎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy Maid | Hyunlix +18
FanfictionBu hikaye +18 öğeler içermektedir! Genç iş adamı Hwang Hyunjin büyük malikanesinde kişisel hizmetçilik yapacak birini aramaktadır. Mülakata gelenler arasında geçen hafta gece kulübünde seviştiği çocuğu görünce şok olur. "Demek bana yalan söyledin Le...