Onunla yememi söyleyince başımla onaylayıp dolaplara yöneldim. O da arkamdan beni izliyordu. Artık buna alışmıştım. Yanında hiç çekinmeden hareket ediyordum.
Onun tabağını sabah elim ulaşmıyor diye sandalyeye çıkıp almıştım. Şimdi ayakkabılarımla bassam kesin sinirlenirdi. Parmak uçlarımda yükselip uzanmaya çalıştım. Yetişemiyordum.
Arkamda hissettiğim sıcaklıkla yukarıdan tabağa uzanan eli gördüm. Hyunjin dibimde duruyordu. Tabağı tuttuğu halde geri çekilmiyordu.
Ayak parmaklarım yoruldu, kendimi serbest bırakırken kalçam ona sürtündü. Eteğim de pantolonuna takıldı, yukarıda kaldı.
En ufak bir temas bile sıcaklaşmamı sağlıyordu. Bu eve geldiğimden beri Hyunjin'in her detayı beni fena halde tahrik ediyordu. Bir süre daha oradan çekilmedim.
Kalçalarımın arasında belirginleşen sertliği hissedince kendimden geçmeye başladım. Yumruklarımı sıkıp konuşmaya çalıştım. "Teşekkür ederim..."
"Rica ederim. Bundan sonra sofrada iki tabak görmek istiyorum." deyip çekildi. Eteğim aşağı düşüp kalçamı geri örttü.
Derin bir nefes alarak kendime geldim. Yemekleri doldurup masaya oturdum. Önce onun tatmasını bekledim, bir kaşık yedikten sonra gülümsedi. "Bu çok lezzetli olmuş Yongbok."
Tepkisiyle içime huzur dolmuştu.
"Afiyet olsun efendim!"💎💎💎
Akşam televizyonun karşına geçmiş otururken kanalları değiştiriyordu. Bir bardak su isteyince içeri gittim.
Tepsiyi uzattığım sırada bana bakmadı. Bardağı alıp haberi izlemeye devam etti.
Başımı hafifçe eğip geri çekildim. Tam mutfağa gidecektim ki cam sesi çıktı.
"Tüh, su döküldü."
Bilerek yapıyordu, sinir olmuştum. Gözlerimi devirdikten sonra ona döndüm ve gülümsedim. "Hemen geliyorum efendim!" ^^
İçeriden aldığım bez ve kapla yere oturdum. Ayağının dibindeki suları temizlerken o da beni izliyordu. Bakışlarını hissedebiliyordum.
Parmağını dudaklarına götürüp oynamaya başladı. "Arkandaki yere de dökülmüş biraz."
Başımla onaylayıp o tarafa döndüm. Bu şekilde yüzümü görmediği için sinirli ifademe geri gelebilmiştim. İçimden küfürler ede ede yeri siliyordum. Neden benimle böyle uğraşıyordu ki?
Kalçamda sıcaklık hissettim, gözlerim kocaman açıldı. Şu an fark ettim de, arkam ona dönük bir şekilde yere eğilince eteğim kalçalarımı örtmüyordu...
Hyunjin elini tenimde gezdirmeye başladı. "Aferin Yongbok. Devam et."
O avuçladıkça daha çok tahrik oluyordum. "Peki efendim..."
Aslında işim bitmişti ama kalkmak istemiyordum. Hyunjin oturduğu yerden dakikalardır kalçamı okşuyordu.
Sol kalçama şiddetle tokat atınca ağzımdan sessiz bir inilti çıktı. "Bana neden gerçek adını söylemedin?"
Cevap vermeden aynı şekilde durmaya devam ettim. Tekrar sertçe tokat atınca dudaklarımı ısırdım. "Cevap ver, Felix."
Takma adımı unutmamıştı. Şu an suçluluk duygusuyla utanıyordum ama olan olmuştu. O ise kalçalarımı okşamaya devam ediyordu.
"Özür dilerim efendim..."
"Ben sana güvenip gerçek ismimi söylemiştim."
Bu sözden sonra elini tenimden çekti. Sonunda derin bir nefes alabilirdim, sıcacık olmuştum.
Hyunjin hiçbir şey demeden sırtını geri yasladı. Bacak bacak üstüne atıp bana baktı.
Hemen ona dönüp dizlerinin yanına geldim. "Gerçekten özür dilerim Hyunjin..."
Direkt adıyla hitap ettiğimi duyunca göz bebekleri büyüdü. Yalvaran bakışlarımı görünce de bir süre dondu kaldı. Sanırım gözlerimle onu etkileyebiliyordum. Benim silahım buydu.
"Bana efendim diyeceksin. Ben ise sana istediğim şekilde hitap edeceğim. Ruh halime göre değişecek."
"Nasıl isterseniz, efendim."
İçimde gurura dair hiçbir şey kalmamıştı. Sadece Hyunjin'e teslim olmuştum. Ona zaafım oluşmaya başlamıştı.Gülümseyerek saçlarımı okşadı, birkaç saniye sonra doğruldum. Hafif bir tebessümle bezi ve kabı alıp içeri götürdüm.
💎💎💎
"Yongbok!"
Gece sesini duyduğum gibi yatak odasına geldim. "Buyrun efendim."
"Nevresimleri sen mi değiştirdin? Sadece banyoyu temizlemeni söylemiştim."
Şimdi ayvayı yemiştim. Nasıl hemen fark etmişti ki? Neredeyse aynı modeli seçmiştim.
"H-Hayır Bay Hwang.
Ben değiştirmedim."Yanıma yaklaşıp boynumdaki süsü kendine çekti. Agresif bakışlarla dudaklarıma fısıldadı. "Yalan söylemek alışkanlığın galiba."
Ben de onun dolgun dudaklarına baktım. "Kızmanızdan korktum. Bu yüzden yalan söylemek zorunda kaldım..."
"Neden kızayim ki? Sadece değiştirme sebebini merak ettim."
Aklıma sabahki hallerim geldi. Ne açıklama yapacağımı bilmiyordum.
"Ben şey- ah..."Boğazımdaki süsü biraz daha kendine çekti. "Artık cevap ver Yongbok."
Utançtan gözlerimi kapattım. Daha fazla yalan söyleyemezdim, her seferinde yakalıyordu. İç çekip itirafıma hazırlandım.
"Kendimi acilen tatmin etmem gerekiyordu. Erkeklik dürtüleri, bilirsiniz... Farkında olmadan çarşafınızı kirlettim."
"Yatağımda mastürbasyon mu yaptın?!" derken öfkeli sesini duyunca gözlerimi bir süre daha açmamaya karar verdim. Haklıydı, yaptığım çok büyük bir saygısızlıktı.
O an aklımı kaybettiğim için bunların olabileceğini hiç düşünmemiştim, daha dikkatli olmam gerekirdi. Beni kovacağı kesindi, sadece buradan sağ çıkmak istiyordum.
Yaklaşık 10 saniye geçti. Hyunjin hâlâ daha hiçbir şey yapmadan bana bakıyordu. Yavaşça gözlerimi açtım. "Hm?"
"Beni düşünerek mi yaptın?"
Gözlerim kocaman açılınca ben de sesimi yükselttim. "BU NASIL BİR SORU-"
"CEVAP VER." diye sözümü kesince korktum. Başımla hemen birkaç kez onayladım.
Elini nihayet süsümden çekti.
"Cezalısın."Şok olmuştum. Beni gerçekten kovmayacak mıydı yani? Hemen eğilip birkaç kez teşekkür ettim.
-Teşekkür etme, cezalı olduğunu söyledim.
-Ne cezası efendim?
-Yatağa geç.
💎💎💎
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sassy Maid | Hyunlix +18
FanfictionBu hikaye +18 öğeler içermektedir! Genç iş adamı Hwang Hyunjin büyük malikanesinde kişisel hizmetçilik yapacak birini aramaktadır. Mülakata gelenler arasında geçen hafta gece kulübünde seviştiği çocuğu görünce şok olur. "Demek bana yalan söyledin Le...