2.BÖLÜM: KİMSİN SEN BE!💫

50 7 1
                                    


  2. BÖLÜM: KİMSİN SEN BE!

Yıllar önce

Bir insanın tüm hayatı 24 saat içinde değişir miydi? Değişirdi. Efsun, o gün hayatının en büyük darbesini babasının kaybıyla yaşamıştı. Çocuk kalbi Kerim Bey'in öldüğü o anı asla unutamıyor gözleri hasret kaldığı uykunun bedeninde bıraktığı acı lezzeti arıyordu. Saatlerce annesi olduğuna inanmak istemediği o kadının karşısında ağlayıp bağırmış, kendisine verilen hiçbir yiyeceği yemek istememişti. Açtı fakat açlık kalbindeki sancının yanında hiçbir şey değildi.

Kalbi acıyordu. Acı hislerini ortaya koymada öyle yetersiz öyle basit bir kelime gibi kalıyordu ki teninden kopan et canıyla birlikte ruhunu da söküp almıştı. Boğazına dizilen çiviler artık yangıya dönüşmüş, sesi duygularını kelimelere dökecek kadar bile çıkmaz olmuştu.

Ucuz bir pansiyonda geçirmişlerdi geceyi. Annesinin tüm konuşma çabalarını bertaraf edip yüz çevirmişti. Babasını düşünüyor, kollarında kana bulanmış bir halde duran oyuncak ayıyı unutamıyordu. Annesinin kendisine hazırladığı yatağa yatmayıp beton zemine başını kollarının arasına alarak oturdu. Gözleri annesindeydi. Hâlâ babasının yerine koymaya çalıştığı adamı baba olarak kabul etmeyi reddediyordu.

Kadın yanındaki adama her yaklaştığında içine çöreklenen nefret ve öfkenin zapt edilemez boyutlara vardığını hissediyordu. Annesini o kan gününden önce her şeye rağmen sevmişti. Babasıyla çok sık kavga ettiklerini göre bile annesine duyduğu sevgiyi muhafaza etmeye çalışmıştı. Peki şimdi yüreğindeki gamın ve nefretin izlerini nasıl silecekti? Nasıl unutacaktı o manzarayı? Babasından başkasına nasıl baba diyecekti? Yapamazdı Efsun, Kerim Bey onun babasıydı ve kimse babasının yerine geçemezdi.

Kerim Bey'e verdiği değer kalbine sığamayacak kadar büyüktü. Annesi neden onu sevmeyi, olduğu gibi kabul etmeyi reddediyordu? Babası bu kadar sevecen ve tatlıyken annesi neden bu koca yürekli adama yüz çevirmişti ki? Her şeyin sebebi bu adam mıydı? Yanındaki esmer adam için mi bunca şeyi yapmış babasını öldürmüştü? Bu adam şimdi babasının yerine mi geçecekti? Haksızlıktı bu! Efsun'un zaten bir babası vardı. O annesi çok istese bile ikinci bir babayı istemiyor, Kerim Bey'in ilelebet yanında kalmasını istiyordu. Annesi var ya da yok, Efsun'un yanı babasının yanıydı.

Efsun kendisini getirdikleri ucuz pansiyona baktı. Karşılıklı dört odadan oluşan sade bir yerdi. Odada büyük bir yatak, küçük bir dolap ve yemek için kullanılacak ahşap bir masada başka bir şey yoktu. Kör ışık nefret ettiği yüzleri aydınlatıyor yüreğine sığmayan kini iyice ayyuka çıkarıyordu. Yerdeki kilime her baktığında o asfalt yoldaki kanı görüyor, desenlerinde babasının acısını okuyordu. Şimdi Bobi kim bilir neredeydi? Hâlâ babasının yanında olabilir miydi? Onu koruyup kollar mıydı? Efsun'u Kerim Bey'den ayırmışlardı, hiç değilse ayıcığı babasının yanında kalsaydı. Belki yeniden kavuşana kadar ona teselli verir, gözyaşını silerdi.

Gözleri odanın duvarlarında dolaşırken o yabancı adam onu sessizce izliyordu. Bakışlarında gördüğü merhamet kırıntıları midesini bulandırmıştı. Onun yüzünü aklından silmek istedi. Sırf daha yakışıklı olduğu için annesi bu adamı nasıl kabul ederdi.

"Bebeğim ne olur anla bizi! Sen benim kızımsın ve benimle kalmalısın. Senin baban Cemal, onu unutmak zorundasın. Artık birlikte yeni bir hayat kuracağız. Sen, ben ve Cemal...Onu da seveceksin, onunla çok daha keyifli zaman geçireceksin! Lütfen kızım bana öyle nefretle bakma. Böyle olmasını istemedim." Efsun kendisine içirmek için uğraştığı çorbayı elinin tersiyle itip annesinin üzerine döktü. Bu davranışı kendisine babalık yapacak olan adamı da kızdırmıştı.

YILDIZLARIN MELODİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin