Medya: Zeynep Bastık (Lan)
Hep adalet adalet der dururdum. Ulaşılmaz bir kuşun kanadındaki zümrüt broş gibiydi adalet. Peşinden koştukça insanı nefessiz koyar ama vazgeçilemeyecek kadar kıymetli olduğundan bitaplığına aldırmadan ulaşmaya çalışırdık. Bazen zalimlerin tepesine binerdi ahı bazen de zalimler yüzünden masumların. Kimine kamburdu kimine kanat. Kimi hasretle yolunu gözlerdi kimi ise gazabından yıldırımdan kaçar gibi saklanır dururdu.
O gün beni oğlumdan koparanlarla yüzleşmek için Güney'le bir plan yapmıştık. İçime sinmese de Melis ve Güney'i kendi karanlık yoluma davet etmiş ve benimle o yolda zarar görebilecekleri gerçeğini düşünmemeye çalışarak yürümeye başlamıştım. Harzem'in sözleri içime ektiği fitne fidanlarını yaşadıklarımdan sonra yeşertmişti. Çok güçlü insanlar olduğunu söylemiş, beni oğlumdan uzak tutmak için türlü felaket senaryoları yazmıştı. Bu gün onun ardındaki gerçek düşmanlarımı tanıyacak ve oğluma ulaşmak için elimden geleni ardıma koymayacaktım. Önce bana sonra da adalete verecekleri iyi bir hesapları olsa iyi olurdu. Onlara karşı durmak için her şeyi yapardım. Sonucu ne olursa olsun kaybedeceğim bu savaşa dahil olmaktan çekinmeyecektim.
"Sessizsin." Başımı çevirip bana uzun uzun bakan Güney'e tatlı tatlı gülümsedim. Yanımda olması öyle güzeldi ki yaşadığım kötü şeyleri varlığıyla yenebiliyordum. Saçlarını kapatan o peruk ve yüzündeki makyaj beni bir yabancıyı görüyormuş gibi utandırsa da onun sevdiğim adam olduğunu biliyordum. Bu gün o masaya bir Fransız konuk olarak oturacak ve uzaktan Harzem'in o kadınla olan görüşmesini kayıt altına alacaktı. Elindeki eldivenler ve Fransız tarzı uzun kuyruklu pardesüsüyle kıkırdamalarımın sebebi oldu. İtiraf ediyorum bu adam karizmanın ta kendisiydi. Her haliyle bir insanı nasıl büyüleyebildiğini tanıdıkça daha da hayretle karşılıyordum. Nefis mavi gözleri kahverengi lensin altındaydı ama bu tatlı kumral haliyle de çok çekici görünüyordu.
"Bu gece o bebeği bulacağız." Histerik bir şekilde gülümsedim. "O artık bir bebek değil. Beş yaşlarında dünyalar tatlısı bir çocuk... Yani öyle olduğunu düşünüyorum." Güney suskundu. Gözlerimin derinliğine kayıp bir geçmişi yoklar gibi uzun uzun baktı. Aradığımız bebeğin benim oğlum olduğunu bilmiyordu. Bilseydi ne tepki verirdi hayal bile edemiyordum.
"Ondan bahsederken gözlerinin içi gülüyor. Nasıl bir bebekti? Yüzünü hatırlıyor musun?" Yüzü aracın içindeki loş ışıkla kısmen de olsa aydınlanmıştı. Kirpikleri göz altlarına ince, siyah gölgeler bırakıyordu. Açık pembe dudakları erkeksi, kemikli yüzünü zarif ve çekici kılan ezgisel detaylardan biriydi.
Bakışlarım ondan ayrılıp aracın camındaki tenha yola mıhlanıp hüzünle uzaklara daldı. Bir hayale bakar gibi hisliydim ama aslında ben her gece o hayali kalbimin yorgun, ürkek ikliminde yaşıyordum. Yüzünü hiç unutmamıştım. Unutmamak için hep kendi kendimle mücadele etmiştim. Bendeki fotoğraflarını uzun uzun izlemiş, o güzel masum yüzünün her bir zerresini zihnime oya oya kazımıştım. Korkuyordum anne olduğumu unutmaktan. Bir gün uyandığımda onsuzluğa alışmış olmaktan korkuyordum.
Sustu. Yiğit'in bendeki yerini anlamıştı. El demek istiyordum ama anne yüreği işte! Adını her andığımda kalbime oturan kör bir bıçak gibi batıp kanatıyordu. Meğer ölmek evlat acısından çok daha kolaymış. Yokluğunda her gün ölmek daha çok yıkarmış insanı. Bir yerlerde var olduğunu bilerek yokluğuna dayanmaya çalışıyordum. Ölse bir mezarı olurdu. Çiçekler, fidanlar ekerdim. Onları gözyaşımla sular, yavrum diye sarıp sarmalar ve büyütmesini izlerdim. Yiğit'in yerine onları büyütür, evladımın kokusunu o narin yapraklardan goncalardan, lalelerden alırdım. Yokluğuna alışmayı, toprağıyla konuşmayı öyle ya da böyle öğrenirdim. Yaşadığını, bir yerlerde nefes aldığını bilmek ama dokunamamak zordu. Aynı gökyüzüne bakıp ayrı hayaller kurmak acılara karşı hayal kurmaktan başka bir meziyeti olmayan bana bile ağır geliyordu. Gerçekler acıydı, hayat ise bizim gibilere topal bir bacakla koşmaya çalıştıracak kadar zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLARIN MELODİSİ
Teen FictionEfsun, kendisini istismar eden adamla evlendirilmeye çalışılan kimsesiz bir kızdır. Evlendiği gece hayatını karartan adamı öldürdüğü için hapse düşer. Oradayken oğlu Yiğit'i dünyaya getirir ve teyzesine emanet eder. Teyzesi aylar sonra bebeğin öldüğ...