"Gitti mi annen?" diye sordu Süsen içeri girerken. "Gitti gitti. Pazara gidince çok oyalanıyor 2 saat falan gelmez." dedi ve kapıyı kapattı. Salona geçip oturduklarında Berk Süsen'e döndü. "Ee ne var ne yok?" "Güzel her şey. Çok iyi olmasa da işe gitmek iyi geliyor." "Ne güzel. Keşke ben de gitsem." "Olur canım. Daha yeni mezun oldun. Takma kafana." "Nasıl takmayayım? Annemle babam sürekli laf yapıyor. Hele babam sofrada falan hep gözü üstümde. Elimden gelse yemek için bile yanlarına gitmek istemiyorum." dedi Berk. Süsen elini tutup "merak etme. Ben de senin için iş bakıyorum. En kısa zamanda buluruz. Zaten eve biraz para getirdin mi seni rahat bırakırlar." dediğinde Berk gülümsedi.
Süsen elini çekip geriye yaslandı. "Ömer'le nasıl gidiyor?" "Güzel. Hatta çok güzel. Ömer beni çok mutlu ediyor Süsen." "Çok seviyor seni. Başta pek inanmamıştım ama iyi ki kabul etmişsin." "Ben de onu çok seviyorum. 3 ay oldu sevgili olalı ama beni bir gün bile üzmedi. Onu hakedecek ne yaptım bilmiyorum." "Manyak, asıl o seni hakedecek ne yaptı? Ayrıca bu kadar keko bir çocuk nasıl homofobik değil hiç anlamıyorum." "Başlarda kabullenememiş zaten ama beni gördükçe de dayanamamış. Birini sevince işler değişiyor demek ki. Neyse bir şey içer misin?" diye sorup ayağa kalktı Berk. "Çayla bizi kardeşim." dediğinde Berk gülüp çay yapmak için mutfağa girdi. Süsen de peşinden gelip sandalyeye oturdu.
"Dün seninkinin kuzeniyle karşılaştım." dediğinde Berk ona döndü. "Hangisiyle?" "Aybike. Acayip değişik bir kız." "Nasıl değişik?" "Ya selam verdim garip garip yüzüme baktı. Sonra nasılsın dedim. Kafa sallayıp yanımdan geçip gitti. Mal gibi kaldım ben de." dediğinde Berk de anlayamadı. Dolaptan çekirdek çıkarıp tabağa koyduğunda Süsen bir avuç alıp çitlemeye başladı.
"Bence o kızın annesi onu çok kısıtlıyor. Kadın şeytan gibi bir şey." "Bilmiyorum Süsen. Ömer'in annesi arada bize gelip gidiyor ama onun annesinin hiç geldiğini görmedim." çay olduğunda bardak çıkardı ve doldurmaya başladı. "Aman gelmesin zaten. Şahsen bana her baktığında içimden nazar duası okuyorum. Kem gözlü." "Deme öyle. Belki bir sıkıntısı vardır."
"Ömer'e sordun mu hiç?" "Yok. Yani ben sormadım da o bir gün annesi ve yengesinin kavga ettiğini söylemişti. Evlerine büyü falan koymaya çalışmış sanırım." "Oha ciddi misin? Ee sonra ne yapmışlar?" "Kadın ağlamış özür falan dilemiş. Onlar da affetmişler. Ömer'in annesi çok iyi kadındır zaten." dediğinde Süsen sırıtıp kolunu dürttü. "Kayınvalidesini de övermiş." "Hımm ama bizi öğrense nasıl bir insana dönüşür Allah bilir." "Amaan salla. Kimse öğrenmeden de yaşar gidersiniz." "E zaten öyle olacak. Başka türlü bize rahat bir dünya yok." dediğinde çayından bir yudum aldı.
"Az daha oturayım da sonra giderim. Zaten sizin evden çıkınca tip tip bakıyorlar. Bir de bizimkilere söylerlerse azar işitemem hiç." dediğinde Berk kafa salladı ve sohbet etmeye devam ettiler.
"Ohh sonunda bitti bu araba da." dedi ve arabanın altından çıktı Ömer. Sabahtan beri çok yoğundu ve sonunda yemek arasına çıkabilecekti. "Tamamdır gençler. Tolga şu parayı al da ikişer dürüm yaptır aşağıdaki dükkandan." dedi ve parayı uzattı. "Acılı mı acısız mı beyler?" diye sorduğunda Sarp "lan al işte hepimize acılı." dedi ve kendini Ömer'in yanındaki sandalyeye attı.
"Yarın gidiyor muyuz Ankara'ya?" diye sorduğunda Ömer, su şişesini alıp kafaya dikti ve elinin tersiyle ağzını sildi. "Ben gideceğim. Babam tek git, diğer çocuklar da dükkana baksın dedi. Biliyon para kaybetmek istemiyor." "He doğru diyorsun. Neyse ben sana ne diyeceğim?" "De hadi. Var zaten sende bir şeyler." "Bende değil de. Şu Tolga'nın kardeşi Leyla var ya. O seni seviyormuş. Vallaha bütün mahalleye de yayılıyor haberin olsun." dediğinde Ömer omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBer
Fanfiction(Tamamlandı)- Gittikçe daralan ruhum muydu, yoksa sokaklar mı?