"Çok heyecanlıyım ya. İlk kez çalışacağım." Berk'i duyunca ona döndü Kaan. "Ben pek heyecanlı değilim kanka. Seninki de çalışmaya başlayınca geçer." Lokantanın önüne geldiklerinde Berk derin bir nefes aldı ve içeri girdiler. Çalışanlardan biri karşılayıp "hoş geldiniz beyler. İçerde giyinme odası var orada hazırlanabilirsiniz." dedi "Sağol kanka. Hadi Berk geçelim." içeri doğru yürürlerken etraflarına bakıyorlardı. Daha kimse gelmemişti, demek ki akşama doğru doluyordu.
İçeri girip kıyafetlerini değiştirdikten sonra Berk şef garsonun yanına, Kaan da mutfağa geçti. Henüz kimse olmadığı için birer çay içerek sohbet etmeye başladılar. Berk uzun süre sonra ilk kez mutlu hissetmeye başlamıştı. Kendi parası olacaktı.
"Oğlum nereye?" Ömer annesinin sesini duyunca ona döndü. "İşe gidiyorum." "Aa olur mu öyle şey? Akşama isteme var sen iş diyorsun." dediğinde Ömer "biliyorum da akşam sonuçta. Akşama kadar boş boş ne yapacağım anne?"
"Yok yok olmaz gitme. Kendine güzel bir takım al, berbere git. Hadi bakiyim." "Var benim takımım. Ayrıca berberlik bir şey yok kendim hallederim çıkmadan." "Bir kere de laf dinle be çocuğum. Neyse yine de gitme işe. Dinlen bugün, kendine izin ver." deyip mutfağa girdi. Ömer zaten düşünmemek için çalışmaya gidiyordu ama belli ki bugün olmayacaktı.
Ceketini asıp odasına geri döndü. Telefonunu eline alıp Sarp'ı aradı ama hala açmıyordu. Dünden beri merak etmişti. Telefonu koyup başını elleri arasına aldı, canı çok sıkkındı. Akşam resmen kendini asla hayal etmek istemeyeceği bir yerde bulacaktı. Normalde olsa hayatta böyle bir şeyi kabul etmezdi ama normal bir durum değildi.
Telefonuna bildirim geldiğinde eline alıp baktı. Berk story atmıştı, uzun zamandır hiçbir şey atmadığı için bildirimleri açtığını bile unutmuştu. Fotoğrafın üzerine tıkladığında, Kaan ile attığı fotoğrafı gördü. Daha doğrusu Kaan atmış, o da alıntılamıştı.
Berk'in üstünde gömlek, Kaan'ın üstünde de önlük vardı. Anlayamadı ama fotoğrafa uzun uzun baktı. Berk gülümsemişti, haftalardır onu gülerken bile görmemişti. Çok özlemişti ama bir şey yapamıyordu. Fotoğrafın ekran görüntüsünü alırken yanlışlıkla beğendi. Normalde hep beğenir, çokça mesaj atardı ama şimdi kalbi hızlı bir şekilde çarpmaya başlamıştı. Telefonu kapatıp kenara koydu ama hala dönüp dönüp bakıyordu.
Belki Berk görüp ters de olsa cevap verir diye ummuştu. Çok saçmaydı böyle bir şeyi istemesi ama yine de onu istiyordu. "Akşam başka biriyle sözlenmeyecek gibi utanmadan bunu istiyorsun bir de." kendine kızıp odadan çıktı. Böyle yaparak sadece Berk'i zor durumda bırakıyordu.
Öğle arası geldiğinde Berk ve Kaan birlikte arka odaya geçip onlara verilen personel yemeğini yemeye oturmuşlardı. "Kanka fena acıkmışım ha." Kaan çorbayı içerken Berk "ben de öyle ama çok iyi geliyor bana çalışmak." dedi. "Senden daha az yoruluyorum bence. Hem yıkayıp hem de oturuyorum mis gibi." Kaan konuştuğunda gülümseyerek ona baktı. Hayatında ne olursa olsun hep pozitif yönüne bakıp mutlu olmaya çalışıyordu. Berk de onun gibi yaşamaya alışmak zorundaydı. Yoksa onun için hayat yaşadığından da zor olurdu.
Çorbalarını bitirdiklerinde Kaan bir eline telefonu aldı. "Alıntılamışsın hikayemi." dediğinde Berk kafa salladı ve telefonuna uzanıp açtı. Gelen bildirimi gördüğünde bir an bakakaldı. Elindeki kaşığı bırakıp hesabına girdi ve hikayesini Ömer'in beğendiğini gördü. Kalbi hızlı bir şekilde atarken telefonu çevirip Kaan'a gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBer
Fanfiction(Tamamlandı)- Gittikçe daralan ruhum muydu, yoksa sokaklar mı?