19

154 7 4
                                    

"Yani şimdi boşa mı ümit etmişsiniz?" "Aynen öyle Doruk. Kabul edemediğimiz için en ufak bir şeyde heveslendik işte." Doruk tabağını bitirip ayağa kalktı ve "köfte ister misin?" diye sordu. "Yok ya. Anca bunları yerim zaten sağol." Köftelerini alıp masaya geri oturdu.

"Sence bu ikisi doğru söylüyor mı?" "Bilmiyorum belki ben duysaydım ya da görseydim buna karar verebilirdim." "Süsen'e sordun mu?" "Sordum da o pek inanmadı. Altında net daha başka bir şey var dedi." "Yani Süsen gözü açık bir kız. Öyle diyorsa inanmakta fayda var." Berk son köftesini de yiyip suyunu içti. "İnanıyorum ama sonra üzülüyorum işte." "Eğer olumlu bir sonuca varacaksan üzüleceksin Berk. Güzel şeylere o kadar kolay ulaşılmıyor maalesef." "Bende ekstra zor oluyor. Ne zaman mutlu olsam gün sonunda ağlıyorum."

Tabağını ve bardağını alıp kalktı. İkisini de sudan geçirip makineye koydu. "Her seferinde niye yıkıyorsun. Yardımcı hallediyor." "Olsun yapmış zaten her şeyi ellerine sağlık." Doruk da onun yaptıklarını yaptığında mutfaktan çıkıp salona geçtiler.

"Kaan'ı aradım gelmeden önce ama ulaşamadım." "Kapalı mıydı telefonu?" "Yok, çaldı ama açmadı." "Siz daha iyi tanıyorsunuz ama bu aralar bir garip gibi. Ya da bana öyle geliyor." "Bana da öyle geliyor ama söyleyene kadar bekleyeceğiz. Sebebi vardır yani." "Yok zaten sormam. Beni ilgilendirmez kimsenin hayatı."

"Doruk ya ne zaman herkesin aynı olmadığını anlayacaksın. Bak anlıyorum seni zamanında üzülmüşsün ama herkes cidden aynı değil. Kaan ve Süsen gerçekten iyidir." "Benim için zor böyle şeyler. Seninle bile şu bağı 3 senede kurabildim. Tamam iyiler bir şey demiyorum ama çok benimseyemem." "Neyse zamanla o da olur."dediğinde kapı çaldı.

Kapıyı yardımcı açtığında Kaan içeri girdi. "Naber beyler?" deyip oturduğunda Berk ayağa kalktı ve ona yaklaştı. "Dudağına ne oldu?" Kaan'ın eli dudağına gittiğinde yediği yumruğu hatırladı. "Birkaç kişiyle dalaştım da. Önemli değil geçti gitti." "Manyak niye bize haber vermedin?" "Kankam önemli değil ya." "Ben de diyorum telefonumu niye açmadı? Neyse gitmeden bir temizleyelim."

"Kanka sen beni niye aramıştın ya? Kusura bakma açamadım." "Leyla'dan bir şey çıkmadı da ona canım sıkılmıştı." "Off cidden mi ya?" dediğinde Berk kafa salladı. Deminden beri onu süzen Doruk'a baktı. "Bir şey mi oldu?" "Yok da kavga ettimişsin ama çok da mutlusun." "Kanka canım yanmadı ki. Hem niye mutlu olmayayım anlamadım." dediğinde Doruk omuz silkti. "Ol tabi." dediğinde Doruk ayağa kalktı ve "bir şeyler içelim. İstiyorsunuz." dediğinde ikisi de kafa salladı.



Hep beraber televizyondaki diziyi izliyorlardı ve çay içiyorlardı. Ömer bir yandan içip bir yandan da düşünüyordu. Sarp'ı konuşturması gerçekleri öğrenmesi gerekiyordu. Bir de eğer bu düğün iptal olursa annesinin tepkisini merak ediyordu. Ya başka biriyle evlenmesini isterse o zaman ne yapacaktı bilemiyordu. Tabi önce bu durumdan kurtulması gerekiyordu.

"Oğlum, yarın benim bir tanıdık gelecek. Daha doğrusu iki adamını getirecekmiş." "Eve mi gelecekler baba." "Yok tamirhaneye. İki araba varmış pert olmuş. Bana söyledi ben de buyur gel dedim. İkisini halledin başka da araba almayın." "Tamam baba. Peki kim bu tanıdık?" "Askerden arkadaşım. İnşaat işiyle uğraşıyor. Haa para mara da almayın." "Tamam. Hallederiz."

"Kızım babanın çayını doldur." Asiye kalkacakken babası durdurdu. "Yok kızım çok geldi sağol." dedi. Ömer telefonuna bakarken üstten gelen bildirime tıkladı. Tolga'dan gelmişti.

Seni Seyrederdim BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin