Berk: Yarın akşam diyorsun yani.
Ömer: Aynen öyle. Yani tabi seni zora sokacaksam çıkmayalım.
Berk: Aslında bir şey uydurabilirim ama önce arkadaşıma sormam lazım.
Ömer: Hangi arkadaşın?
Berk: Üniversiteden sınıf arkadaşım, adı Doruk. Zengin bayağı bizimkiler de tanıyor. Onda kalacağımı söylersem izin verirler.
Ömer: Ben niye bilmiyorum o çocuğu?
Berk: Hayatım senden önce arkadaş olmuştuk. Mezun olduğumuzdan beri görüşemedik. O babasının işleriyle ilgileniyor çok yoğun ama ben bir şey istersem yardım eder.
Ömer: Değişik.
Berk: Nesi değişik Ömer?
Ömer: Bir şey istersen hemen yapması. Yani arkadaş falan ayağına sana yürümüyor di mi?
Berk: Hayır Ömer cidden arkadaşız. Ayrıca sen bir şey istesen arkadaşların yapmaz mı?
Ömer: Yaparlar tabi. Pek sorgulamazlar.
Berk: Ee benim neyim eksik? Sevilmeyecek biri miyim ben?
Ömer: Birtanem ben öyle bir şey demedim. Ne biliyim öyle deyince acaba senden mi hoşlanıyor diye düşündüm. Yoksa seni sevmeyen yaşamasın zaten.
Berk: Yok hoşlanma falan. Hem benim gay olduğumu da bilmiyor. Neyse ben ona bir söyleyeyim de bizimkiler sorgularsa pot kırmasın.
Ömer: Tamam yavru ben senden haber bekliyorum.
Yarın akşam için Ömer güzel, şehirden biraz uzakta bir mekan ayarlamıştı ve güzel bir akşam yemeği yiyeceklerdi. Ardından otelde birlikte kalmayı planlıyordu. Aslında bunu uzun zamandır istiyordu ama bir türlü fırsat bulamıyordu.
Yarın babası şehir dışına çıkacaktı ve o da fırsattan istifade sevgilisiyle vakit geçirecekti. Berk mesaj atıp ayarladım yazdığında sevinçle yerinde tepindi. Ankara'ya gidip geleli 3 gün geçmişti ve toplamda 5 gündür sarılıp öpemiyordu. Yarın bugünlerin acısını çıkartacaktı.
Telefonu bırakıp odadan çıktı. Tamirhanenin kapısında Tolga ve kardeşini konuşurken gördü ve Sarp'ın yanına gitti. "Ne yaptın motora falan baktın mı?" "Baktım kanka. Bir sıkıntısı yok. Adama söylersin yarın gelir alır." diye cevap verdi Sarp.
"Ömer kolay gelsin." diye seslendi Leyla. Ömer onlara dönüp kafa selamı verdi ve önüne döndü. Çok fazla muhabbet etmek istemiyordu çünkü normal bir şekilde konuşsa bile millet adını çıkarıyordu. Burası öyle garip bir yerdi.
"Naber, nasılsın?" dediğinde Ömer ona bakıp "şükür sen?" diye sordu. Kız gülümseyip "çok iyim. Şey biraz vaktin var mı?" diye sordu. Ömer Tolga ile gözgöze geldiğinde Tolga yanlarından geçip içerdeki odaya girdi. "Aslında pek müsait değilim ya. İşler var." diyerek eliyle arkadaki 3 arabayı gösterdi. "Bak sadece 5 dakika. Daha fazla değil." dediğinde Ömer kafa salladı ve yanına gitti.
"Off çok heyecanlandım kusura bakma." diyerek söze girdi Leyla. "Şey aslında duymuşsundur. Yani işte annen falan demiştir." dedi ve Ömer'den bir tepki bekledi. Ömer o konuştukça bakıyordu çok fazla göz teması kurmak istemiyordu. "Ben bir de benden duymanı istiyorum. Ben çocukluğumdan beri seni seviyorum Ömer. Bilmiyorum sen ne düşünürsün ama ben hep bir gün olacağız umuduyla bizi hayal ettim." dediğinde Ömer ona baktı ve tam olarak ne diyeceğini bilemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBer
Fanfiction(Tamamlandı)- Gittikçe daralan ruhum muydu, yoksa sokaklar mı?