"Bak sen şerefsize." diye söylendi Süsen. Berk'i alıp evlerine getirmişti çünkü cidden kötü görünüyordu. "Deme öyle." "Derim. Lan ben bile inanmıştım seni sevdiğine. Sana kabul et diyen aklıma sıçayım." "Senin bir suçun yok ki. Ben sevdim ve hala seviyorum." dediğinde Süsen koltukta oturmuş ağlayan arkadaşına eğildi. "Kıyamam ben sana ya." elini tutup gözyaşlarını sildi. "Bu çocuk bana geçen 'Berk'i üzersem silahı al beni vur' demedi mi? Gidip vurayım sen de rahat edersin." "Rahat mı ederim? Ona bir şey olursa ölürüm ben Süsen." "Hala ölürüm diyorsun ya. Şu haline bak, yazık değil mi sana?"
"Off lütfen gelme üstüme yemin ederim fiziksel olarak canım yanıyor." ayağa kalkıp koltukta yanına oturdu ve sarıldı. Saçlarını okşayarak "tamam canım benim gelmiyorum üstüne. Sakin ol tamam mı? Ben yanındayım ve istediğin gibi ağlayabilirsin." dedi. Tabi içinden Ömer'e hala kötü şeyler söylemeyi de ihmal etmeyerek.
"Ömer neyin var?" "Nefes alamıyorum sanki Asiye." dediğinde kardeşi telaşla koluna dokundu ve koltuğa oturttu. "Baba, anne gelsenize." diye seslendiğinde ikisi de salona girdi. "Ne oldu?" "Ömer nefes almakta zorluk çekiyor." babası gelip yanına oturdu ve elini tuttu.
"Kalk oğlum bir elini yüzünü yıkayalım." dedi ve ayağa kalkıp banyoya götürdü. Musluğu açıp önce yüzünü sonra bileklerini sonra da ensesini ıslattı. Salona geri getirip "kızım şu camı aç." camı açtırıp sehpanın üzerindeki kolonyayı koklattı. "Daha iyi misin oğlum." dediğinde Ömer kafa salladı.
"Ne oldu oğlum sana böyle. Stres falan mı yaptın?" "Olabilir anne stres yapınca bu gibi durumlar oluyor." "Tamam neyse hadi siz işinize bakın. Oğlum gel balkona çıkalım bir hava al." babası koluna girip kaldırdı ve ikili balkona çıkıp oturdular. Ömer derin nefesler alırken babası ona bakıyordu.
"Canını sıkmışsın bir şeye belli. Bak oğlum bu evlilik işleri mi sıktı seni. İstiyorsan erteleriz." Ömer arkasına yaslanıp babasına baktı. "Her şey üstüste geldi baba. Hem ertelemek istesek annem üzülür biliyorsun." dediğinde babası "doğru söylüyorsun ama sen de kendine dikkat et. Gençsin tamam da gençlik de bir yere kadar yavrum." dediğinde Ömer kafa salladı. Babası başını okşayıp balkondan çıktı.
Ömer de kendi evine girip odasına girdi. Yatağına oturup çekmeceyi açtı ve kolyesini çıkardı. Eliyle düzeltmeye çalıştı ama yapamadı. Diğer çekmeceyi açıp ip çıkardı ve uçlarını birbirine bağladı. İçini açıp fotoğrafa baktı ve kapatıp boynuna taktı. Bu böyle olmayacaktı, bir şey bulmalıydı.
"Nerdesin lan sen saatlerdir?" "Süsen'e gittim baba." "Başlıcam ona da sana da. Adınız çıkıyor lan mahallede." bağırdığında Berk cevap vermedi. Babası sinirlenip "bana bak bana eşek başı mıyım lan ben? Bir daha o kızla görmeyeceğim seni. Ha aranızda bir şey varsa söylersin hallederiz ama elaleme rezil etme beni." "Aramızda bir şey yok. Arkadaşız diyorum niye anlamıyorsun."
"Bana sesini yükseltme gebert miyim seni?" Berk elindeki ceketi asacakken sinirle yere attı. Babasının üstüne yürüyüp parmağını kaldırdı. "Benimle düzgün konuş." babası omzundan itti. "Konuşmuyorum lan pezevenk. Herkesin oğlu iş güç sahibi oldu, sen itlik serserilik peşindesin." "Baba yeter, yeter artık bıktım sizden ya." "Yemeğini suyunu veriyoruz yetmiyor bir de bize kafa tutuyor."
Berk babasını omzuyla itip yanından geçti ve odasına çıktı annesiyle babası da peşinden geliyordu. "Anca şu deliğe kaç sen. Lan ben olmasam dilenirsiniz siz." Berk dolabını açıp kıyafetlerini çıkarırken ona döndü ve "gidiyorum lan." çekmecenin üstündeki sürahiyi alıp yere attı ve parçalanmasını sağladı. "Defolup gidiyorum işte. İkiniz de rahat edersiniz." diye bağırdığında babası güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBer
Fanfiction(Tamamlandı)- Gittikçe daralan ruhum muydu, yoksa sokaklar mı?