49

142 6 18
                                    

Yatağından kalkmış ve aşağıya inip elini yüzünü yıkamıştı. Mutfağa girip bir sandalye çekip oturdu. "Yok mu iş bugün?" Babası soru sorduğunda başını iki yana sallayıp ağzındaki zeytini midesine yolladı. "Nasıl iyi yapıyorsun di mi? Kovulmazsın?" "Yok baba kovulmam merak etme." Dediğinde çayından bir yudum aldı.

"Sen ne yaptın iş falan bulabildin mi?" Diye sorduğunda babası "daha değil ama bakıyorum. Hatta bugün bir arkadaşımla buluşacağım." Dedi. "Senin arkadaşın mı vardı?" "Var var. Askerden arkadaşım. İstanbula gezmeye gelecekmiş de bir görüşelim dedik. Belki bana bir iş falan ayarlar belli olmaz."

"Nerede yaşıyor ki?" "Eskişehir." Dediğinde Berk kafa salladı ve daha fazla konu uzamadı. Kahvaltı bittikten sonra odasına çıktı ve hazırlanmaya başladı.

Arkadaşlarıyla buluşacaktı, hatta Ömer de gelecekti. Bunun için de ekstra mutluydu. Dolabını açıp bir süre ne gidebileceğine baktı ama uzun zamandır kendine yeni bir şey almadığını fark etti. Yine de en son aldığı ve giymeye fırsat bulamadığı krem rengi gömleği çıkarttı. Altına da hafif salaş, siyah bir pantolon aldı. İkisini de giyip bir kolye taktı. Ömer'in verdiği kolyeyi de takıp ucunu ense kısmına aldı ve aynada saçlarını düzeltti.

Yine fazla uzamıştı ve pek sabit durmuyordu ama kestirmeyi de istemiyordu. Ömer de saçlarını böyle daha çok sevdiği için hafif toplattırmayı düşündü. Parfümünü sıkarken daha önceden aldığı ama kullanmaya çekindiği dudak kremini gördü. Alıp açtı ve biraz sürdü. Hafif renk verdiğinde hoşuna gitti ve bir kez daha üstünden geçti. Dudaklarını birkaç kez birbirine bastırıp dağıttı ve gülümsedi. Son olarak telefon ve cüzdanını alıp evden çıktı.

Parkın oraya gittiğinde Ömer'i arabanın içinde buldu. Arabaya yaklaşıp kapıyı açtı ve sağ koltuğa oturdu. Ömer ona döndü ve arabayı çalıştıracakken tekrar dönüp baktı. "Berk bu halin ne?" Diye sorduğunda Berk'in gülen yüzü anında soldu ve kendine baktı. Ömer elini kaldırıp yanağına dokunduğunda tekrar bakışları ona döndü. "Ömer ne oldu? Kötü mü anlamadım?"

Yanağındaki eli dudağını okşadı ve yaklaşıp ufak bir öpücük kondurdu. Gözlerini kapatıp yakınında bir süre beklediğinde Berk de istemeden gözlerini kapattı. "Çok güzel görünüyorsun. Dudakların... çok güzel Berk." Dediğinde Berk rahatladı. Konuya öyle bir girmişti ki kötü bir şey söyleyeceğini sanmıştı ama Ömer böyleydi, bazen ne söyleyeceği tahmin edilemiyordu. "Teşekkür ederim." Dediğinde Ömer gözlerini açıp güldü ve boynundan öpüp geri çekildi.

Gözleriyle bir süre süzüp beğeniyle dudak büktü. "Buluşmaya gitmesek mi acaba yavrum. Daha güzel şeyler yapabiliriz, baş başa. Ne dersin?" "Olmaz Ömer. Ayarladık o kadar ve herkes gelmiş. Bizi bekliyorlar." Dediğinde hala ona bakıyordu. "Ömer neden arabayı çalıştırmıyorsun?" "Hala vazgeçmeni bekliyorum." Berk gülmeye başladığında Ömer tekrar yaklaşıp boynunu öptü.

"Sinirlerim bozuldu ya. Hadi gidelim bak küfür yiyeceğiz artık." Ömer geri çekilip "Aslında küfür de olur yan-" "Ömer, tamam hadi artık bak çok geç kaldık." Dedi sözünü keserek. Ömer oflayarak arabayı çalıştırdı ve buluşmaya yerine sürdü.

Cafeye girdiklerinde ikisinin de gözleri arkadaşlarının olduğu masayı aradı. Doruk onları görüp biraz el kaldırdığında, Berk de gördü ve yanlarına gittiler. Tolga da masadaydı ve Berk oturmadan önce Ömer'e baktı. Ömer oturduğunda o da sorun olmadığını anlayıp yanına oturdu. "Hoşgeldiniz. Şey ben sormadan Tolga'yı da çağırdım ama artık sorun olmayacağını düşündüm." Kaan konuştuğunda Berk gülümseyip "sorun değil." Dedi ve masanın altından Ömer'in bacağına dokundu. Ömer bakışlarını Tolga'ya pek değdirmiyordu, hala ona kızgın ve kırgındı.

Seni Seyrederdim BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin