41

126 5 9
                                    

Berk sabah olduğunda odasından çıktı ve merdivenlerden aşağı indi. "Hele şükür oğlum sen kaç gündür odandan niye çıkmıyorsun? İşe de gitmiyorsun kovmasınlar?" Babası konuştuğunda salona girip koltuğa oturdu ve ona baktı. Babası onun bitmiş halini görünce bir an irkildi.

"İzinliyim, 1 aylık izin aldım." "Paralı izin mi? Ayrıca 1 aylık ne?" "Parasız. Kendimi iyi hissetmiyorum. İşe gidip çalışacak güçte değilim." Dediğinde babası onu süzdü. "Ne yiyip ne içeceğiz oğlum? Keşke söyleseydin, günlük de olsa iş bulurdum." Dediğinde Berk iç çekti. Halimi görmüyor musun? Canımın ne kadar yandığını görmüyor musun? Demek istedi ama hepsini yuttu. "Eve çıkmak için para biriktirmiştim. Onunla idare edebiliriz merak etme." Dediğinde babası kafa salladı.

Sehpanın üzerindeki sigarasına uzanıp aldı ve yaktı. Sürekli oğluna bakıyordu ve bir şeyler sormak istiyordu ama vazgeçiyordu. Berk ayağa kalkıp yanına geldiğinde şaşırdı ve ona baktı. "Baba, bana biraz sarılır mısın?" Diye sorduğunda babası onun çaresizce bakan gözlerine baktı. Yavaşça elini kaldırıp başını okşadığında Berk'in gözlerinden yaşlar aktı. Gözlerini kapatıp daha çok ağladığında babası elindeki sigarayı bırakıp ayağa kalktı ve salondan çıktı.

Daha sonra da evden çıkınca Berk gözlerini açtı ve yenilgiyle omuzlarını düşürdü. "Olsun, olsun." Deyip gözlerini sildi ve ayağa kalkıp ceketini giydi. Evden çıktığında gökyüzüne bakıp derin bir nefes aldı. Hava kapalıydı ve yağmur yağacak gibiydi. Kasvetli, yağmurlu havaları sevmezdi.

Yürümeye başladığında telefonuna bildirim geldi ve cebinden çıkarıp baktı. Ömer'in kardeşi mesaj atmıştı. Hızlıca mesaja tıkladı.

Asiye: Selam Berk. Seninle biraz konuşmak istiyorum da acaba parka gelebilir misin?

Berk: Dışarıdayım ve hemen geliyorum.

Yazdı ve parka doğru hızla yürümeye başladı. Ömer'den bir haber olmalıydı. Kalbi hızlı hızlı atmaya başlarken hızını iyice artırmıştı. Parka geldiğinde bankta oturan kızı gördü ve yanına gidip oturdu. "Nasılsın?" "İyi değilim. Sen, siz?" Diye sorduğunda Asiye bakışlarını karşıya çevirdi. "Değilim, değiliz. Annem çok üzülüyor."

Göz ucuyla Berk'e bakıp "fenalaşıyor. Üzülüp stres yaptıkça da hastalığı nüksediyor." Berk de bakışlarını ondan çekti. Vicdan azabı çekiyordu hem de çok fazla. Onun yüzünden bir de Ömer'in annesine bir şey olursa buna dayanamayıp, muhtemelen kendine zarar verirdi. Berk'ten bir ses gelmeyince bakışları tekrar ona döndü.

"Ömer'le konuştum. Seni çok sevdiğini söyledi. Çok üzmeyecekmişsin kendini." "Nasıl? İyi mi? Sesi nasıldı?" "Yani iyim diyor ama o dört duvar arasında kim iyi olabilir ki. 24 yaşında resmen hayatı bitti." Berk akan gözyaşlarını sildi. Bunları duymak acısına acı katıyordu. "Benim kardeşim nasıl böyle bir şey yaptı aklım almıyor Berk. Hiç mantığıma oturtamıyorum." Asiye ağlamaya başladığında kendini daha kötü hissetti. Özür dilemek, her şeyi anlatmak istiyordu ama Ömer'in dediklerini düşünmeden edemiyordu. Anlık bir düşünceyle her şeyi mahvetmekten korkuyordu.

"Ben, ben de inanamıyorum. Bilerek olmamıştır ki zaten. Ömer yapmaz, yapamaz." "Evde herkes berbat durumda, kimi nasıl toparlayacağımı şaşırdım." Berk daha fazla dayanamayıp ayağa kalktığında Asiye ona baktı ve "Ne oldu?" Diye sordu. Berk kalbini tutup "biraz kötüyüm de ben. Özür dilerim gitmem lazım kusura bakma." Hızlı hızlı konuşup yanından uzaklaştığında, Asiye yaptığı baskı için üzülmüştü.

Böyle konuşursa, Berk'ten bir şeyler öğrenir diye düşünmüştü ama onu daha fazla üzmekten başka bir işe yaramamıştı. Başını ellerinin arasına alıp derin bir nefes aldı. Yanlış kişinin canını acıtmıştı hem de Ömer'in en değer verdiği kişinin.




Seni Seyrederdim BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin