"Kanka ben çıkıyorum. Biraz çarşıda işlerim var izin aldım." "Tamam Kaan. Görüşürüz." Berk elindeki bardakları tezgaha koyduğunda Kaan yaklaşıp sarıldı. Arkadaşının üzgün olduğunu biliyordu ve bir nevi teselli etmeye çalışıyordu. "Bugün erken çıkacakmışsınız. Süsen'e söyledim yanına gelecek. Ben de işimi bitirir gelirim beraber vakit geçiririz." dediğinde Berk gülümsedi. "Sizi çok seviyorum." "Biz de seni çok seviyoruz kankam benim." "Akşam eve uğrayacağım. Arayıp sormasalar da ben merak ediyorum." "Tamam o zaman. Evden çıkınca haberleşiriz. Çok öptüm." dedi ve mutfaktan çıktı.
Kaan yürüyerek durağa gitti ve gelen otobüse bindi. Biraz işleri vardı ama önce tamirhaneye gidecekti, Tolga'yı biraz sıkıştırması gerekiyordu. Kardeşine en yakın kişi oydu ve Kaan da ona yakın olmalıydı.
Mahalleye geldiğinde düğmeye bastı ve indi. Tamirhanenin nerede olduğunu hatırlayıp yürümeye başladı. Kapının önüne geldiğinde Tolga'yı dışarda buldu. Hala açmamışlardı ve o da telefonda birini arıyordu, arkası dönüktü. Biraz yaklaştığında sinirli sesini duydu.
"Ulan Ömer ulan Ömer. Ben seni bir bulayım o telefonu bir tarafına monte etmezsem bana da Tolga demesinler." kendi kendine söylenip arkasını döndüğünde Kaan ile gözgöze geldi. Kaan bakışlarından biraz gerilmişti ama yaklaştığında ilgileniyormuş gibi davrandı. "İyi misin? Bir problem mi var?" dediğinde Tolga onu süzdü ve "sabır. Sen yine nereden çıktın lan?" dedi. Kaan sinirlenmemeye çalışarak cevap verdi.
"Geçiyordum da bir uğramak istedim." "İyi uğradın şimdi siktir git." dedi ve yanından geçecekken Kaan kolunu tuttu. Tolga önce tuttuğu yere baktı sonra da Kaan'a. Kolundaki eli tutup sıktığında Kaan yüzünü buruşturdu. "Nereden geliyor bu cesaret?" Elini bıraktı ve "o elin bir daha bana dokunsun bak o zaman ne oluyor." dedi. Kaan elini ovup "ben buraya senden özür dilemeye gelmişim senin yaptığına bak." söylendiğinde Tolga göz devirdi.
"Geçen gün gereksiz çıkışmıştım sana kusura bakma." Tolga istemese de "eyvallah sağol." dedi ve kafa salladı. "Aslında bir çayını da içmek isterdim ama kapalısınız sanırım." "Aynen. Açamadık bugün."
"Tüh ya. Neyse en azından seninle konuşabildim. O zaman görüşürüz." deyip yanından geçecekken Tolga "kahvede çay içeriz istersen. Buraya kadar gelmişsin bizde öyle geleni geri çevirmek olmaz." dedi. Kaan gülümsediğinde ikili Tolga'nın yönlendirmesiyle yürümeye başladı.
"Sağol abim." Tolga önce Kaan'ın çayını uzattı daha sonra da kendi çayını alıp bir yudum aldı. Kaan çayına 5 şekeri ardarda atıp karıştırdı ve içecekken Tolga'nın şaşkın yüzüyle karşılaştı. Yavaşça çayından bir yudum aldı ve masaya bıraktı.
"Ne oldu? Bir şey mi yaptım?" diye sordu. "5 şeker? Hasta olmayasın?" "Haa ona şaşırdın sen. Yok ya olmam, alışkınım." dediğinde Tolga geriye yaslandı. "Bu arada ben Kaan. O gün tanışamamıştık." "Tolga. Memnum oldum." Tolga çayını içip tekrar ona baktı ve "sen kime geliyorsun ki? Bu mahelleden değilsin." "Nereden biliyorsun?" "Parkı sordun ya. Burada yaşayan herkes bilir." "Ha doğru. Ya benim bir arkadaşım var da Süsen. Ona gelip gidiyorum arada." Tolga bir an düşündü ve her gördüğünde sinirli olan esmer kız aklına geldi.
"Hatırladım. Deli o kız lan." "Deli meli ayıp oluyor ama." Kaan anlık olarak rolden çıktığında ortam gerilmişti. "Manitan mı yoksa?" "Yok be. İşten arkadaşımdı. Kardeşimdir yani." dediğinde Tolga cıkladı. "Karşı cinsten kardeş olmaz. Olursa da kan bağıyla olur yoksa güven olmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBer
ספרות חובבים(Tamamlandı)- Gittikçe daralan ruhum muydu, yoksa sokaklar mı?