1

1.2K 21 23
                                    

"Nasılsın yavrum?" diye sordu Ömer. Gün içinde bazen hiç görüşemiyorlardı. O yüzden de arayıp sesini duymak istemişti. "İyim sen?" diye cevap verdiğinde, sesinden bir sıkıntısı olduğu anlaşılıyordu. "Ben iyim de senin moralin bozuk gibi. Bir şey mi oldu?" diye sorduğunda, Berk iç çekti.

Kapı kapanma sesi geldi ve "annemin günü var bugün. Senin annen de burada." "Biliyorum yavrum. Sabah demişti size geleceğini." "Leyla'nın annesi de burada ve sürekli sizi yakıştırdıklarını falan söylüyorlar." dediğinde sonlara doğru sesi kısılmıştı. Böyle şeyleri dile getirirken biraz utanıyordu.

Ömer gülümseyip "sen de buna mı canını sıktın benim canım?" "evet. Maalesef." "Yakıştırdıkları kızın yüzünü bile hatırlamıyorum Çilli ama senin yüzünün her zerresini ezbere biliyorum." dediğinde Berk güldü ama içerdekiler duymasın diye kendini tuttu. "Hem ben de seni bana acayip yakıştırıyorum. Benim yanıma senden başkası yakışmaz sen sıkma o güzel canını."

"Ömer... Keşke şuan yanında olsaydım." "Sen iste anında gelirim yanına." dediğinde Berk bir anda telaşlandı. "Yok yok sakın gelme. Herkes evde." "Tamam tamam korkma. Sen ne dersen o." "Ama yarın öğlen görüşsek olur mu? İş görüşmesine gideceğim belki sen de gelirsin benimle olmaz mı?" dedi ve Ömer'den cevap bekledi.

Odasına arkadaşlarından biri gelip iş ile ilgili birkaç soru sormaya başladı. "Lan dedim ya dikiz aynası diye." sinirlendiğinde Berk güldü. "Şuan arabanın ağzına sıçın isterseniz ama beni rahatsız etmeyin. Hadi siktir git." dedi ve kapı kapandı. Ömer normalde biraz kaba ve sinirli bir insandı ama konu Berk'le konuşmaya gelince pamuk gibi oluyordu. Berk onun sakin tarafıydı ve Ömer onunlayken söylediği, yaptığı hiçbir şeyi sorgulamıyordu. Aşıktı hem de fazlasıyla.

"Yavrum kusura bakma ya. Bu salaklara söyledim ama unutmuşlar." "Sorun değil ama çok üstlerine gitme yine de." "Gitmem canım. Sen ne demiştin bana duyamadım?" "Şey yarın iş görüşmem var da birlikte gidelim mi demiştim." "Olur tabi gideriz. Nereden alayım seni?" "Bizim parkın oradan alırsın. Öğlen 14.00 sana uygun olur mu?" "Olur Çillim olur. Zaten seni çok özlemiştim iyi oldu bu iş görüşmesi." "Ben de seni çok özledim Ömer'im. Neyse ben kapatayım annem görüp laf etmesin." "Tamam yavrum öpüyorum seni çok. Allah'a emanetsin." "Sen de." dedi ve telefonu kapattılar. Berk morali bozuk diye aramıştı ama şuan çok mutluydu. İyi ki Ömer vardı ve onu seviyordu.

"Oğlum ben sana odandan çıkma demedim mi? Misafirler rahatsız olacak senin yüzünden." dedi annesi sinirle ve elindeki baradağa çay doldurdu. "Tamam anne. Kusura bakma hemen gidiyorum." dedi ve mutfaktan çıktı.

"Kız sen cidden benim Ömer'ime çok yakışırsın. Gerçi benim oğlum Kızıl sever mi bilmem ama." dedi Ömer'in annesi. "Sever sever. Hem Leyla'dan güzelini mi bulacak." "Berk gitsene ne dikiliyorsun burada?" annesi arkasından yaklaştığında bir an korktu ve kafa sallayıp odasına çıktı.

Kapıyı kapattığında boynundaki kolyeye gitti eli. Ömer hediye etmişti ve o gün ilk kez ona aşık olduğunu söylemişti. Kolyenin içini açıp ikisinin olduğu küçük fotoğrafa baktı. O kameraya Ömer de ona gülümsemişti. Ömer Kızıl sevmezdi sadece Berk'i severdi. Kızıl olmasa bile.

Berk görüşmeden çıkıp kapının önünde onu bekleyen arabaya bindi ve kapıyı kapattı. Ömer çenesine dokunduğunda ona döndü ve döndüğü gibi de ağlamaya başladı. "Dur dur dur. Ne oldu canımın içi?" dedi Ömer telaşla. Berk kafasını eğip "almadılar." "nasıl ya? Ee biz sizi ararız falan da mı demediler?" diye sorduğunda Berk omuz silkti. "Tecrübeli değilmişim. İyi de daha yeni mezun oldum ben. Ne ara tecrübe yapacaktım ki?" dediğinde Ömer elini tuttu ve üzerine bir öpücük kondurdu.

"Sıkma canını yavrum. Bu olmazsa başkası olur. İllaki biri olur. Senden değerli değil hiçbir şey akıtma güzel gözyaşlarını." dediğinde Berk kafa sallayıp gözlerini sildi. "Nereye gidelim şimdi?" diye sorduğunda Berk dudak büktü. "Bir tane ağaçlık bir yer biliyorum. Çok güzel manzarası var, hem şimdi çok kişi de yoktur. Ne dersin?" "Olur gidelim." dediğinde, Ömer gözlerini ondan çekip arabayı çalıştırdı. Ara ara Berk'e dönüp bakıyordu ama karşılık alamıyordu. Çünkü kafasını cama yazlamış canı sıkkın bir şekilde akan yolu izliyordu.

Elini uzatıp ellerini birleştirdiğinde Berk ona döndü. Gülümseyip birleşik olan ellerine baktı. İkisi de çok şey söylemek istiyordu ama zaten az görüştükleri için bu zamanlarını birbirlerini severek geçiriyorlardı. Sorunsuz ve huzurlu.

"Ömer ne ara aldın bu sandeviçleri? Oha bir de portakal suyu da var." dedi şaşırarak. Ömer bagajı kapatıp yanına gitti bir elini sevgilisinin omzuna attı ve ağaçlarla dolu olan yoldan yürümeye başladılar. "İnanır mısın Çilli kendim yaptım." "Şaka?" "Vallaha gerçek. Sabah kalktım önce portakal sıktım dolaba attım. O soğuyana kadar da sadeviçleri hazırladım." dediğinde göl kenarındaki banka yaklaşıp oturdular.

Oturdukları anda Berk boynuna sarılıp kokusunu içine çekti. "Seni çok seviyorum Ömer. Canımsın benim canım." dediğinde Ömer elindeki kutu ve içeceği yere koyup beline sarıldı. "Kurban olurum ben sana. Asıl sen benim canımsın." dediğinde Berk geri çekilip etrafa baktı ve kimseyi göremeyince yaklaşıp yanağına hızlı bir öpücük kondurdu.

"Teşekkür ederim." dediğinde Ömer belinde olan elini kaldırıp saçlarını okşadı. Yaklaşıp alnından öptüğünde "asıl ben teşekkür ederim. Hatta ben tek sana değil Allah'a her gün teşekkür ediyorum. Seni benim gönlüme koydu diye." dediğinde Berk utanarak kafasını eğdi. Hayatında Ömer"den fazla sevdiği kimse yoktu. Buna annesi ve babası da dahildi. O sanki her gün kapkaranlık bir kuyuya düşüyordu ve Ömer gelip onu kurtarıyordu. Dünyasındaki tek ışıktı.

"Saklama güzel yüzünü." dediğinde Berk kafasını kaldırdı. "Benim için ne anlama geldiğini bilemezsin Ömer. İyi ki varsın." dedi ve dolan gözlerini saklamak için gökyüzüne baktı. "Aaa yapma ama yavrum. Hadi gel karnımızı doyuralım güzelce. Sonra da sen manzayı ben manzaramı izlerim." dedi ve eğilip yere koyduğu yiyecek ve içecekleri aldı.

Berk gülüp ona baktı ve eline tutuşturduğu içeçekten bir yudum aldı. Görünen o ki ömür boyu yanındaki çocuğa bakıp şükredecekti. Bir şikayeti olmazdı. Yeter ki yanında olsundu.



💞😽


*Selaaam yeni bir şeyler denemeye karar verdim. Umarım beğenirsiniz<3*
*Bu arada Ömer'in bir tamirhanesi var. Berk de işsiz bir mezun :( ve aynı mahallede yaşıyorlar.*

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seni Seyrederdim BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin