Bölüm Şarkısı: Bahadır Sağlam ~Bir Görüş Kabininde
Yorumlarınızı eksik etmeyiniz, iyi okumalar!
Bölüm 21: Bazen Bir Yenilik Bazen de Bir Görüş Kabininde
2001 ~Yeniliklerle Bir Kış Günü~
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.Ardımdan usul usul yürüyen beden ara sokaktan geçtiğimiz vakit anında arkamda yerini almış ve belime kolunu sarmıştı. Bir an kollarcasına mahalleyi aşarken ve eskisi gibi orada rahat olamıyorken mahalleden çıkıp ilk ara sokağa saptığımızda beni sıkı sıkıya sarıp sarmalamıştı. Nefesi ensemden kayıp kulak dibime geldiğinde istemsizce bedenimde bir elektrik akımı olmuş ve titremiştim.
Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!Geçirdiğim onca soğuk ve kimsesiz kış günlerinin aksine yedi yıl sonra ilk kez kış vakti sıcacık kesilmişti bedenim. Kimsesiz de değildim artık. O vardı ve var olmaya da devam edecekti, biliyordum. Korkularım vardı, geçmeyecekti de ama biliyordum ki artık o beni bırakmazdı, bırakamazdı. Bu defa davasından da kendisinden de vazgeçirdi ama benden geçemezdi. Keşke bir musibet yaşayıp öyle ders almak zorunda kalmasaydık ama işte bazen bazı şeyler gerekliydi ve biz engel olmak istesek de oluyordu; çünkü olmak zorundaydı kader çizgisine göre.
Şakağıma doğru içli bir öpücük kondurduktan sonra yanağını yanağıma yaslamıştı. Karnımın üzerinde duran koluna ellerimi yaslarken aynı şekilde yanağımı da tamamen ona yaslamıştım. Yıllar sonra tattığım huzurla birlikte gözlerim ağırca ve titreyerek kapanmıştı. Ne çok hayal etmiştim tekrardan böyle olmayı, ne çok özlemiştim onunla tekrardan bir bütün olmayı. O benim eksik yanlarımın dolduruşuydu ve tekrardan tamamlanmıştım onunla.
"Korkuyorum." diye kulağıma fısıldadığında kapalı gözlerime rağmen o doluluğu hissetmiştim. Nitekim kapalı olan göz kapaklarımın arasından birkaç damla yaşın süzülmesi de gecikmemişti. Yanağıma yaslı olan yanağına gözyaşı değerken onun da benden farklı olduğu söylenemezdi. "Ben yanındayım, hep de olacağım." Ne kadar sesim titrek ve kısık çıksa da kendimden de emindim. "Biliyorum ama yine de korkuyorum. O günleri tekrardan hatırlayacak olmaktan, onları anacak olmaktan, böyle bir şeyin gerçekten yaşanmış olmasını kendime kabul ettirmekten korkuyorum." Onun da sesi titriyordu.
Cezaevinden çıktığı ilk günler hem adaptasyon problemi yaşıyordu hem de belli etmemek için daha çok kendini kastığından soğuk bir hâli tavrı vardı. Şimdiyse her şeyi bana anlattığı için maskeleri bir köşeye atmıştı. Korkuyordu ve korkusunu yansıtmaktan çekinmiyordu. Böylesi ikimiz için de en iyisiydi. Kabuğuna çekilse ve bana sorunlarından bahsetmese bunu atlatamazdık.
"Onun üzerine gitmeden kurtulamayız biliyorsun." Kolları arasında dönüp sakallı yüzünü avuçlarım arasına hapsetmiştim. "İçinde seni yiyip bitiren her ne varsa hepsine özgürlüğü sunacaksın ve sonra sen de özgür kalacaksın. Bense her zaman o kapının ardında seni bekliyor olacağım tamam mı?" Dolu gözlerime rağmen gülümseyen bir yüzle bakıyordum ona. En çok da benim desteğime ihtiyacı vardı onun. Buna rağmen gönlümü almayı da bir an olsun bırakmıyordu. Oysaki ben bütün kırgınlıklarımla birlikte onu kendimce affetmiştim. Ölümü bekleyen, sevdiğin hayaline tutunup ölmemek için savaşan, bütün dostlarını yitiren ve bu uğurda aklını yitirecek birine nereye kadar kırgın kalabilirdim ki? Benim her şeyden öte gönlüm affetmişti onu, işleri zorlaştırmaya benim bile gücüm yoktu artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ankara'da Aşık Olmak
RomanceDoksanlı yıllarına heba olmuş bir aşkın öyküsüydü onlar. Davasına ve sevdasına düşkün olan adamın, sevdasından vazgeçmek zorunda kalışıydı... "Bana bir gün, ne davamdan ne yârimden geçerim, demiştin. Sen davana sadık kaldın da yârine sırtını döndün...