30. Bölüm 🍂

4.5K 457 124
                                    

Bölüm Şarkıları: Tarkan ~Kuzu Kuzu
Tarkan ~Şımarık
Müzeyyen Senar ~Benzemez Kimse Sana

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz, iyi okumalar!

Bölüm 30: Benzemez Kimse Sana

"Bak
Kırıldı kolum kanadım
Olmadı, tutunamadım
Zor
Yokluğun çok zor, alışamadım."

Yanımda şarkıyı mırıldanan ve tam da şarkının sözüne uygun bir şekilde bana kaşlarını hüzünlü bir şekilde bükerek bakan adama gülümseyen bir ifadeyle bakıyordum.

"Vur, vur
Vur bu akılsız başı
Duvarlara, taşlara vur sevabına
Sonra affet
Gel bas bağrına

Süzüldüm, eridim, sensiz olamadım
Kuzu kuzu, kuzu kuzu, kuzu kuzu, kuzu kuzu..."

Onu nasıl da bağrıma basacağımı bilir gibiydi. Öyleydi de esasen. Ben ne olursa olsun daima onu bağrıma basardım. Kollarımı söküp atsalar üzerine kapanır yine onu sevgiyle bağrıma basardım; dayanamazdım, kıyamazdım.

"İşte kuzu kuzu geldim
Dilediğince kapandım dizlerine
Bu kez gururumu
Ateşe verdim yaktım da geldim

İster at ister öp beni
Ama önce dinle ve bak gözlerime
İnan bu defa
Anladım durumu, tövbeler ettim."

Dizlerime kapanır gibi direksiyondan çektiği elini bacağımın üstüne koymuş ve kafasını saniyelik bana doğru eğmişti. Bense fırsattan istifade anında gür kara tutamlara parmaklarımı geçirip usulca sevmiştim.

Bir araba, içinde aşık bir çift, radyoda Tarkan, istikamet ise İzmir... Daha güzel ne olabilirdi ki? Yaza giriş yapar yapmaz Ertuğrul kapımı aşındırdığı için dayanamamış ve bu istediğine tabii ki ikna olmuştum. Düğünden sonra bu tatil sürekli gündemimizde olsa da okulların benim açımdan tamamen bitmesiyle ertesi gün yola çıkmıştık. Önceden olsa el âlem bir şey der mi diye umursardım ama artık aklımın kıyısından bile geçmiyorlardı. Parmağımda yüzüğüm, yanımda yakında evleneceğim adam varken artık nasıl bakarlar, ne derler diye umursayacak değildim. Ömrüm onların bakışları altında ezilmekle geçmişti ve daha fazla buna müsaade edecek gücüm de yoktu.

"Sen bu Tarkan'a aşıktın değil mi? Ben cezaevine girmeden önce şarkılarını dinleyip duruyordun?" Huysuz sesine karşı kıkırdamıştım keyifle. "Ama sevgilim bu adam da aşık olunmayacak gibi değil ki." demiştim daha da damarına basmak için. Çıkış yaptığı günden beridir Tarkan'ı gerçekten de pek bir beğenirdim. Bu "Kuzu Kuzu" şarkısı da birkaç hafta önce çıkmıştı ve radyoların aranılan şarkısına dönmüştü. Sağ olsun ben de radyoları bu şarkı için çoktan aşındırmaya başlamıştım.

"Ben mi, Tarkan mı?" Gülen yüzüm, onun ciddi ifadesini görünce dehşete düşmüştü. Gerçekten kıskanmadığı bir Tarkan kalmıştı o da tam olmuştu! "Ertuğrul, ben buna cevap veremem." Yoldaki bakışlarını hızla bana çevirdi. "Ne demek cevap veremem Müjgan? Nasıl veremem? Sen diyeceksin güzelim. Benim hayatımın aşkı, kalbimin sahibi, yakışıklı esmerim sensin diyeceksin! Ben mesela, Türkan Şoray mı yoksa ben mi, desen hemen cevap verirdim." Küçük bir çocuğun öfkesi vardı bedeninde ve o kadar komik duruyordu ki çatlayana kadar gülmek istiyordum.

"Ama aşkım o Tarkan... Şimdi sen dersem adama çok ayıp olur." Kara gözleri irileştikçe irileşmişti. "Ya ben? Bana ayıp olmaz mı Müjgan? Benim kırılan kalbime ne olacak, kim saracak kalbimi?" Bu defa da kaşları çatılan ben olmuştum. "Hayırdır Ertuğrul, kim kalbini saracakmış?" Sesim onunkinden bile daha asabi çıkmıştı.

"Ben de onu soruyorum işte, kim senin kırdığın bu kalbi saracak?" Şu an benimle keyifle uğraşan oydu ve ben bunun farkında olmama rağmen dayanamıyordum, deliriyordum. "Neşet Ertaş sarar senin kalbini, havalardan uçma öyle, kendimi keserim haa!" Çirkef hâlim onun arabada yankı bulacak kahkahasına sebep olmuştu. Ne de yakışıklıydı benim esmer yârim!

Ankara'da Aşık Olmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin