___________________________________________Yungtan döner dönmez Motakı kolundan tutup, bizi kimsenin görüp duyamayacağı bir yere sürükledim.
"Yuna, nereye gidiyoruz? Neler oluyor?" En sonunda durup etrafta kimse var mı diye kontrol ettim. Yalnız olduğumuzu garantiledikten sonra Motakın tam karşısına geçip kollarından tuttum. Bana merakla bakarken, suratıma sevinç dolu bir ifade yerleştirdim.
"Yuna insanı çıldırtma. Çabuk öyle neler olduğunu. Yoksa kötü bir şey mi oldu?" O iyice meraklanırken daha fazla dayanamayıp ufak bir sevinç gösterisi sergiledim. "Hazırla davetiyeleri, yakında düğünümüz var!" Sessizce bağırarak ellerimi çırptım ve etrafta dönerek zıpladım. Ama Motak beni durdurup mala bakar gibi baktığında tüm hevesim kursağımda kaldı.
"Yuna İyi misin? Hiçbir şey anlamıyorum." Bıkkınlıkla nefes verip sinsi bir bakış attım. Ama o, sadece tek kaşını kaldırmış açıklama bekliyordu. "Neyse bu seferlik yaşlılığına veriyorum canım. Ama bir daha tüm hevesimi kursağımda bırakırsan karışmam." Hayretle kaşlarını kaldırıp ağızını açtı.
"Yaşlılık ve ben? Tamam 54 yaşında olabilirim ama bu yaşıtlarım gibi yaşlı olduğum anlamına gelmez. İçimde daha 18'inde bir delikanlı var." Buna gülmemem lazımdı.
Havalı bir şekilde çenesini kaldırıp indirdi ve gözlerini kıstı. Aslında oldukça haklıydı, hangi insan 54 yaşında Motak gibi olurdu ki?
Kafamı bıyık altı gülerek iki yana salladım ve asıl konumuz olan MunHana shipine, pardon çiftine bir açıklık getirmemiz gerekiyordu. Hemen ciddi bir yüz ifadesine bürünüp boğazımı temizledim.
"Bir problem var ve yardımına ihtiyacım var." Bıkkınlıkla nefes alıp verdi. "Ee, hadi söyle artık." Diyerek isyan etti. Bende ellerimi 'tamam tamam' anlamında sallayıp derin bir nefes aldım. "Bak, biz yungtayken yeni bir özelliğimi keşfettim. Ve bu özelliğim ile en ufak sesleri bile işitebiliyorum." Beni merakla dinlerken konuşmaya devam ettim. "Bu özelliğimi ise MunHana ikilisi sayesinde keşfettim."
"Sormaya korkuyorum ama, yine de soracağım. Peki nasıl keşfettn?" Yüzüme yerleştirdiğim sinsi bir gülüş ile kaşlarımı kaldırıp indirdim. "Aralarında ki birkaç muhabbete kulak misafiri olarak." Dudaklarını yalayıp boynunu kütletti. "Yuna, söyle artık."
"Peki, peki. Hani Mun sevgili muhabbetine dahil olmuştu ya..." Dedim ve hatırlaması için biraz bekledim. "Eee!" Hatırladığını anladığımda ise devam ettim. "İşte ondan sonra Hana, Mun'un kolunu cimcikledi. Munda bunu neden yaptığını sordu."
Tek nefeste anlattığım için biraz soluklanıp yutkundum. "Hana da kıskandığını belli eden bir ses tonu ile cevap verdi." Bu kurduğum cümle ilgisini çekmiş olacak ki gözlerini irileştirip bana yaklaştı. Bende bunu bildiğim için pişkin pişkin gülüp devam ettim.
"Bak, bunlar aşık bilesiin. Ama bu işe bi' el atmazsak, o düğünü anca rüyamızda görürüz." Motak çenesini kaşıyarak bir şey düşündü. "Ben daha ilk günden biliyordum ki." Dedi yarım bir şekilde gülerek. En başından derken? "Anlamadım?"
"Şöyle anlatayım o zaman. Mun daha avcı olmadan önce yani henüz liseli bir öğrenciyken arkadaşları ile restorana gelmişti."
Hee, ilk bölümden bahsediyordu. Bunu bende biliyordum, yani ilk karşılaştıklarında ki bakışmaları...
![](https://img.wattpad.com/cover/352694584-288-k596469.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shifting Nöbetim
RandomDört yıldır shiftingi deneyen Neslihan'ın başarısız denemeleri bir gün son bulur ve kendini The Uncanny Counter gerçekliğinde bulur. Bakalım Neslihan'ın, ya da dr'de ki adı ile Yuna'nın başına ne gibi olaylar gelecek? Omuzlarına binen bu yükü taşıya...