41

8 0 0
                                    

Öyle bir yürümüştük ki, ne ara sahil kenarına geldiğimizi anlamadım. Ayrıca burada bizden başka kimse yoktu, ilk öpücüğümüz için harika bir yerdi.

Kalbim heyecandan deli gibi atarken, ellerim zangır zangır titriyordu. Sanki vücudumda ki tüm kan bir anda yanaklarıma çullanmıştı. Sakinleşmek adına derin bir nefes alıp verdim ve kurumuş dudaklarımı yalayarak ıslattım. Ben bunu yaparken, Siwoo'nun gözleri bir anlığına dilimle ıslattığım dudaklarıma kaydı. Bu beni daha da heyecanlandırdı. Resmen kalbim elinde olsa çıkıp gidecekmiş gibi atıyordu.

İçimde ki minicik kalmış cesaretim ile sevgilime daha çok yaklaştım. Aramızda artık bir adım bile yoktu. Ve benim bu halim ile ne yapacağımı anlamış olacak ki, yan bir şekilde gülümsemeye başlamıştı.

Evet Yuna, yapabilirsin. Sadece parmak uçlarına kalkıp öpeceksin. En fazla ne olacak ki? Sevgilin o senin...

Kendime verdiğim gazlar ile hiç düşünmeden parmak uçlarıma yükseldim, ama boyumun yine yetmeyeceğini anladığımda ise ellerimle Siwoo'nun yakalarını kavrayıp kendime çektim ve sonunda dudaklarımızı birleştirdim.

Dudaklarımda ki bu yabancı his ile kalbim rahatlamışken, midemde ki kelebekler üremeye başlamıştı. Çevremde ki tüm sesler susmuş, aklım ve kalbim bizi bu huzurlu anda tek başımıza bırakmak istercesine kendi köşelerine çekilmişlerdi.

Tam geri çekileceğim sırada Siwoo buna izin vermedi ve tek eli ile belimi kavrayarak beni kendine çekti, boşta kalan eli ise usulca yanağıma çıktı. Ardından üst dudağımı yavaşça emmeye başladı.

Bende yakalarında ki ellerimi boynuna doladım, sonra da alt dudağını dudaklarımın arasına alarak ona ayak uydurmaya çalıştım. İlk başta oldukça zorlandım çünkü ilk defa öpüşüyordum. Ama Siwoo'ya ayak uydurmaya çalıştıkça daha iyi öptüm onu.

Nefesim tükenmeye başladığında hafifçe geri çekilip soluklanmaya başladım. O da kesik kesik çıkan nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. Alnımı onun alnına yaslayarak gözlerimi kapattım. Kalp atışlarım dur durak bilmezken, Siwoo belimde ki ellerini çekip sırtıma sardı. Sonra da kafasını kaldırarak beni iyice sarıp sarmaladı. Bende kafamı göğsüne koyarak ona daha çok sokuldum.

O kadar çok utanmıştım ki, kıpkırmızı olduğumu hissediyordum. Ellerim ve ayaklarım bu heyecanın etkisi ile titrerken sevgilime daha da sokuldum.

"İyi ki doğdun sevgilim." Diye fısıldamamın üstüne biraz daha sıkıca sarılıp saçlarımı öptü. "Hayatımda aldığım en güzel doğum günü hediyesiydi. Teşekkür ederim sevgilim." Ben onun sözlerine gülerken bir anda geri çekildi ve elimi tuttu.

"Saat geç oldu. Seni eve bırakayım." Bu bahaneyle biraz daha vakit geçireceğimizi bildiğim için hemen kabul ettim.

...

Siwoo beni eve bırakıp geri döndükten sonra hızla binaya girmiş ve asansöre binerek gideceğim katın yazılı olduğu düğmeye basmıştım. Asansörün geldiğini belirten ses eşliğinde kapılar açıldı.

Adeta koşar adımlarla siyah kapının önünde durdum ve derince soluklandım. Kalbim anlamsız heyecanla deliler gibi atıyordu.

Shifting NöbetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin