Hazırlanıp antrenman yapacağımız salona girdiğimde Hana ve Mun'un çoktan başladığını gördüm. Gerçi antrenmandan çok birbirlerini dövüyorlardı ama neyse."Sen artık liseli bir çocuk değilsin Mun." Diyerek Mun'un yanağına sert bir yumruk atmıştı. Motak ise sandalyeye oturmuş gülerek onları izliyordu. "Liseliler çocuk değildir." Diye mırıldandım ve yakışıklımın yanına oturdum. "Sende olgunmuş gibi davranmayı bırak Hana." Diye Hana'nın karnına tekme atıp yere düşürdü.
"Bak bu acıttı." Diyen Motaka bir bakış attım. "Gerçekten mi?" Bana bakıp göz devirdi ama sonra kolunu omuzuma attı ve kendine çekti. Bende kafamı onun omuzuma koyup karşımızda ki ikiliyi izledim. "Senden daha olgun olduğum için beni kıslanıyorsun Mun." Diyerek ters tekme attı ama Mun bu darbeden hızlıca uzaklaştı. "Hayır Hana, seni olgun olduğun için kıskanmıyorum." Dedi ve bir yumruk salladı.
Hana'nın kaçamadığı darbeden dolayı kafası yana yattı. Motak ise kulağıma eğildi. "Gördün mü kıskandığını inkar etmedi." Dediği şey ile heyecanlanıp kafamı salladım. "Harbiden lan!" Motak gülerek benim sayemde diye bağıran gülüşünü kuşandı.
"Peki neden kıskanıyorsun?" Dedim onu hazırlıksız yakalarken. Sorduğum soruyu anlar anlamaz dondu. "Çünkü, onu ilk gördüğümden beridir içimde bir his yaşıyor. Ama ne olduğunu bir türlü çözemiyorum." Diye mırıldandı ama benden başka kimse duymamıştı. Canım özel gücüm
AYRICA SONUNDA HİSLERİNİ KABUL ETTİ. GOLLLLLL.
Duyduğum bu cümle ile içimde ki sevinci dışarı çıkartmak istedim. Ama kendimi tuttum ve mutluluktan parıldayan gözlerimi Motaka çevirdim.
"Çünkü ne?" Dedi Hana nefesini düzenlemeye çalışırken. Bakışlarımı Muna çevirdiğimde kızarmış olduğunu fark ettim.
Kabul edin artık, aşıksınız. Birbirinizi deliler gibi seviyorsunuz. Anlamıyorum ki neyin gururu bu.
Evlenin artık ya! Teyze/hala olma zamanım geçiyor!
"Evet Mun, çünkü ne?" Diye bağırdı Motak. İkimizinde sabrı artık tükenmeye başlıyordu. Eğer biraz daha gurur yapmaya devam ederlerse vallaha da Mun'un dediklerini ben söyleridim.
"Çünkü biz bir aileyiz ve birbirimizi korumalıyız." Diye bağırdı. Ben senin beyninin nöronlarını si-
Seveyim...
Duyduğumuz bu cümle ile Motak aynı anda elimizi alnımıza vurduk(🤦🏻🤦🏻). Hana, gerçekten mi dercesine bakarken Mun, bakışlarını kaçırıyordu. "Biz bir aile değiliz Mun. Hele ki şu saatten sonra, hiç değiliz." Diyerek sinirle salonu terk etti. Hana gittikten sonra Mun, öylece yere oturdu ve boş bakışları ile yere odaklandı.
"Mun, sen gerizekalı mısın?" Dedi ağzını yediğim yakisiklim yanına giderek. Bizimde bir sabrımız vardı yahu!
Bende hemen arkasından ringe girdim. "Motak amca haklı abi. Neden böyle yapıyorsun?" İşaret parmağımı kaldırmış ve Muna doğru sallamıştım.
Mun yavaşça kafasını kaldırdı ve bize baktı. "Ulan ikinizde kör müsünüz? Görmüyor musunuz aranızda ki aşkı? Daha ne diye uzatıyorsunuz!" Sabrı tükenen Motak yanımızdan ayrıldı.
Mun'un gözleri doldu. Derin bir nefes aldım ve yanına oturdum. "Mun abi, neden bunu yapıyorsunuz?" Dedim sakince. "Neden içinizde ki sevginizi kabullenmiyorsunuz? Yapmayın böyle."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shifting Nöbetim
RawakDört yıldır shiftingi deneyen Neslihan'ın başarısız denemeleri bir gün son bulur ve kendini The Uncanny Counter gerçekliğinde bulur. Bakalım Neslihan'ın, ya da dr'de ki adı ile Yuna'nın başına ne gibi olaylar gelecek? Omuzlarına binen bu yükü taşıya...