16

110 10 6
                                        

Konsere gidemedim...
___________________________________________

Abim bakışlarımı yakalamış olacak ki anında aydınlanmış bir ifade ile bize seslendi. "Sizi tanıştırmayı unuttum. Özür dilerim, bu benim hatam." Ardından ayağa kalkıp yanında ki adamı işaret etti. "Bu Sooho, Bayan Chuya güçlerini veren kişi." Adam ayağa kalkıp hafifçe eğildi ve, "Tanıştığıma memnun oldum Yuna. Aynı zamanda, annem oluyor."

Bunu biliyordum, ama kimseye belli etmemek için şaşırmış gibi yapıp bende ayağa kalktım. "Ben de tanıştığımıza memnun oldum efendim." Şaşkın bakışlarımı Bayan Chu ya dönderdiğim de ise gözlerini kapatıp açarak onaylamıştı, tekrar abime çevirdiğim de ise bu sefer kadını tanıtmak için kalkmıştı.

"Bu da Giran, Motaka güçlerini veriyor." Giran da ayağa kalkıp selam verdi ve geri yerine oturdu. En sonunda da masanın öbür tarafında oturan çocuğa dönüp tanıttı. "Bu da en küçük üyemiz Woosik, Hana'nın güç kaynağı." Woosik hızla ayağa kalktı ve karşımda saygıyla eğildi. "Aramıza tekrardan hoş geldin Yuna." Aşırı samimi davranıyordu ve bu benim hoşuma gidiyordu, aralarında yabancılık hissetmemem için ellerinden gelenleri yapıyorlardı.

"Tanışma faslı bittiyse asıl konumuza geçelim mi artık?" Hana ayağa kalkıp oturduğum sandalyenin arkasına geçti ve destek verircesine omuzlarımı tuttu. "Yuna, anlatmak ister misin?" Kafamı kaldırıp merakla birbirlerine bakan gözlere baktım ve Mun'un sorduğu soruyu onayladım. 

Boğazımı hafifçe temizleyerek ayağa kalktım. "Bir sorunumuz var..." Derin bir nefes alıp, geri verdim. "Babam, babamız. O kötü ruhmuş." Cümlemi bitirir bitirmez gözlerim dolmuştu, zaten konuşurken de oldukça zorlanmıştım. Abim ayağa fırladı. "Ne? Bu nasıl olur?" Hızla yanıma geldi. "Prensesim, bunu ne zaman fark ettiniz ve kaçıncı seviye?" Dolan gözyaşlarımı akmamaları için geri gönderip abime sarıldım.

"O eve, eşyalarımı almaya gittiğimde karşılaştık. Kaçıncı seviye olduğunu bilmiyorum ama çok güçlüydü, bi' de eski anılarımızı okumuştu." Abimde hızlıca kollarından birini sırtıma dolarken, diğerini de saçlarıma götürüp okşamıştı. "Bunca yıl, kötü ruh la yaşadığına inanamıyorum." Cevap vermedim, sadece kafamı boynuna gömdüm.

"Bence 3. seviye." Hana'nın verdiği cevap sonrası derin bir sessizlik oluştu. Daha fazla dayanamayıp bir kaç adım geriledim ve kararlı bakışlarım ile abime döndüm. "Ne olursa olsun, kurtaracağım onları. Gerekirse canımdan olurum, hiçbir şey umurumda değil. Ailemizi kurtaracağım." Abimin gururlu bakışları eşliğinde avcılar ayaklanıp yanıma geldiler. "Hayır Yuna, bu savaşta tek değilsin. Hepimiz aileni kurtarmanda yardım edeceğiz." 

"Siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum. Çok teşekkür ederim." Dolmuş gözlerimi teker teker hepsinde gezdirdim ve sarılmaları için kollarımı açtım. "Aygo, Wong gerçekten doğru bir karar vermişsin." Diye ilk sarılan Bayan Chu oldu. Dolmuş gözlerimi umursamadan gülerek sımsıkı sarıldım. "Ama aklımda bazı sorular var." Diyerek ayrıldım. Herkes meraklı gözler ile konuşmamı beklerken sandalyenin yanına geçtim. 

"Galiba özelliğimi keşfettim, hatta galibası yok. Kötü ruhların üstünde renkli dumanlar çıkıyor ve bu renkler seviyelerine göre değişiyor." Mun tek kaşını kaldırıp merakla bir soru yöneltti. "Seviyelerine göre renkler derken?" Derin bir nefes alıp cevap verdim. "Mesela ilk karşılaştığım kötü ruhlardan mor dumanlar çıkıyordu ama babamın, yani o kötü ruhun üstünden çıkan dumanın rengi griydi."

"Yani diyorsun ki 2. seviye kötü ruhlardan mor duman, 3. seviye kötü ruhtan ise gri dumanlar çıkıyor." Hana kafamı sallayarak onayladım. "Yuna'nın yeteneği sayesinde kötü ruhları daha rahat fark edeceğiz." Bunun için mutluydum çünkü kötü ruhları ne kadar erken postalarsak, o kadar iyiydi.

Shifting NöbetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin