Evet medyada ki şarkı müptelası olduğum grubun aynı şekilde müptelası olduğum şarkısı...
___________________________________________
Biz bağırarak koşmaya başlayınca, onlar da aynısını yaptılar. O çelimsiz adam ile birbirimize koşarken bir anda durmuştu, fakat ben koşmaya devam ediyordum.
Tam vuracak mesafeye geldiğimde bir elini 'çak bir beşlik' dercesine açmıştı. Ondan bu hamleyi beklemediğim için mal gibi kalmıştım. Ama kendimi toparladım ve sağ elime yalandan tükürdüm, tükürdüğüm elimle ile de "Ya hak." Diye tokat patlattığım sırada slakss diye bir ses yayıldı.
Attığım Osmanlı tokadın etkisiyle, bir yaprak gibi süzülerek yere düşüp bayıldı. Ve bunu da beklemediğim için yine mal gibi ortada kalmıştım. O baygın bir şekilde yatarken, ben diğerlerine baktım.
Bayan Chu zarganayı paketlemiş ve Hanaya yardım ediyordu, Motak ise uzun çabalar sonucunda babyface olan çocuğu bayıltıp cehenneme göndermişti.
Henüz yerde baygın yatan adama değerlendirici 'bombastic side eye' bir bakış attım ve geri diğerlerine döndüm. "Bir şey diyeceğim. Bu adam tek tokadım ile bayıldı ki. Haksızlık bu!" Diye sitem ettim. Tamam dayak yemek istemiyordum, ama bu kadar kolay olmasını da istemiyordum. Az da olsa dövüşmek istiyordum.
En son diğerleri de kötü ruhları paket edince yanıma geldiler. "Yuna, tek tokat ile bayıltmayı nasıl becerdin?" Gözlerimi soruyu soran Muna çevirdim, iki kaşını da kaldırmış bir bana bir de yerdeki çelimsize bakıyordu.
Adı üstüne çelimsizdi, tek bir tokadım ile yere serilmişti. "İnan bilsem söylerdim ama çelimsizin tekiymiş." Diye cevapladım. Onlar gülerken Hana lafa girdi. "Hadi Yuna, gönder bu kötü ruhu." İlk defa kötü ruhu cehenneme gönderecektim ve fazlası ile heyecanlıydım. Motak yanıma geldi ve adamın olduğu yerde dizlerinin ütüne oturdu. "Kötü ruhları göndermek için sağ ellerini alıp kalplerinin üzerine koy, sonrada kendi sağ elini koy ve gözlerini kapat. Ve yung'ta olduğunu hisset." E bu shiftlenmeye bemziyordu.
Lan yunga gideceğiz diyerek yanlışlıkla crye dönmeyelim!
Dediğini kafam ile onaylayıp aynı şekilde dizlerimin üstüne oturdum. Aynı dediği gibi karşımda ki kötü ruhun sol elini alıp kalbinin üstüne gelecek şekilde koydum. Sağ elimi de o elin üstüne koyup gözlerimi kapattım.
Kendimi yung'da hayal etmeye çalıştım ama dokunduğum bedenden sesler gelince gözümü geri açtım. Gördüğüm manzara ile heyecanım oldukça artmıştı. Sağ elimden ışıklar çıkıyordu, kendimi zorlayıp bakışlarımı kötü ruha çevirdim. Yüzü değişmişti, yani bu çelimsiz adamın içinde ki kötü ruh kendini göstermişti ve kafasını hızlıca sağa sola çevirip deliler gibi bağırıyordu.
Onun gücünü biraz daha bastırmak için gözlerimi sıkıca yumup bağırmaya başladım. Çünkü tuhaf enerjisi debelendikçe artıyordu. Bende onun yaptığı gibi bağırıp enerjisini bastırmıştım. En sonda sesler kesilince gözlerim otomatik bir şekilde açıldılar.
Etraf bembeyazdı ve kapalı bir alandaydık. Karşımda da etrafta ki gibi beyaz bir kapı duruyordu, arkamı döndüğümde ise Wigen bana gülümseyerek bakıyordu. "Wigen?" dedim anlamsız bakışlarım ile, Wigen gözlerini yanımda ki kadına dikince bende o yöne baktım.
Üstünde kahverengi ve yırtık pırtık bir elbise vardı. Saçı başı hep dağılmıştı, bu oydu. Daha demin çıkardığım kötü ruhtu. Sinirli gözler ile bana baktı. "Böyle olacağını tahmin etmiştim. Ne diye o eziğin vücuduna girdim ki? Şu hale bak, bir bebeğin tokadı ile yere serildi. Lanet şeyler!" Diye bağırmaya başladı, ayrıca bebek derken?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shifting Nöbetim
RandomDört yıldır shiftingi deneyen Neslihan'ın başarısız denemeleri bir gün son bulur ve kendini The Uncanny Counter gerçekliğinde bulur. Bakalım Neslihan'ın, ya da dr'de ki adı ile Yuna'nın başına ne gibi olaylar gelecek? Omuzlarına binen bu yükü taşıya...