Min Yoongi | KS2

-32-

.

Yoongi kızın hayatını kurtarmıştı.
Cora ise ona güvenmeyişinin ekmeğini yemişti.

"Ya çıldıracağım gerçekten."

Cora stresle nefes vererek dayanamadan ayaklandığında aklından geçen tek şey Yoongi'nin bunları neden planladığı, annesiyle ortak olup neden yalan söylediğiydi.

Koridorun sonundaki odaya yaklaştığında elleri titresede kapıyı açmış, her zamanki gibi dışarıyı izleyen adamla karşı karşıya kalmıştı.

Ardından kapattığı kapıyla içeri adımladığında Yoongi ufak bir şekilde güldü.

"Boşuna yırtıyorsun kendini."

Mırıltısına karşı Cora kaşlarını çattığında Yoongi asla dönüp bakmamıştı.

"Gerçeği öğrenmek istiyorum. Hoseok, benimle ilgili olan kısmın olduğundan bahsetti."

Yoongi alayla gülerek başını iki yana salladı.

"Hoseok kendini bir bok sandı sadece. Ne sanıyorsun? Anlatacağımı mı?"

Bakışlarını kıza çevirdiğinde Cora ona anlamazca bakmıştı.

"Madem Hoseok böyle bir saçmalığı ortaya attı. O zaman gitte o anlatsın. Bak bakalım yalanlarına nasıl kanıyorsun?"

Cora ona sinirle nefeslendiğinde Yoongi onun konuşmasını engelleyerek bedenini ona çevirdi.

"Sana anlatmıyorsam bir bildiğim var değil mi doktor? Aptal mı gözüküyorum oradan bakınca?"

Cora sessiz kalmayı tercih ettiğinde Yoongi aralarındaki mesafeyi kapattı.

"Zarar görme diye münasip yerlerimi yırtıyorum. Bari sen bırak beni de daha fazla yorulmayayım."

Kızın anlamadığı her halinden belli olan bakışları onun üzerinde gezindiğinde Yoongi iç çekti.

"Bakma bana öyle doktor. Git ve hastalarınla ilgilen. Ya da kendinle vakit geçir."

Geri çekilerek başını iki yana salladı hafifçe.

"İnsanların hayatının içine sıçmaya çalıştığı gerçekler peşinde koşmaktan vazgeç."

Yoongi dönüp cama doğru ilerlediğinde Cora ona bakmayı sürdürdü.

"Baban yaşıyor."

Yoongi ona bakıp başını olumlu şekilde sallamıştı. Cora'nın ise gözleri dolmaya hazırlanıyordu ancak kendini durdurmaya çalışıyordu.

"Yalan söyledin."

"Bilmemen gerektiği için. Şimdi biraz anlamayı deniyorsan bunu sorgulamayı bırak."

Cora başını yavaşça iki yana salladı ve sinirle sesinin tonunu artırdı.

"Bırakta içinde olduğum bu lanet şeyi öğreneyim! Ne saklamaya çalışıyorsun ki?! Eninde sonunda öğrenmeyecek miyim?"