Ayrıldıkları ilk günün gecesinde herkes Adya ve Tuomas'ın onlara kısa süre içerisinde yetişeceğini ummuştu ancak sabah güneş ufukta yükselirken umutlarının boşuna olduğunu anlamışlardı. Geri dönmeleri gerekirdi belki ama onları nerede bulacaklarını dahi bilmeden dönmeleri zaman kaybı dahası hata olurdu.
Dimaz, Bursha fazla huysuzlaşmaya başladığında "Başlarının çaresine bakarlar," demişti. "İkisi de sıkı dövüşüyor." Tesellisini soğukkanlılıkla söylese de onun da endişe duyduğu gözlerinden okunuyordu. Gergindi. Aklına bir sürü şey geliyordu, yollar tehlike doluydu ama grubun aklı başında lideri olması gerektiği için sakin olmaya çalışıyordu.
"Valttery'nin erken geldiği görülmüş şey değildir. Gecikmelerine bir anlam yüklemeye gerek yok." Bir hafta sonra başkentin yollarından uzaklaşmış, Eski Saray'ın bulunduğu ormanın sınırından itibaren on kasaba geride kalan küçük bir dağ evine ulaştıklarına söylemişti bunu. Atlarını bağlıyor, rotalarını yeniden konuşuyorlardı.
"En azından haber gönderebilirlerdi. Kötü bir şey olmuşsa eğer-keşke ben de gitseydim!" diye homurdanıyordu Kareyn. Bir hafta onu bile mızmız yapmaya yetmişti. Gerginliği önce sessizliğe sonra da gevezeliğe dönüşmüştü. Son iki gündür pek konuşkandı. Bursha'dan bile fazla kafa şişiyordu.
"Haber gönderip göndermediklerini bilemeyiz. Uğrayacağımız yerleri biliyor ama biz varmadan önce ya da sonra göndermişse kaçırmış olabiliriz."
Kareyn atının üzerindeki yükleri indiriyordu. Yolda, av malzemeleri satan bir yerden aldıkları oku ve yayı sırtına taktı.
"Bir keresinde Tuomas'tan epey vakit haber alamamıştık, sonra öğrendik ki bizimki denk geldiği yaşlı bir adamın ekinlerini biçmesi gerektiğine karar kılmış. Neymiş, yardım edecek başka kimsesi yokmuş adamın. Bize söylerse de bir ay ortadan kaybolmasına izin vermezmişiz, ondan bir mektup göndermeyi doğru bulmamış. Yapar öyle şeyler ama sağ salim geri döner hep, kedi gibidir." diye konuştu Misida. Kareyn bomboş bakarak cevap verdi buna. Sonuçta içinde bulundukları durum şu an böyle bir ihtimale olanak sağlamıyorken söyledikleri saçmalıktı. Her yerde aranıyorlarken gidip de bir yerlerde insanların tarla işlerine yardım ettiklerini ummak apaçık salaklıktı.
En sonunda artık yol almamaya karar verdiler. Kasabaya uğrayıp bir güvercin buldular ve en son konakladıkları yere bir mektup ulaştırdılar. Böcekler ilerlerken belli noktalarda kesinlikle dururdu ve Tuomas yolculuk sırasında durursa nerede olacaklarını bilecekti. Yok bir iki gün içinde gelmezlerse bu defa kesinlikle geri döneceklerdi. Uzun, gerginlik dolu konuşmaların ardından varılan sonuç buydu.
Serena onların konuştuğu çoğu şeyi anlamıyordu bile. Bir haftadır yolda oldukları için de epey yorgundu. Kareyn ve Misida kasabaya indiklerinde Bursha ile uzun süredir ayak basılmamış dağ evine konaklayacak kadar çeki düzen vermeye çalışıyorlardı. Yemek yiyecek kadar kap kacak bulup iri gövdeli ağaçlardan örülmüş gibi duran duvarlara asılmış tavaları indirdiler. Su için yakın mesafe ufak bir gölet buldular. Tabak çanakların üzerinde biriken toz tabakasını ve örümcek ağlarını temizlediler. Dimaz dışarıda atların bakımını yapıyordu.
Hava kararmadan geri dönen Kareyn ve Misida yiyecek bir şeyler getirdiği vakit hemencecik yemek hazırladılar ve sıcak bir yemeğin ardından o akşam yol yorgunluğu ile erkenden uyudular. Uykudan önce Bursha ve Kareyn arasında ufak bir konuşma geçti. İkisi de Chay'in akıbeti hakkında endişe duyuyordu. Ondan hiçbir haber yoktu, iyi olduğunu ve kısa sürede geri dönmeye karar vereceğini umarak gözlerini kapattılar.
Diğer gün hava harikaydı. Serena güneşin yükselmesini izliyor, ablasının ve annesinin onu zayıflığı yüzünden terk edip gittiklerini, kararlarını da bünyesi kadar hastalıklı bulduklarını düşünüyordu. Oysa ne çok isterdi ailesinin yanında olmasını. Babası ile dikiş yapmayı ve annesinin tasarımlarını onlara anlatırken ablası Renata'nın ekşittiği suratı ile köşeden bir şeylere duyduğunu memnuniyetsizliği dile getirmesini. O günleri özlüyordu. Bir tarafı elinden alınan her şey için Lishey ailesine kin güdüyor, diğer tarafı da hayatta olmasını prensesin kalbine borçlu olduğunu hatırlatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mevsim Krallıkları Kitap 1 Kan Bağı
Fantasy(Tamamlandı) Lishey topraklarındasınız, hoş gelmediniz çünkü savaş kapıda. Krallık bekası adına verebileceğiniz her şeyi verin. Paranızı, gururunuzu hatta kanınızı. Düşman içeride de olabilir dışarıda da, hatta geçmişte ve gelecekte de. Siz bilmes...