5 ⚜ Gergin Bir Gece

216 25 145
                                    

Adya atından indi, saray merdivenlerini her adımda yeri parçalamak ister gibi güçlü adımlarla çıkarken Kareyn ona yetişmek için koşuyordu. Ağlayan Ağaç'tan beri konuşmamışlardı. Olanları, kardeşini, babasını en çok da diz çökmesinin verdiği utancı geride bırakmasını sağlayacak gibi atını dört nala sürmüştü Adya.

Kareyn, saray merdivenlerinde nöbet tutan muhafıza atlarını eyerlemesini söylerken prenses çoktan odasının yolunu tutmuştu. Gece vakti saray koridorları meşaleler yüzünden ateşin ve karanlığın dansına şahit oluyordu. Gölgeler her köşe başında, her kaviste, her şaşaalı kirişin arkasındaydı.

Prenses odasının kapısına ulaştı, kapının iki yanında o olmasa da muhafızlar bekliyordu. İki adam Adya'nın hışım dolu hareketlerinden nasibini almamak için sessizce duruyor, tedirgin gözlerle izliyordu.

Adya odasına girdi. Aniden karar değiştirdi. İçeride bir tur atıp odasından çıktı. Duygularının esiri olup ağlayıp sızlayarak yatağında tepinmenin faydası yoktu. Bu öfkeyle de uyuyamayacağı kesindi. Onu kontrol etmek için ardından gelen Kareyn ile koridorda karşılaştı.

"Bursha ve Chay'e haber gönder, kütüphaneye gelsinler."

Adya tavana kadar uzanan yüksek kapıya ulaştığında masasında uyuklayan kütüphane görevlisi ile karşılaştı. Adam Adya'nın elinde tuttuğu şamdanın ışığını fark ettiği gibi toparlandı. Karşısında prensesi görmeyi beklemediği anlaşılıyordu. Yerlere kadar eğildi.

"Size nasıl yardımcı olabilirim leydim?"

"Merak ediyorum elimizdeki tüm kitaplar buradakiler mi?" diye sordu Adya.

"Evet burada. Ülkenin en iyi kütüphanesi hizmetinizdedir. Arşivimiz oldukça geniş."

"Anlamıyorum. Bu ülke yüzyıllardır ayakta burada ise sadece yeni kitaplar var."

Görevlinin havası bozuldu. "Milattan önceki eserler eski sarayda kaldı. Orasının güvenliği de malumunuz. Kurtarılanlar kayıplardan daha az."

"Asıl tarih kitapları orada mı?"

"Asıl tarih bu topraklarda." dedi görevli ancak prenses umduğu kadar etkilenmediği için yükselen enerjisi yine düştü.

"Tamam. Biraz okuyacağım."

"İyi okumalar leydim, ihtiyacınız olursa buradayım."

"Biliyorum."

Görevli kilitli kapıları kocaman anahtarla açtı. Şıngırtı koridorda yankılandı. Kapıyı itip prensesin geçmesi için bekledi.

Çok geçmeden yuvarlak bir masanın etrafına dizilmiş dört kişi karanlık kütüphanede birbirine bakıyordu.

"Mumları yakar mısınız?" diye sordu Adya.

Büyük konfor sağlamasa da önlerini görecek kadar aydınlattılar rafların arasını. Kitaplar sessiz küçük askerler gibi duvarları kaplayan süslü kitaplıklara dizilmişti. Kimi masaların üzerinden farklı hayvanların, mitolojik yaratıkların ve önemli şahsiyetlerin heykelleri yükseliyordu. Her yer tertipli ve temizdi. Krallığın büyük kütüphanesi ancak saray ahalisinin kitaplara merakı olan nadir insanlarına, bilginlerine hizmet ediyordu.

Refakatçiler emirleri uygulamak, korumak ve öldürmek için eğitilirdi. Soru sormak ve merak etmek işleri değildi ancak Kareyn "Neden buradayız?" diye sormadan edemedi.

Adya yorgunluktan ölüyor olsa da tehdit edilen biri için fazla rahat olduklarını düşünüyordu. O mektubun geldiği Krallığın mührünü araştırmalarını istedi. Kimi ciltli, kimi eski kimi yeni, ince, kalın bir sürü kitap raflardan alınıp masaya dizildi. Her birine uzun uzadıya baktılar. Kâğıt hışırtısı ninni gibi başlıyordu, artık gözleri kendiliğinden kapanmaya başladığında Chay, "Leydim." dedi. "Yarın şenlikler başlayacak. Saat çok geç oldu."

Mevsim Krallıkları Kitap 1 Kan BağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin