28⚜Levi, Misafirler

86 6 87
                                    


Levi Lishey için önemli olan şeyler vardı ama ne bu topraklar ne Lisheyler onlardan biri değildi. Kendi canından önemli değildi. Yolculuk sırasında Refakatçisi Zayden'nın, hizmetçilerinin ve yardımcılarının gerginliğini hissetmişti. Kendi de gergindi. Lishey yerine kendisi için bir şeyler yapıyorsa ödemesi gereken bir karşılıktı bu.

Surlardan çıkmak Kraliyet üyesi için bile zor olmuştu. Lishey armasının önemini kalmamış, herkes gibi muamele görmesini engellememişti. Askerler onu durdurup aramıştı. Herkesi kontrol etmişler, kıyafet sandıklarını karıştırmışlardı. Adya'nın yanında olduğunu falan sanmışlardı. Oysa Adya'ya yardım etmek bir yana kendisi yakalayıp öldürmek için yanıp tutuşuyordu. Onu biraz olsa tanıyorsa başını belaya sokacak ve ülkenin düzenini bozacaktı. Adya Lishey burnunun dikine giden şımarık bir prensesti. Babasının gözdesi... Levi'nin aksine o babası ile büyüme şansı yakalamıştı, tabi ki Lishey'in tek prensesi olarak da istediği gibi naz yapabilme, yemek sofralarını karıştırma, krala, babasına söz söyleme hakkı doğmuştu.

Levi babasının katili olan amcasının gözlerine bakmaya cesaret edemediği bir ömür boyunca hükümdarlığında yaşamak, tatlı kızı Adya'nın aşırılıklarını izlemek, üstelik kralın emri ile ona göz kulak olmak zorunda kalmıştı.

Yıllarca beklediği tek doğru an gelip çatmıştı. Fırsat. Fırsatı görmüş ve tereddüt dahi etmeden değerlendirmişti.

İyi ki bebeği önceden surlardan çıkartmış, yakın bir kasabada olan bir aileye yüksek bir ücret karşılığı emanet etmişti. Yoksa aramalarda yakayı ele vermesi içten bile değildi. Zekice davranmıştı. Önce Adya'yı takip ettirmiş onun Balta'dan başka bir yere gitmediğini görmüştü. İlk veliahtsa bambaşkaydı. Onun gittiği yer kesinlikle başına bela olacağa benziyordu ve tahminleri doğru çıkmıştı. Elinde iyi bir koz vardı artık.

Levi surlardan çıktıktan sonra birkaç rahatsız handa konakladığı beş gecenin ardından sonunda güneye sahil kasabalarına yaklaşmıştı. Atının eyerini çekip durdurdu. Zayden da aynısını yaptı. Yine bir kontrolden geçeceklerdi anlaşılan.

Öbekleşmiş askerler önlerini kesmişti. Levi'nin gözlerini görünce eğilip selam verdiler.

"Efendim." Öndeki asker en rütbeli olandı. Pelerinin kapattığı omuzlarında apoletleri görünüyordu.

"Bir sorun yoktur umarım. Her şey yolunda mı?" diye sordu Levi. Atından inmeye hiç niyetli değildi. Üstten bakışı küçümseyiciydi. Kendinden emin bir hali vardı. Faytonundaki bebeğin ortaya çıkmasını istemiyorsa soğukkanlılığını koruması gerekiyordu.

"Yok efendim. Yolculuğu sizin için güvenli kılmaya çalışıyoruz."

"Gayet güvenli." dedi Levi. "Size iyi görevler."

"Sağ olun efendim. İyi yolculuklar."

Asker yolu kapatan askerlere işaret verdi ve yol açıldı.

Levi ve Zayden atlarını dehleyip arkalarından gelen faytonlar eşliğinde yola devam ettiler. Kolluk kuvvetleri merkezden gelen emirleri yerine getirmekte o kadar iyi değildi. Yeşil gözlerle muhatap olmak her asker için biraz ürkütücüydü ki bu Levi'nin işine geliyordu.

"Bunları uyarmamışlar." diye fikrini belirtti Zayden. Epey iri yarı bir adamdı. Koyu renk ceketi ellerinin yarısına kadar uzuyor, bacaklarını yarı yarıya kapatıyordu. Önünü sıcak havalardan dolayı ve ata binmekte zorlanmamak için açık bırakmıştı. İçinde mavi bir penye vardı. İşlemeli hançeri belinin arkasına gizlenmişti. Olabildiğince sade ve Krallık suikastçısı olduğu anlaşılmayacak şekilde normaldi.

Mevsim Krallıkları Kitap 1 Kan BağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin