bulanık beyaz/ 9

14.4K 895 362
                                    

Niyet ettim aktif olup tüm yorumları cvplamaya, o yüzden yorum yapın lütfen 😽😻🤗

Egemen yüzbaşı şaşırtıcı bir şekilde aşırı detaycı bir adamdı.

Eşyalarımı yerleştirmeye devam ettiğim esnada kapıyı çalmıştı. Gökçe çift kişilik odamızın küçük mutfağında bir şeyler atıştırdığı için kapıyı ben açtım.

"Merhaba!" Kenara çekilip onu içeri aldım ve koridora göz atarken kapıyı kapattım.

"Yüzbaşım." dediğimde burada ne aradığını merak ediyordum. "Bir sorun mu var?"

"Evet."

Başımı yana doğru eğerken devam etmesini bekliyordum. Aslında sorunu hemen söylememiş olması sabrımı zorluyordu. Nefesini bıraktı. Yüzüme oldukça dikkatli bir şekilde bakarken, ben bundan rahatsız olarak, "Yüzbaşım." dedim tekrar. "Sorun nedir?"

"Sensin Aksu." Şaşırdım. "Ben mi? Yanlış bir şey mi yaptım Yüzbaşım?"

Dikkatli olmaya çalışıyordum. Bu defa başıma bir bela almayacaktım. Ama fark bile etmeden sorun olabiliyordum insanlar için. Ben neden böyleydim?

"Gel buraya." diyerek yerini ezbere biliyormuş gibi beni banyoya sürükledi. Aynanın önünde durduğumuzda beni öne itti. "Yüzünün hâline bak. Neyin var senin?"

Şaşkındım. Şaşkındım ama içimde yükselen bir öfke de vardı.

"Bir şeyim yok."

"Aksuu!" dedi sonunu uyarır gibi uzatarak. Gözlerinde beliren endişeli ifade ben ters bir şekilde cevap verince gitmişti. "Kendine bak Aksu. Ben uzatmayı sevmem. Tüm yolculuk boyunca partnerlerin senin yerine durumu toparlamaya çalıştı. Yapamayacaktıysan bana bunu söylemeliydin."

Yutkundum. Ellerim aşağıda yumruk olurken beceriksiz olarak adlandırılmak kadar can sıkıcı bir şey yoktu.

"Sen askersin kızım! Sen bordo berelisin. Kaç insanın hayatı senin hareketlerine bağlı farkında mısın sen?!" Sesinin yükselmesi ile irkilsem de bunu belli etmemek için kıpırdamadan durdum.

"Sen sadece kendin için yaşamıyorsun. Biz kendimiz için yaşamıyoruz. O yüzden aklını başına topla Teğmen Güneş Milan Aksu." Rütbeme bastıra bastıra adımı söylemesi ile yaptığı imayı çok net anlamıştım. "Aklını başına topla. Yoksa ben toplarım seni. Kendi yöntemlerimle."

Yüzbaşı beni banyoda bırakıp çıkarken lavabonun tezgahına tutundum. Onun yüzbaşı tarafı ile tanışmıştım işte.

Bana teğmen diyerek kast ettiği şeyin de oldukça farkındaydım. Rütbe olarak üçüncü sırada yer alıyordum ama buna rağmen benden alt rütbede olan Gökçe topluyordu beni. Rütbe olarak büyük olmak demek daha çok sorumluluk almak demekti. Ama ben bana verilen sorumluluğu bile doğru düzgün yerine getirememiştim.

Yüzümü kaldırıp bu defa gerçekten aynaya baktım. Annemin beni ilk yarı yolda bırakışı, ilk yok sayışı, varlığımı da ilk reddedişi değildi ki.

Ne vardı bu kadar dağıtacak?

Ben yıllarca duygularımı kontrol altına almak için eğitilmiştim. Saçma sapan aile ilişkilerim ile kimsenin hayatını tehlikeye atmaya hakkım yoktu.

Derin nefesler alırken, banyo kapısında beliren Gökçe'yi gördüm. Bir şey söyleyecek oldu ama şimdi hiç sırası değildi. "Güneş-" derken dönüp kapıyı yüzüne kapattım.

Kapıyı kilitleyip yere çöktüm. İyi geçinme ve göze çarpmadan kendi yağımda kavrulma olayı da buraya kadarmış. Bu hareketimden sonra muhtemelen bir daha yüzüme bile bakmazdı.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin