burgonya /41

7.6K 959 204
                                    

Yeni renk kilidi açıldı shjjgdfggfdd

Bordo Don Sahipleri

Eymen: Abi

Eymen: Çok garip bi şeyler dönüyor

Barlas: iki çay alıp gelcektin iki dkkda garip ne dönmüş olabilir

Eymen: Kantine gelin görürsünüz
Eymen: Acele edin
Eymen: Ciddiyim.

°°°

İnsan ömrü, bir sürü farklı seçenekten oluşan büyük bir bütündü. Karşımıza gelen seçeneklerden birini tercih ederdik ve hayatımız o seçeneğe dayalı bir sürü yeni seçenek ile şekillenirdi. Böylece farkında olmasak da bazen yanlış bir tercih tüm hayatımızı kökten değiştirebilirdi.

Eymen'in mesajı sonrası tim ile birlikte kantine giren Çağrı da bunu düşünüyordu: hayatını berbat eden seçimi tam olarak nerede yapmıştı?

Eymen, Güneş'in tam altı erkekle beraber oturduğu masanın başında durmuş bir şeyler söylüyordu.

Çağrı'nın arkasından gelen Egemen ise, "Bunun için mi çağırmıştı?" diyerek sıkıntılı bir soluk almıştı. Ne olduğunu biliyordu yani.

"Yani kız bizden başka arkadaş edinemez mi Eymen? Tabi edinmese daha hoş olurdu ama!" Barlas'ın kendi kendine söylediği sözleri istemsizce başını iki yana sallayarak reddetti Çağrı. Arkadaş falan değillerdi. Güneş'i tanıyordu. Boran Timine bile kendini tam olarak açamamışken başkaları ile arkadaş olmazdı.

Egemen, "Arkadaş değiller," diyerek cevap verdi Barlas'a: tam da Çağrı'nın içinden geçeni doğrulayarak. Çağrı daha dikkatli bakarken Milan'ın yanında oturan adamı bir yerlerden anımsadığını hissetti. "Onlar Güneş'in yeni timi."

Çağrı yutkundu. "Hayır," dedi farkında olmadan. "Onlar Milan'ın eski timi."

Egemen onun kısık sesini duymadı. Barlas'ın sesi daha baskın çıkmıştı çünkü.  "O ne demek komutanım? Daha dün beraber göreve gittik bizim neden haberimiz yok?"

Yüzbaşı çaresizliğe benzeyen bir ifade ile küçük bir iç geçirdi. "Sonra anlatırım."

Bu sırada Metehan Çağrı'nın omzunu sıkıp yavaşça vurdu. Ardından diğerleri ile beraber Sancak Timine doğru yürüdüler. En arkada kalan Çağrı kendine gelmek için birkaç saniye vermişti zihnine.

Masaya yürürken dışardan ne kadar güçlü ve sert durduğunun farkında değildi. Güneş onu hep sevecen, nazik ve ilgili gördüğünden olsa gerek ilk defa dışardan bir bakışla izliyordu onu. Şimdi tıpkı operasyonlarda takındığı ciddi tavrını takınmıştı.

Bu Çağrı için kendi içinde verdiği bir savaştı zaten. Büyük bir irade savaşı. Görünen oydu ki şimdiden mağluptu.

Kutay Üsteğmen tekmil verirken Egemen umursamaz bir edayla kız kardeşinin yanında oturan askerin sandalyesini iterek arka masadan çektiği sandalyeyle ikisinin arasına oturmuştu.

Güneş bu hareketi şokla izlerken Kutay hafifçe gülümsedi. Güneş Timden ayrıldığında onun gidişine en çok üzülen oydu. Güneş, Fırat komutanın bencilliği ve Sibel'in hırsları arasında sıkışıp kalmıştı. Şimdi ise son yarım saattir gördüğü kızın duruşu bile değişmişti.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin