gecenin siyahı/ 21

11.5K 983 441
                                    

Oy sınırı 350



İçeri girdiğim ânı bir daha ömrüm boyunca unutamayacaktım. Çünkü fark etmeden bilincime sızmış bulunan beklenti de oradaydı. Gerçekten babam Uğur Demiraslan ise ve onu görürsem beklentisi... Nasıl biri olduğunu, yirmi üç yıl boyunca ne yaptığını görebilirdim belki. Bunun düşüncesiyle yanıp tutuştuğum ve yine bunun düşüncesinin verdiği hisle dipsiz okyanusların buz gibi sularında boğulduğum dakikalardı. Hem istiyordum hem de etimle kemiğimle nefret ediyordum sanki görmediğim birinden. Babamdan.

İçinde bir timi barındırmasına rağmen hâlâ kocaman gözüken salona girdiğim gibi gözler ikimize dönmüştü. Sona kalmıştık. Beraber gelmiştik. İçeri beraber girmiştik. Hepsi benim için biraz biraz utanç vericiydi.

Keşke içeri girmeden önce Çağrı ile bunu konuşsaydım. Onun evinde kaldığımı kimsenin bilmesini istemiyordum. Bir de... Beraber gelmemiş gibi mi davransaydık?

"Oo hoşgeldiniz assolistler!" Ferhan bugün yine modundaydı... Mesajlarda Egemen yüzbaşına olan tavrına rağmen bu kadar neşeli olması benim tuhaf bulacağım bir durumdu. Ya ruh hâli çok çabuk değişiyordu. Ya da tatsızlık çıkarıp çıkıntılık yapmak istemiyordu.

Çağrı güldü. Bu onda pek de rastlanmadığımız bir eylemdi. En azından hep beraberken. "Sen de hoşgeldin Ferhan."

"Doğru Üsteğmen'im. Burası sizin evinizdi değil mi? Evinize en son sizin gelmeniz peki..."

İkisi konuşurken Metehan bana bir baş selamı verdi. Gökçe ve Eymen ile de bakıştık. Böyle iyiydi. Az önce ki gibi bir sarılma kesinlikle istemiyordum. Barlas da kaşla göz arası göz göze geldiğimizde başını mahallenin ağır abisi misali bir yana eğerek selam vermiş bir de göz kırpmıştı.

"Ayıp oldu, değil mi?" Çağrı, Egemen yüzbaşıya dönüp gözleriyle Ferhan'ı işaret ederken imayla baktı. "Bana da haber veren olsaydı senden önce gelirdim Ferhan'cım."

Ferhan büyük bir kahkaha attı. Barlas ise onun sesine katlanamıyormuş gibi yüzünü buruşturdu. "Ben gelmemeyi tercih ederdim." Ellerini havaya kaldırdı. "Yanlış anlaşılmasın, çağırandan ötürü yani. Yoksa Nida ablaya bayıldım."

Çağrı da onun gibi gülerken elinde büyük bir kase cips ile içeri giren Ekin ile göz göze geldik. "Aa!" diye bir tepki verirken ben de onu gördüğüme şaşırmıştım. "Tatlı sarışın da buradaymış!" Aslında... Onu nasıl es geçmiştim ki? Egemen ve Çağrı'nın erkek kardeşi. Ekin Demiraslan.

Kalbimi dinlesem kırılan buzların çıkardığı sesleri duyuyor olurdum. Ama kalbimin sesini duymamam, dinlememem gerekiyordu.

Hayal kırıklığı büyüyordu.

"Tatlı sarışın?" diye sordu Ferhan belli ettirmemeye çalıştığı bir dikkatle.

"Aynen," Ekin umursamaz bir edayla cipslerini yemekle ilgileniyordu. "Abimleri havaalanından alırken tanışmıştık."

Ferhan bana döndüğünde ben de açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Ama Çağrı ve Egemen öyle hissetmemiş olmalıydı ki ikisi de buna yeltenmedi. Ona cevap vermem gerekiyor mu diye tam da bu ânda sorguladım kendimi. Bazı şeyleri söylemek istemeyebilirdim bunun kadar normal bir şey yoktu.

"Ay ayakta kalmışsınız kızım, geçip otursanıza!" Çağrı'nın annesi hafif bir telaşla içeri girip bize yöneldi. Ferhan'ın ilgisi ve cevap verme zorunluluğum da bu şekilde ortadan kalktı. "Ne biçim oğlanlarsınız siz de?! Misafire böyle mi davranılır?!"

"Çağrı'nın terbiyesizliği hep Sultan'ım." diyerek topu ona attı Egemen yüzbaşı. Onu hiç böyle bilmiyordum. O kadına Sultan'ım demişti.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin