kırmızı delilik/ 13

13.5K 897 123
                                    

Bölümü beğendiyseniz yıldıza basmayı ve satır aralarına yorum yapmayı unutmayınız lütfenn🧡

☀️

Geçmişten bir ân

Peri merdivenlerden aşağı temkinli adımlarla inerken içinde ki korkuya engel olamıyordu.

Uğur evde değildi.

Uğur evde değildi ve o birinin eve girdiğine emindi.

Merdivenin sonuna ulaştığında durup etrafı dinledi. Parmak uçlarına basarak koştura koştura mutfağa girdi. Hızla çekmeceden bir bıçak alıp çıkardığı ses yüzünden gözlerini kapattı. Daha dikkatli olmalıydı.

Eve giren her kimse hırsız olmasını diledi. Buna o kadar ihtiyacı vardı ki... İstediği ne varsa çalıp götürebilirdi. Yeter ki çocuklarına dokunmasın.

Elleri titrerken gözleri odağını bulamadan, her an her köşeden biri fırlayabilirmiş gibi etrafı tarıyordu.

Sonra birden kapının kilidi çevrildi. Peri olduğu yerde donakaldı.

"Peri'm!" Hayret ve dehşet içinde kendisine ulaşan ses eğer hayal gücünün bir parçası değilse Uğur'a aitti. "Bir tanem, iyi misin?" Uğur'un ilk işi karısının elinde ki bıçağı kabzasından kavrayıp hızla elinden alarak ondan uzaklaştırmak olmuştu.

"Ne oluyor Peri?"

Sonunda şok halinden sıyrıldı. "Uğur! Eve biri girdi! Sesleri duydum. Çok korktum." Kendini tutamayıp ağlarken, Uğur onun yüzünü göğsüne sakladı. Karısının başının arkasına yerleştirdiği elinin bile ona ne kadar güven verdiğini bilemezdi. Çenesini onun başının üstüne yerleştirdi. O sakinleşinceye kadar bir yandan da sırtını sıvazladı. "Geçti, Peri'm. Ben buradayım, endişelenme."

"Buradasın, buradasın. Artık güvendeyiz."

"Güvendesiniz, bir tanem. Korkma."

°°°

Hayat bazen hatalı olabilme erdemine sahip olmakla güzellikleri yaşatırdı.

Hatalar yapılır, pişman olunur, özür dilenilir, affedilirdik. Bazen de affedemezdik. Ama önemli olan kısım bu nokta değildi. Önemli olan tek nokta gerçek bir pişmanlığa sahip olmaktı. En azından annemden beklentim buydu.

Hatalı olduğunun farkında mıydı?

Bunu içtenlikle merak ediyordum. Ama biz öyle bir noktaya gelmiştik ki; artık öğrenmek istemiyordum. Tüm sığınaklarımı yıkmıştı annem. Ne artık yeniden yapacak gücüm vardı ne de hevesim.

"Milan." diye seslendi dayım. Sakin bir ses tonu olsa da altında yatan sert tonu alabiliyordum.

Sadece merdivenlerin başında durdum. Cevap vermedim. Kinlendiğim zaman gözlerimin üzerine bir perde inerdi. Kimseyi, hiçbir şeyi görmezdi değil. Görürdüm, anlardım. Hissederdim. Ama umrumda olmazdı. Kinimden değil, ondan aldığım güçle, sırtımı kinime dayayarak her şeyi mahvederdim.

Pişman olacak olsam bile... Yapardım bunu.

"Annen senin iyiliğini düşünüyor, kızım. Ne zaman anlayacaksın bunu?"

Dudaklarım aralanır gibi oldu. Tam bu esnada annem toparlanmış bir şekilde ortaya çıktı. Misafirler gidene kadar gelmemişti. Fidan Hanım onu birkaç kez sormuş olsa da Ceylin yengem onu idare etmişti. Onlar da çok kalmamış, yemekten sonra yarım saat kadar oturup kalkmışlardı.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin