kösele rengi/ 42

7.3K 883 152
                                    

Geçmişten bir anı

Güneş Milan sekiz yaşındaydı. Peri yaşadıkları korkunç zamanları geride bırakıp kızına her kötü ânı unutturmak istiyordu. Ama içini dağlayan şey bunu bile yapacak vaktinin olmamasıydı bazen.

Vakit ayırabildiğinde ise yanında ki tek evladı ile iletişim kurmayı beceremiyordu.

Geceler boyu bunun için ağlamıştı. Güneş Milan hâlâ ona anne demiyordu. Peri'ye illa seslenmesi gerekiyorsa sakin ve sessiz adımlarla bir yabancıya yaklaşır gibi yanına geliyor ve giydiği kıyafetlerin ucundan tutup çekiştirerek annesinin dikkatini üzerine çekmeye çalışıyordu.

Peri suçunun farkında olsa da onu telafi edecek güce sahip hissetmiyordu. Suçuyla her gün yüz yüze bakıyor, yanında olamadığı anlarda da vicdan azabı içinde suçunu düşünüyordu. Kızıyla ayrı bir eve çıkmış, onu kendine alıştırmaya çalışıyordu. Bir yandan psikiyatri seansları devam ederken diğer yandan yaptığı yanlışları düzeltip sağlıklı bir iletişim kurmaya çalışıyordu.

Arzu, Peri'nin istettiği koliyi getirip eve bırakırken kapının arkasına bedenini gizleyen küçük kıza tebessüm etti. Peri kapıyı açarak Milan'ı açıkta bırakırken onu konuşması için teşvik ediyordu.

"Annesinin bir tanesi, bak Arzu ablan sana ne getirmiş?!"

Aklından bütün çocuklarını tek tek geçirirken fark etmeden küçük bir iç çekti. Özlemden burnunun direği sızlıyordu. Hiç hayallerinde ki gibi bir anne olamamıştı. Halbuki çocukluktan beri istediği tek şeydi.

Milan kapının arkasından çekingen adımlarla çıkarken Arzu kolinin kapağını açtı. Kolinin içindekileri çıkarıp Milan'a gösterirken samimi bir şekilde gülümsedi.

Onun yaşına uygun hikaye kitapları vardı. Farklı farklı yapbozlar, üç boyutlu kitaplar ve peluş oyuncaklar vardı.

Arzu Peri'ye bakıp başıyla küçük bir onaylama hareketi yaptı. Koliyi oraya götürmeden önce sıkı bir kontrolden geçirmişti. Oyuncakların içinden kamera veya böcek çıkabiliyordu. Veya kargo paketlerinin içinde ailesine zarar verecek bir şey olabiliyordu. Bu yüzden ona ulaştırmadan önce kontrol ediyorlardı.

Arzu gittikten sonra Peri kızıyla yapboz oynadı. İkisi birlikte halının üzerine bağdaş kurmuş parçaları birleştirmeye çalışıyorlardı. Milan'ın uyku vakti yaklaşıyordu.

"On dakika daha oynayalım sonra toplayalım olur mu kızım?" diye sordu Peri. Ona artık neredeyse hiç ismini kullanmıyordu. Kızı olduğunu hem ona hem de kendisine hatırlatması gerekiyordu. Yaptığı yanlışı ancak böyle düzeltebilirdi.

Milan hiçbir şeye itiraz etmediği gibi buna da etmedi. Zaten günün en sevdiği saati geliyordu. Peri'nin ona her gece masal okuduğu zaman dilimi. Ne olursa olsun gün sonunda ne yapıp edip o saatte Milan'ın yanında oluyordu Peri. Her gün ona bir masal okuyordu. Bu yüzden başını sallayarak Peri'yi onayladı.

Birkaç dakika sonra da kalkıp pijamalarını giydi zaten. Yatağına girip Peri'yi beklemeye başladı. Onunla yaşamak garipti. Ama onunla konuşan doktor bütün bunları ona söylediği için anlamaya çalışıyordu.

Peri de onun gibi geceliklerini giymiş eline aldığı kitap ile Milan'ın yatağının ucuna oturdu.

Hep yaptığı gibi Milan için aldığı kitapların ilk sayfasına çizdiği güneş resmini gösterdi kızına. Bu ikisi arasında bir ritüel olmuştu.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin