alıntı ve açıklama

7.3K 590 118
                                    

Tahmin edersiniz ki açıklama Kuzen ilişkisi hakkında

Şimdi öncelikle ben hiçbir şeyi normalleştirmeye çalışmıyorum. Lütfen burada bir anlaşalım. Siz zaten gayet normal olan bir durumu anormalleştiriyorsunuz.

Ensest ilişki ne ya hdjdhjdjd vallahi gülüyorum. Anlamını bilmediğiniz şeyleri şurada yazıp durmayın sonra açıklama yaparken ben kendimi kötü hissediyorum böyle bir şeyi açıkladığım için.

Birinci derece akraba olan anne, baba ve kardeşler arası ilişkiler ensest olarak kabul edilir. İkinci derece akraba olan kardeş çocuğu, teyze, hala, dayı, amca, anneanne, babaanne ve dede ile olan ilişkiler ensest olarak kabul edilir.

Kuzen ilişkisi ensest değil. Gidin araştırın. Öğrenin. Beni de yormayın artık. Ne ahlaki ne dini ne de etik olarak uygunsuz hiçbir şey yokkk. Ha desteklemezsiniz, sevmezsiniz orası ayrı. Ama keyfinize göre bu etik bu ensest bu anormal deyip durmayın lütfennn

Kitabı okuyup okumamak size kalmış. Bu durum hoşunuza gitmeyebilir ve bu yüzden okumamak isteyebilirsiniz buna lafım yok saygı duyarım ama benim bir şeyleri normalleştirmeye çalıştığımı söylemeniz? Normalleştirmiyorum. Bu zaten çoğu kişiye göre gayet normal bir durum. Bu toplumun normal karşıladığı bir durum.

Ayrıca şunu da eklemeden geçemeyeceğim her akraba evliliğinden doğan çocuklar hasta olmuyor şu algınızı yıkın lütfen. Farkında mısınız bilmiyorum ama normal evliliklerde de hasta çocuklar doğabiliyor, hasta genleri taşıyan insanlardan da sağlıklı insanlar doğabiliyor. Tab2 böyle bir durum varsa önlem alınmalı ki artık evlilikten önce iğneydi oydu buydu derken bu tür problemler baya azaldı. Tabi siz yine de yorumlara smalı bebek yazarsınız sıkıntı değil ben de sizinle beraber güler geçerim

Her neyyyse ensestin açıklamasını yaparken diğer bölümün başını yazmıştım bari tatsız bir konuşma olmasın dedim size alıntı bıraktım aşağıya, kendinize güzel bakınn 🧡 ☀️ 🔥




"Sen bana niye hep Şule diyorsun?" diye sordum az önceyi aşmak adına. Bu defa ben geri çekilip yüzüne bakmak istedim ama o kollarını çekip izin vermedi bana.

"Aslında..." küçük bir iç geçirdi. "İsmini benim koyduğumu biliyorsun değil mi?" Başımı onun omzuna yaslarken alay eder gibi güldü. "İsmini koyduğum kızı öptüm az önce."

Dudaklarımı birbirine bastırıp sustum. Şimdi rahatsız oluyordu belki de bu durumdan ama o da yakında ne kadar saçmaladığını görecekti.

"Her neyse. Ben çocukluk aklı annene Güneş ismini istediğimi söylemiştim o son gün. Sonra amcama annenin hamile olduğunu da ben söyledim. Bir tek ben biliyordum ama amcam gittiğinde bebeğin düştüğünü söylemişler. Bunları biliyorsun zaten." Onu onayladığımda devam etti. "O günden sonra o ismi bir daha dillendiremedim. O kadar şey yaşadıktan sonra istemsizce çocuk aklı bir şeyler benim yüzümden oldu zannetmiştim. Yengemle sırrımızı açık ettiğim için bir daha geri dönmediğini düşünmüş, vicdan azabı çekmiştim."

Yutkunarak başımı omzundan kaldırdım. Bu defa bana engel olmadı. Onu teselli edecek bir şeyler söylemedim. Bunun yerine konuşmaya devam etmesini istiyordum. Böylece artık o da söylemek istediği şeyleri söyler ve böyle biriktirmezdi. Çünkü nedense bunu benden önce hiç kimseye söylemediğini hissediyordum.

"Sonra seni gördüğümde ve isminin Güneş Milan olduğunu öğrendiğimde... Güneş'in sana ne kadar yakıştığını düşünüp durdum. Benim dünyamı tamamen aydınlatıp, ışık saçmıştın. Nefes aldığımı hissettirdin sen bana."

O konuşurken ellerimi ensesinde birleştirdiğimden onu kendime çekip çenesine dudaklarımı bastırdım. Dikkati dağılıp bakışları yeniden dudaklarıma kaysa da odağını bulmaya çalışarak gözlerini kaçırdı.

"Ama dediğim gibi... Güneş demek zordu. Ben de Şule dedim. Alev, yalım..." Gözleri yüzümde ki her noktada dolaşırken sesinin tınısı değişmişti. Boğazını temizledi. "...alaz, parıltı, ışık. Sen hepsiydin. Ben de Güneş diyemiyorsam Şule'm ol istedim."





Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin