kan kırmızı/ 25

11.5K 1K 328
                                    

Selamlar, sınır geçilmeden bölümü atıyorum çünkü çok heyecanlıyım ve crvenosunce 'nin özel isteği üzerine atmaya karar verdim🧡

24 ve 25. Bölümlerin oy sınırları olduğu gibi duruyor. Ve iki bölümün de oy sınırı geçmeden bu defa gerçekten bölüm atmicam. Zaten yazmadım da. O yüzden lütfen oy verin parti kuralım djjdjjd

Oy sınırı 430

kaptanzey_ hesabımı takip edebilir, orada bir yerlerden bana ulaşabilirsiniz.

Boool yorum yapın lütfen çünkü yine tüm teorileriniz yerle bir oldu bu bölüm jsjdjj






"Peri benden bir şey saklıyor. O kız Asım'ın kızı mı gerçekten? Eğer öyleyse neden Peri'nin aynısı?!" Babası kendinden geçmiş gibi bağırıyordu.

Peri diyordu. Asım'ın kızı diyordu.

Peri onun annesinin adıydı. Evet, yıllardır ağzına almaktan korktuğu ve neredeyse unuttuğu isimdi bu.

Peki babası ne kızından bahsediyordu?

Milan. Asım ve Ceylin'in kızı olan.

Annesi ile alakası neydi ki?

Dehşet içerisinde merdivenlerden yuvarlanmamak için zor tuttu kendini. Ama kendini duvara yaslanmak için bırakırken oturur vaziyette basamakların üstüne düştü. Önemsemedi. Bacaklarını uzattı. Ne ayağa kalkabildi ne de başka bir şey.

Odadan gelen bağırış sesleri kesildi birden.

Egemen'in çıkardığı sese kapı açıldı. İki kardeş tedirginlik içinde odadan çıktıklarında karşılarında Egemen'i buldular. Sadece annesinin ismini duyması ile bile perişan olan Egemen'i.

Bakışları direkt babasınınkiler ile kesişti. "Annemi mi gördün?" Sesi küçük bir çocuk gibi çıkmıştı. Dağ gibi delikanlının omuzları çökmüştü, birden korunmaya muhtaç bir çocuğa dönmüştü.

Küçükken, "Baba annem biji bıyakıp ditmez mi?" diye soran ve sorduğuna pişman olan o çocuktu şimdi işte.

Uğur ne diyeceğini bilemeyerek baktı oğluna. Egemen'in her şeyi duyduğu açıktı. Ortada gizleyecek bir şey kalmamıştı.

"Evet, Peri'yi gördüm."

Egemen zorlukla ayağa kalktı. "Onu gördün. Tanıdın da yani?" Dalga geçer gibi güldü ama gözleri kızarmıştı. "Tabi doğru. Tanırsın sen. Fotoğraflarını kaldırıp attığın için annesini unutan çocuk sen değilsin ya!" Sona doğru yükselen sesiyle Uğur gözlerini yumdu.

"Annenin fotoğraflarını ben atmadım oğlum. Kaç defa daha diyeceğim bunu sana?"

Egemen öfkeden titrerken Uğur derin bir nefes aldı. Ruhsal olarak belki daha kötü bir haldeydi ama Egemen ile ilgilenmesi gerekiyordu. "Hadi gel. Önce bir sakinleş sonra sana ne bilmek istiyorsan anlatayım." Uğur fotoğrafları atmamıştı ama hiçbir zaman da gözlerinin önünde duran annelerini çocuklara gösterme cesaretini bulamamıştı. Bazı şeyleri olduğu gibi bırakmak gerekirdi bazen.

Egemen'in kolundan tuttu. O kadar titriyordu ki öfkesine rağmen babasının onu tutmasına karşı gelemedi. Yağız gibi o da problemliydi. Kusurluydu. Bu ailede normal büyüyen sadece Ekin ve Ulaş'tı. Ekin'in zaten doğuştan kafası gidikti. O yüzden evin en sağlıklı çocuğu Ulaş oluyordu.

Çalışma odasına geçerlerken Umut aşağı kata seslendi ve suyla beraber ağrı kesici istedi. Egemen bu kadar titredikten sonra muhtemelen bütün vücudu ağrıyacaktı. Bu onun üzerinde kalan psikolojik bir rahatsızlıktı.

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin