enternasyonal turuncu/ 37

11.6K 1.1K 383
                                    

Bilmediginiz renkleri bulmayı görev edindim:D

Bu arada meltz00 Çağrı için bir şarkı önerdi ben de çok beğendim. Medyaya ekliyorum ama görünmezse diye ismi "Düşer o"  öneri için teşekkürlerr her dinlediğimde özellikle nakarat kısmında Çağrı gelecek aklıma🧡🤗



Yağız üstümde ki hırkanın yaka kısmından çekip benim yerimde sallanmama sebep olduktan sonra dikkatle yüzüme baktı. Ben de bakışlarımı gözlerine sabitledim. Ayak uydur dercesine bir ifade takındığında belli belirsiz başımı salladım.

"Bundan sonra böyle ince giyindiğini görürsem tüm dolabına elveda dersin."

Şaşırtıcı bir şekilde başımı salladım. "Olur." diye bir de üstüne ekledim. Neyi kabul ettiğimi bile bilmiyordum.

Raporlarda adım geçmiyordu. Ne benim ne de Peri Aksu'nun. Bundan emindim. Uğur Demiraslan yaptığım her şeyin üstünü örtmüştü. Orada kafamın karıştığını, unuttuğum şeyleri gizlemişti.

Ama neden?

Aslında nedenini çok iyi biliyordum. Hatta bu içimde büyük bir dehşete kapılmama sebebiyet veriyordu.

Henüz yemekte iken birden çalan telefonu ile acil bir şey için karargaha çağrıldı Onur Taşkıran.

"Size afiyet olsun," diyerek kalkarken gözleri beni buldu. "Görüşmek üzere."

Uğur Demiraslan kalkıp onu yolcu ederken bakışlarımı önümde ki tabağa eğdim. Tabağımdakileri küçük küçük parçalara bölerek oyalandım. Onun geri gelmesini bekliyordum.

Bu esnada sanki herkes benden bir tepki bekliyordu. Kaçamak bakışları üzerimde hissediyordum ama onlara karşılık vermedim. Hepsi biliyordu. Bir soruşturma açılmayacağını ve olayın üstünün kapanacağını biliyorlardı.

İyi de... ben istemiyordum ki. İçimde sürekli arka plana atmaya çalıştığım hislerle savaşırken yaptığım hatanın bedelini ödemek istiyordum ben.

Bir yandan da delicesine korktuğum için sesimi dahi çıkaramıyordum. Asker olmak başta sadece abime ve babama kavuşmanın bir yoluydu ama sonrasında başka bir şey olamazmışım gibi hissettim. Özgürlüğüm ve olmam gereken yerde oluşumdu askerlik.

Az önce içimde patlamaya hazır bir yanardağ vardı. Hâlâ bir yanım onu serbest bırakmayı istiyor. Ama benim için yaptığını biliyorum, hissediyorum ve sadece ağlamak istiyorum. Elim kolum bağlı sanki.

"Güneş."

Bakışlarımı yemeğimden alırken tabağıma akan damlaları görmezden geldim. Uğur Demiraslan yanı başımda duruyordu. Elini omzuma koyduğu ânda omzumu silkerek düşürdüm. "Dokunma bana."

Dirseklerimi masaya yaslarken yüzümü de ellerime yaslayıp artık tutamadığım hıçkırıklarımı serbest bıraktım.

"Seni üzmek değildi niyetim." derken sandalyemin yanında dizlerinin üzerine çöktü. Sandalyenin kenarını kavrayıp tekrar, "Güneş." diye seslendi. "Konuşabilir miyiz?"

"Ben-" dedim hıçkıra hıçkıra. "Hem Çağrı'yı h-hem de an-nemi vurdum."

"Ne olmuş yani? İkisi de hayatta sonuç olarak." diyen Ekin'di. Uğur Demiraslan'ın dönüp ona sessizce bir bakış attığından emindim.

Bu esnada kısık bir sesle, "Kuru mendil getirin." emrini veren de Yağız'dı. Koyun can derdinde kasap et.

"Soruşturma başlatılmamalıydı Güneş. Beni anlamak zorundasın kızım. Hem senin başın ağrıyacaktı, hem hainin istediği olacaktı. Peri'nin kampa geldiğini de," devam etmeden önce derin bir nefes aldı. "Senin hafıza kaybı yaşadığını da bilmemeleri gerekiyor. Bunu kullanabilirler. Sana tahmin bile edemeyeceğimiz şeyler yapabilirler ve ben buna izin verecek bir baba değilim Güneş Milan."

Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin