Oy sınırı 450
bundan sonra şey yazicam buraya oy vermeyene hakkımı helal etmiyorum jdjdhdh
Bölüm sonu açıklamalara bakın lütfen
Bolll yorum lütfeen
Hesabım 👇🏻
Bölüm yine zurnanın zort dediği yerde bitiyor:/
°°°
(18. Bölüm) Bu sahneyi tekrar okuyup hatırlamak isterseniz diye söylemiş olayım.
Geçmişten bir ân
"Rehinelerin başında ki adamların öldüğünü öğrenirlerse tek hedefleri sen olursun. İçerde teksin Milan." diyerek genç kıza içinde bulunduğu durumu hatırlattı Kutay. Aslında bunu yapmasına hiç gerek yoktu. Bunun gayet farkındaydı.
Silahları odanın bir köşesine attıktan sonra, "Siz gelene kadar elimden geleni yapacağım." dedi kısık bir sesle.
Tabi bu pek mümkün olmadı.
Aralıklı saatlerle, "Teslim olun!" çağrısı yapılsa da şerefsizlerin bildiği bir şey vardı. Eğer rehineleri kullanıp isteklerini yaptıramazlarsa buradan kaçabilme ihtimalleri yoktu. Kurtulamazlardı.
Teslim olmak falan da hikayeydi. İçerde şişlenerek öldürülmek istemiyorlardı. Askerden polisten önce aynı tarafta savaştıkları adamlardan gelirdi darbe.
Milan rehineleri -çocukları- güvenli bir yere götürmek istese de imkansızın farkındaydı. Koridorlar terörist kaynıyordu. Milan da eli tetikte bekliyordu. Oldukları yere yaklaşan olduğu gibi de indiriyordu.
Kurşunları bitmek üzereydi artık. Sancak'ın içeri girmesini bekliyordu ama Tim bir türlü içeri giremiyordu. Girişlerde çok fazla terörist vardı.
Milan gelecek olan sonu anlarken yutkundu. İçeri girseler bile Milan'ın elinde onlar gelene kadar kendini ve rehineleri koruyacak teçhizat yoktu. "Hakkınızı helal edin." dedi kulaklıktan.
"Biraz daha dayan. Helallik falan yok Milan, bizi bekle, geliyoruz!" Kutay konuşuyordu yine. Tim de en iyi anlaştığı kişi oydu zaten.
"Yetişemezsiniz." dedi. Ağlayıp sızlanmıyordu. Feda olunmaya çoktan hazırdı. "Sadece hakkınızı helal edin işte. Ben son âna kadar savaşacağım. Beni öldürseler de rehineleri hemen öldüreceklerini zannetmiyorum. Onları kurtarmaya odaklanın."
"Saçmalama Milan! Kendine gel!" diyerek bağırdı Fırat komutan. Artık herkes onun Milan'ı sevdiğini biliyordu. Fırat bir komutan olduğunu unutmuş gibi davranıyordu. "Oraya geliyorum."
"Gelemezsiniz komutanım!" diyerek ilk itiraz eden Milan oldu. "Destek gelene kadar sizin dışarda olmanız gerekiyor."
Fırat, onu da itiraz eden Sibel ve Kutay'ı da dinlemedi.
Timini bırakıp içeri girmenin bir yolunu aradı. O okula girince dışarı tamamen boşta kalmıştı. Emir komutayı Kutay'a verdiğinde genç asker ne yapacağını bilememişti.
Görevin başarısızlığa uğradığı ân da o ândı.
Fırat komutan Milan ve rehinelerin bulunduğu kantine ulaştı. İçeri girerken yanına aldığı cephaneler de işlerini kolaylaştıracaktı belki. En azından o öyle düşünüyordu. Milan'ı kurtaracaktı. Hiçbir şey olmadan oradan çıkacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağının Kayıp Rengi (Asker Konulu)
General Fiction*Asker Kurgusu* Güneş Milan Aksu, annesinin günlüğünü okuyarak babası hakkında herhangi bir bilgiye ulaşarak onu bulmak ister. Fakat günlüğü okurken babasının bordo bereli bir asker olduğunu üstüne bir de bir abisi olduğunu öğrenir. O da babasını bu...