Bölüm 28

425 22 3
                                    

Emrettiği gibi yaptım. Tutunduğum an bedenim tutuşup canlandı ve neye ihtiyaç duyduğum konusunda Deniz'in ne kadar haklı olduğunu fark etmemi sağladı bu. Beni ne kadar iyi tanıyordu.

Ellerini büstiyerimin içine sokup sızlayan dolgun memelerimi avuçladı. Meme uçlarımı parmaklarının arasında yuvarlayıp çekmeye başlayınca başımı ona yasladım. Gerilim hızla terketmişti vücudumu.

"Tanrım." Dudaklarını şakağımda gezdiriyordu. "Kendini bana teslim ettiğin zaman öyle mükemmel oluyor ki."

"Düz beni." diye yalvardım. Buna ihtiyacım vardı. "Lütfen."

Elini elbisemin altına soktu ve külotumu aşağıya çekti. Ceketi yanımdan uçup koltuğun üstüne düştü. Sonra da elini bacaklarımın arasına daldırdı. Islak ve şiş olduğumu görünce hırıltılı bir ses çıkardı.

"Sen benim için yaratılmışsın, Nil. Beni içine almadan duramıyorsun."

Yine de hazırladı beni. Usta parmaklarını içimde dolaştırarak ıslaklığı klitorisime ve cinsel organımın dudaklarına yaydı. İçime iki parmağını sokup parmaklarını açtı.

"Beni istiyor musun, Deniz?" diye sordum boğuk bir sesle. Kendimi o parmaklara sürtmek istiyordum ama kayışa tutunabilmek için uzanırken yapamıyordum bunu.

"Nefes almayı istediğimden daha çok." Dudakları boynumda ve omuzlarımda dolaşıyor, dilinin sıcak kadife dokunuşu baştan çıkarıcı bir şekilde kayıyordu tenimde.

"Ben de sensiz duramıyorum, Nil. Sen benim bağımlılığımsın... Takıntımsın..."

Dişlerini nazikçe etime geçirdi ve tensel ihtiyacını ifade eden hoyrat, arzulu bir ses çıkardı.

Bu arada beni bir eliyle düzerken, öbür eliyle klitorisimi okşuyor, eşzamanlı uyarılmayla tekrar tekrar gelmeme neden oluyordu.

"Deniz!" dedim soluk soluğa, nemli ellerim kaymaya başlamıştı.

Ellerini çekti. Fermuarını indirişinin erotik sesini duydum.

"Bırak ve bacakların açık olarak sırtüstü yat."

Koltuğa geçip uzandım ve heyecanlı bir beklenti içinde vücudumu sundum ona. Yüzü geçen bir arabanın farıyla aydınlanırken, gözleri gözlerimi buldu.

"Korkma." Üzerime doğru eğildi. Büyük bir dikkatle ağırlığını üzerine yerleştirdi.

"Öyle azgınım ki korkamam." Onu tutup bedenimi yukarı çektim, kendimi onun sert penisine dayadım. "Seni istiyorum."

Aletinin başı cinsel organımın dudaklarını dürtüyordu. Kalçalarının bir hareketiyle girdi içime. Bu ateşli temasın etkisiyle o da benimle aynı anda ıslıklı bir nefes aldı dişlerinin arasından. Koltuğun üstüne külçe gibi yığıldım.

Hareket etmeye başladığı sırada ben de yüzünü seyrettim. Tenimin her noktası, güneş altındaymışım gibi yanıyordu. Göğsüm arzu ve heyecanla öyle bir sıkışmıştı ki zor nefes alıyordum.

"Benimsin."  diye fısıldadı aleti içime girip çıkarken.

Kıvranarak gerildim. Onun amansız ritmik hamlelerini kasıklarımla karşılıyordum.  Soluksuz bir çığlıkla tırmandım doruğa.

"Nil."

Başım hızla sallanıyordu. Ben onu hissetmeye, onun beni ele geçirmesine, bana böyle insafsızca zevk vermesine bayılıyordum.

Birbirimiz için deliriyor, vahşi yaratıklar gibi sevişiyorduk. Yaşadığımız ilkel şehvet beni öyle azdırıyordu ki içimde patlamak üzere olan orgazmın beni öldüreceğini sandım.

Güneş BatıncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin