67

254 7 4
                                    

      Bir kapı şimdiye kadar ne kadar korkutucu oldu? Ne kadar can yaktı? Kapı sizin için en korkunç ne anlama geldi? Hiç bir kapının kalbinizi yaktığını, ruhunuzu kül ettiğini hissettiniz mi? Aldığınız nefeslerin yetmediği, bedeninize hükmedenin siz değil geçmişiniz olduğu anlar..
Geçmişiniz size bir ayak bağı iken onu oradan sökemezsiniz. Daha kötüsü bunu belli edememektir. İçinizde yaşamak.. İçinizde fırtınalar koparken susmaya çalışmak..

      Berfu susmak zorundaydı. Çünkü abileri daha kötü hissetsin istemiyordu. Ellerinden geçmişi değiştirmek adına bir şey gelmezdi. Biliyordu. Berfu bir şeylerin farkına vardığında çok küçüktü. Bir meyveyi erkenden, zoraki olarak ışıklarla falan olgunlaştırmaya çalışırsanız aynı böyle olur işte. Acır çok acır. O acı hep ruhunuzda kalır. Berfu zoraki olgunlaşmıştı. Acıya acıya... Kanaya kanaya...

       Derin bir nefes aldı ve içeri ilerledi. Diğerleri de hemen yanındaydı. Sarp durumu açıkladı, gerekçelerini anlattı. Önce Uraz, Sarp, Lodos ve Rüzgar ifade verdi. En son Berfu.  Kriz geçirmemek için çok çaba sarf etti Berfu. Başardı da. İyi değildi ama kriz geçirmemişti. Selim ve Atilla daha sonra geleceklerdi ifade için. Arabaya bindi hepsi. Berfu iyi değildi biliyorlardı. Sarp bir anlık kararla direksiyonu çevirdi ve evin yolundan saptı. Uçuruma doğru...

     Hiç biri ne olduğunu anlamamıştı. Yine de ses etmediler. Arabanın koltukları güzel, şık olsa da üzerindekiler öyle şık değildi. Hayat tam böyledi işte. Dışarıdan mutlu, keyifli gözükürken aslında yorgun, üzüntülüsünüzdür ama insanlar bunu bilmez.

      Uçurumun önüne geldiklerinde arabayı durdurdu Sarp. Berfu'ya döndü. "Gel canımın içi. Nefes alalım. Biliyorum daraldın. Seni anlıyoruz." dedi içtenlikle. Berfu'nun gözleri dolmuştu. Anlaşılmak... Ne önemli şeydi sahi.

      Berfu arabadan indi. Derin bir nefes aldı. Sahiden iyi gelmişti. Sarp da indi ikisi de arabaya yaslandılar. Bir süre sustular. En sonunda Berfu konuştu.  " Sarp bazen yorulduğumu çok fazla hissediyorum. Geçer mi? " Berfu'nun bu sorusu Sarp'ın içini yaktı. Biliyordu kardeşinin canının ne denli yandığını lakin elinden bir şey gelmiyordu. En çok da bu canını yakıyordu ya zaten. Berfu onları öldür mutlu olacağım dese bir saniye düşünmezdi. O iğrenç zihniyetli insanlara zerre acımazdı. " Geçecek Berfu'm inan bana geçecek. Bunun için elimden gelenin en iyisini yapacağım. " "İnanıyorum sana abi."

      Biraz daha manzarayı izledikten sonra arabaya geri bindiler. Rüzgar yavaşça Berfu'un eline uzandı ve avuç içini öptü. 'İnsanın en rahatsız olmayacağı yer avuç içidir' diye duymuştu. Berfu gülümsedi Rüzgar'ın bu hareketine. işte o an dünyalar Rüzgar'ın oldu, kardeşi ona gülümsedi. Alan müsait olsa kalkıp dans ederdi. Bu güzel sahnenin ardından eve doğru yola koyuldular.

1 ay sonra

     Bugün mahkeme günü. Aslında herkes birazcık tedirgin. Yine de rahat gözükmeye çalışıyorlar. Ali Rıza ve Münevver iki gün önce gelmişlerdi. Bu zor günde yanlarında olmak istemişlerdi. İşte bazen anne ve babanızın yapmadığını başkaları yapar. Ali Rıza çocuklarla mahkemeye giderken Münevver ve Efe evde kalacaklardı. Münevver okuyup üfleyerek yolcu etti onları. Geceden beri dua ediyordu. Gerginlikten doğru dürüst uyumamıştı bile. Yine de değerdi. Yeter ki torunları iyi olsundu.

      Mahkeme başlamıştı. Tedirgin bekleyiş sürüyordu. Berfu ve avukat yan yana otururken Berfu abilerine bakıyordu. Eski ailesi ile yüz yüze gelmek iyi gelmemişti ona. En sonunda o cümleyi kurdu hakim.

"Karar..."

YENİ HAYATIM: ~ BERFU ALKIM KORKMAZ ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin