Okulun bahçesinde, çimenlerin üzerine oturmuş, voleybol takımından arkadaşlarımla birlikte dinleniyorduk. Yaren, Kuzey ve Çiçek’le birlikte voleybol hakkında sohbet ediyor, günlük meseleler üzerine gülüşüyorduk. Yaren’in uzun kahverengi saçları, omzunun üzerine dökülüyordu ve gözlükleriyle dergisine göz gezdiriyordu. Gözleri, okulun ana kapısına doğru odaklanmıştı.
“Bana bakın! Şu kadını görüyor musunuz?” dedi Yaren, parmağıyla okulun girişine doğru işaret ederek.
Hepimiz, Yaren’in işaret ettiği yöne döndüğümüzde, gözlerimiz hemen yeni gelen kadına takıldı.
Çok güzel amk şaka mı.
Kadın, gerçekten etkileyici bir görünüşe sahipti. Mavi gözleri, güneş ışığında parlıyor ve etrafındaki her şeyi net bir şekilde görebilmenizi sağlıyordu. Uzun, siyah saçları omuzlarına kadar dökülüyordu. Siyah, zarif bir etek ve beyaz, şık bir bluz giymişti. İnce yapılı vücudu, giysilerinin altında zarifçe belli oluyordu. Gözleri soğuk ama dikkat çekici bir şekilde parlıyordu.
O an, merak dolu gözlerle bu kadının kim olduğunu sorguladım. Yaren, kadının lüks bir otomobile dikerken, “Bahar Hoca galiba, yeni İngilizce öğretmeni. İngiltere’den gelmiş,” dedi, merakla.
Vayy demek yabancı birisi.
Kuzey, arabayı dikkatle inceledi. “Bu kesinlikle son model bir araç. İçerideki deri koltuklar bile pırıl pırıl,” dedi, hayranlıkla.
Hemde zengin.
Maşallah Allah sahibine bağışlasın.
Çiçek, Bahar Hoca’nın etrafında yürüyen adamı gözlemleyerek, “O adam okul müdürü. Bahar Hoca’yı sınıfa götürüyor. Herhalde ders için hazırlık yapacaklar,” dedi, bilmiş bir ifadeyle.
Bahar Hoca, müdürle birlikte okulu gezdikten sonra, İngilizce dersliklerine yöneldi. O sırada, onunla bir an göz göze geldik. Bahar Hoca’nın soğuk bakışları altında, kalbimde bir ürperti hissettim.
Niye mal mal bakıyor bu.
Ders zili çaldığında, sınıflarımıza doğru yola çıktık. Yaren, Kuzey ve Çiçek’le birlikte cam kenarındaki arka sıraya oturduk. Ben, uzun sarı saçlarımı sırtıma doğru toplayarak derse hazırlanmaya başladım. Yeşil gözlerim, sınıftaki diğer öğrencileri inceliyordu. Boyum uzun olduğu için sınıfta genellikle arka sırada oturmak daha rahat oluyordu.
Bahar Hoca, derse girmeden önce sınıfa göz gezdirdi. Mavi gözleri, soğuk bir dikkatle herkesi süzüyor, her bir öğrenciyi inceleyerek sınıfa uyum sağlıyordu. Sınıf sessizleştiğinde, Bahar Hoca yüksek sesle ve kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı.
“Good morning, class. My name is Bahar. I will be your English teacher from now on,” dedi, İngiliz aksanıyla.
What dedin gülüm.
Hangi dil lan bu. Tamam kabul ediyorum ingilizcem biraz kötü olabilir.
Sınıftaki öğrenciler, Bahar Hoca’nın etkileyici varlığı karşısında sessizce dinlemeye başladılar. Bahar Hoca’nın kendinden emin duruşu, dersin ciddi bir şekilde yapılacağını hissettiriyordu.
Dersin başlamasıyla birlikte, Bahar Hoca bize İngilizce dil bilgisi kurallarını anlatmaya başladı. Anlatırken, bazen tahta başında bazen de sınıfın içinde dolaşarak öğrencilerin dikkatini çekmeye çalışıyordu. Konu işledikçe, Bahar Hoca’nın gözleri bizimle iletişim kuruyor, her birimizin doğru cevaplar vermesini bekliyordu. Sınıftaki havayı, onun otoriter tavırları ve mükemmel İngilizce’si etkiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...