Eve gelir gelmez kendimi koltuğa attım. Kütüphanede Bahar'la yaşadıklarımız aklımdan çıkmıyordu. Ne oldu öyle ya? diye düşünürken suratım kızarmaya başladı. Bahar’ın bakışları, bana yaklaşması... Düşündükçe kafam karışıyor, ne yapacağımı bilemiyordum.
Oturduğum yerde kıpırdanmaya başladım, bir yastık alıp ona vurup durdum. “Allah'ım ya, niye böyle oldu ki?” diye söylenirken, telefonumdan gelen bildirim sesiyle irkildim.
Hemen telefonu kaptığım gibi ekrana baktım. Kesin Bahar mesaj atmıştır! dedim içimden.
Bahar niye yollasın amk kadına o kadar laf ettim.
Ama bir baktım ki, mesaj voleybol kulübü grubundan gelmiş.
Çok fazla düşünüyorsun Derin. Bahar neden sana mesaj atsın, salak mısın Cemile.
Gruba yazılanlara bakarken gözlerim fal taşı gibi açıldı. Yarın okullar arası voleybol turnuvası varmış, hem de bizim okulda.
“Yarın mı ya? Bu kadar erken mi olur?” diye kendi kendime söylenerek telefonumu kapattım.
Hem şaşkındım, hem de heyecanlanmıştım. Bahar’ın düşündürdüklerinden biraz olsun uzaklaşmak iyi gelecekti ama bir yandan da Bahar’ı görür müyüm diye aklımdan geçirdim.Ertesi sabah erkenden uyandım. Maç günü olduğundan bir nebze heyecanlıydım ama aklımın bir köşesinde yine Bahar vardı.
Olaylardan kaçmak için hazırlanıp voleybol formamı giydim. Aynaya bakıp derin bir nefes aldım. “Bugün Bahar’ı düşünmek yok, tamam mı? Maça odaklanacaksın!” dedim kendi kendime.
Tabii ki bu kadar kolay olmayacaktı ama yine de kendimi motive etmeye çalışıyordum.
Okula vardığımda spor salonuna girdim. Yaren’i gördüm ve hemen yanına koştum.
“Kanka, ne yapıyorsun? Hazır mısın?” dedim biraz tedirgin ama heyecanlı bir şekilde.
“Hazırım tabii, kanka! Bugün şu maçı var ya alacağız, göreceksin!” dedi Yaren, enerjik bir şekilde.
Onun bu rahat tavırları beni de biraz olsun rahatlattı. Soyunma odasına gittik, maçın başlamasına bir saat vardı. Takımca toplandık, herkes birbiriyle şakalaşıyor, motive oluyordu.
Ben ise içimden “Hadi lan Derin, kafanı toplaman lazım!” diyordum. Ama Bahar’ın o bakışları aklımdan çıkmıyordu.
Maçın başlama anonsu yapıldı ve sahaya çıktık. Tribünler tıklım tıklım dolmuştu. Bu kadar insan mı gelmiş? diye düşündüm şaşkınlıkla. Bir yandan da gözlerim yine tribünlerde dolanıyordu. Acaba Bahar gelmiş mi? diye düşünmekten kendimi alamadım.
Yaren birden fark etti tabii bu durumumu.
“Hayırdır kanka, niye böyle bakınıyorsun? Yoksa birini mi arıyorsun?” diye sordu hafif bir gülümsemeyle.
Yüzümde bir şey yokmuş gibi davranmaya çalışarak, “Yok ya, ne arayacağım. Bizim kızlardan falan var mı diye bakıyorum,” dedim. Ama tabii ki yemediler.
Yaren kaşlarını kaldırıp, alaycı bir ses tonuyla, “He he kanka, kesin Bahar’ı arıyorsun!” dedi gülerek.
“Saçmalama kanka, ben onun neyine arayayım ya?” dedim sinirlenmiş gibi yaparak, ama içten içe doğru söylediğini biliyordum.
Yaren koluma vurarak, "Kızım ben senin ciğerini biliyorum ciğerini," dedi.
Ben ise şakasına, "Biraz daha hızlı vursaydın bende maçta oynamasaydım," dedim gülerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...