*
Baharın bakış açısıylaDerin'in, "Buraya geldiğinde birbirimiz için neysek, bundan sonra da oyuz." dedikten sonra hızla sınıftan çıkmasıyla kalbim yerinden sökülmüş gibi hissettim.
Niye böyle olmak zorunda amk.
Gözlerim doldu, kendimi daha fazla tutamayıp yere yığıldım. Gözyaşlarım bir sel gibi akıyordu. İçimden "Ah Derin, neden her şey böyle olmak zorunda?" dedim, acımı sesli bir şekilde dile getirerek.
Artık burada olmam için hiç bir sebep yoktu.
Bir süre sonra gözyaşlarımı sildim ve kendimi toparladım. Müdürün odasına gitmem gerektiğini biliyordum. Derin'e bu kadar zarar verdiğimi görmek, burada daha fazla kalmamın anlamı olmadığını gösteriyordu. Kapıyı hafifçe çaldım ve içeri girmemi bekledim.
"İçeri girin," dedi müdürün sesi.
Kapıyı açtım ve içeri girdim. Müdür beni görünce gülümseyerek, "Bahar hocam, hoş geldiniz. Buyurun, oturun," dedi.
Müdürün gösterdiği yere oturdum ve derin bir nefes aldım. "Hocam, ben direkt konuya girmek istiyorum," dedim. "İstifa etmek istiyorum."
Evet istifa, çünkü babamın Derine zarar vermesini istemiyorum.
Ah Derin ah hepsini senin için yapıyorum.
Müdür şaşırarak bana baktı. "Neden istifa etmek istiyorsunuz Bahar hocam? Bir sorun mu var?" diye sordu.
"Kişisel meseleler yüzünden İngiltere'ye geri dönmem lazım," dedim. "Burada daha fazla kalamam."
Çünkü kalmam sebebim beni bırakmıştı.
Onun güvenliği için her türlü ayrılacaktık, ama ben daha normal bir şekilde ayrılmayı planlıyordum.
Kalbimi söküp atıcak gibi değil aq.
Müdür başını sallayarak, "Tamam, Bahar hocam. İstifanızı kabul ediyorum. Umarım her şey yoluna girer," dedi.
"Teşekkür ederim," dedim ve odadan ayrıldım. İngiltere'ye dönmeden önce halletmem gereken bir iş daha vardı. Sude'yi cezalandırmak zorundaydım. Hemen otoparka yöneldim ve arabaya atlayarak ambarın bulunduğu konuma gittim.
Varya anasını sikicektim bugün.
Ölüm yıl dönümü.
Ambara vardım arabayı park edip hemen kapıya yöneldim. Ambarın kapısını açtığımda, Sudeyi kafasında siyah bir poşet, elleri ve ayakları sandalyeye bağlı şekilde buldum. Adamlarıma geri çekilmelerini söyledim. "Bizzat ilgileneceğim," dedim.
Sude'nin yanına yaklaştım ve poşeti kafasından çıkardım. Korku dolu gözlerle bana baktı.
Ağzının ortasına sertçe bir yumruk attım. Ağzından hemen kan gelmeye başladı.
"Bahar, ne yapıyorsun? Lütfen, bırak beni," diye yalvardı.
Ona yumruk attım. "Senin yüzünden Derin bu halde! Senin yüzünden hayatım alt üst oldu!" dedim. Sude ağlamaya başladı.
Hepsi senin yüzünden, bu orospu çocuğu eğer Derini kaçırmasaydı babamı aramak zorunda kalmıyacaktım.
En önemlisi de.
Aşkım benden ayrılmayacaktı.
"Bahar, özür dilerim. Gerçekten, pişmanım," dedi.
"Özür dilesen ne fark eder? Yaptıklarının bedelini ödeyeceksin," dedim ve gözlerimle adamlardan birine işaret ettim. Adam hemen Sude'nin yanına gitti ve kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Sude, elleri ve ayakları bağlı olduğu için engel olamıyordu.
Hemcinslerime asla böyle birşeye maruz bırakmazdım ama.
Ama Sude hiç sikimde bile değildi.
Korumam, Sude'yi taciz etmeye başladı. Sütyenini çıkardı ve göğüs uçlarını ellemeye başladı. Sude ağlayarak, "Bahar, lütfen dur! Yapma!" diye bağırdı ama nafileydi.
Seni buradan temiz göndermeyeceğim.
Adam Sude'yi daha fazla taciz etti, pantolonun düğmesini açtı ve aşağıya indirdi iç çamaşırının üstünden vajinasını okşamaya başladı, ama sonunda onu durdurdum.
"Derin'e yaptıklarının bedelini ödüyorsun. Öyle kolay mı mafyanın sevgilisine bulaşmak?" dedim ve belimdeki silahı çıkararak Sude'nin kafasına doğrulttum.
"Nolur, yapma!" diye bağırdı Sude ama tetiği çektim.
Siktir git amk.
Adamlarıma dönerek, "Burayı temizleyin," dedim ve ambardan ayrıldım. İngiltere'ye dönmeden önce bu işi halletmem gerekiyordu.
Artık her şey bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...