Geniş çayırlıkta Rüzgar’la birlikte ağır ağır geziniyorduk. Bahar’ın gözleri bir ara bana kaydı ve yüzünde o hafif, tanıdık gülümsemeyle sordu, “Biraz hızlanmak ister misin?”
Bir an tereddüt ettim, çünkü bu kadar geniş bir alanda, böylesine heybetli bir atla hızlanmak gerçekten cesaret istiyordu. “Bahar… tek başıma yapamam, ya düşersem?” dedim, biraz çekingen bir şekilde.
Bahar yüzünde sakin ama kararlı bir gülümsemeyle atın yanına geldi, sonra ata binerek arkama geçti, benim sırtımı kendi göğsüne yasladı. “Korkma, yanındayım. Sadece bana güven,” dedi kısık bir sesle, ve elini atın dizginlerine sıkıca doladı. Bahar’ın kolları yanımdan geçerken nefesimin hızlandığını hissettim; bu kadar yakın olmamızın verdiği heyecanı tarif etmek zordu.
“Hazır mısın?” diye fısıldadı, yüzünü benim yüzüme yaklaştırarak.
“Evet!” dedim heyecanla, gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak.
Bahar dizginleri hafifçe çekip Rüzgar’ın hızlanmasını sağladı. Atın adımları hızlandıkça çayırlık boyunca süzülüyormuşuz gibi hissettim. Bahar arkamda, kontrol tamamen ondaydı. Göğsü sırtıma yaslanmış, nefesini ensemde hissediyordum. Rüzgar’ın ayak sesleri, Bahar’ın sıcak nefesi ve doğanın o eşsiz sesi… Her şey rüya gibiydi.
Bir süre sonra Bahar atı yavaşlattı ve durduk. “Nasıl, hoşuna gitti mi?” diye sordu, kolları hala yanlarımda, ama bu sefer biraz daha gevşek. Yüzünü göremiyordum ama sesinden onun da en az benim kadar keyif aldığını hissedebiliyordum.
“Bahar, bu müthiş bir şeydi! Cidden, böyle bir şeyi daha önce hiç yaşamadım!” dedim, yüzümde kocaman bir gülümsemeyle.
“Güzel,” dedi Bahar, yanaklarıma bir öpücük kondurarak. “Sana böyle özel anılar bırakmak istiyorum.”
Birlikte çayırlıkta bir süre daha yürüdük, atın sırtında ilerlerken Bahar arada bana manzarayı gösteriyor, küçük şeyler anlatıyordu. Ağaçların arasında yürürken, kuş sesleriyle beraber etrafımızdaki sessizlik huzur veriyordu. Bir ara Bahar başını bana yaklaştırıp hafifçe fısıldadı:
“Derin… Burası senin de evin. Ne zaman istersen buraya gelebilirsin,” dedi, sesi yumuşaktı, ama içinde bir güven duygusu vardı.
“Ciddi misin?” dedim şaşkınlıkla, kalbim hızla atıyordu. “Yani… istediğim zaman?”
“Evet, istediğin zaman. Çünkü seninle burası daha güzel oluyor,” dedi, gözlerime bakarak.
Bahar’ın atı ormanın derinliklerine doğru sürmeye başlamasıyla içimde bir heyecan dalgası yayıldı. Ormanın içinde ilerlerken Bahar’ın çevresine olan hakimiyeti ve güveni beni etkiliyordu; bir yandan bu yalnızlık duygusunun içindeki özgürlük hissi tüm ruhumu sarıyordu. Sonunda, nerede olduğumuzu tam olarak kestiremediğim bir yerde yavaşladık. Bahar, omzunun üstünden bana dönüp gülümseyerek sordu:
"Burada böyle dolaşmak nasıl hissettiriyor?"
Gözlerimde biraz merak ve şaşkınlıkla, "Neden buradayız ki?" diye sordum.
Bahar bana yaklaşarak kulağıma doğru eğildi ve usulca, nefesi kulağımda hafif bir sıcaklık bırakırken fısıldadı: "Çünkü burada kimse bizi göremez."
Söylediği her kelimeyle içimde kelebekler uçuşmaya başladı. Kalbim hızlanırken Bahar atı biraz daha ilerletti, çevremizi saran yüksek ağaçlar ve kuş sesleri bize eşlik ediyordu. Bahar’ın dudakları boynuma hafif öpücükler kondururken kendimi durduramayıp boynumu biraz yana eğdim, ona daha çok alan bıraktım. Gözlerimi kapatıp bu anın tadını çıkardım, ormanın sessizliği içinde sadece nefeslerimizin yankılandığı anlarda kayboldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...