*
Baharın bakış açısıylaDerin'in kaybolmasıyla geçen her dakika, içimde büyüyen bir çaresizlik ve korku hissini daha da derinleştiriyordu. Polisten yardım alamamak, ellerimi bağlı hissetmeme neden oluyordu.
O an, ne yapacağımı bilemedim. Tek çare, yedi yıldır hiçbir şekilde konuşmadığım babamdı annemin ölümü onun yüzündendi.
Gözlerimin önünde annemi silahla vurmuştu.
Daha küçücük çocuktum travma olarak yıllardır taşıdım.
Onu aramak, yıllardır içimde biriktirdiğim öfkeyi yeniden yüzeye çıkarıyordu, ama Derin'in hayatı söz konusuydu.
Telefonu elime aldım, parmaklarım titriyordu. Babamın numarasını çevirdim ve birkaç çaldıktan sonra tanıdık bir ses duyuldu.
"Bahar, sen misin?" dedi, sesinde bir şaşkınlık ve umut karışımı.
"Evet, benim," dedim, soğukkanlı bir şekilde. "Senden yardım istemek zorundayım."
Babamı tanıyorsam bu işin sonu sıkıntılı biticekti.
"Beni özlediğini söylemeni bekliyordum," dedi babam, alaycı bir tonla. "Ama yardıma ihtiyacın olduğunu söylemen de bir başlangıç."
"Bu bir oyun değil, baba," dedim, sesimdeki titremeyi kontrol etmeye çalışarak. "Derin'i kaçırdılar kendisi sevgilim olur. Onu bulmak için yardıma ihtiyacım var. Polise haber veremiyorum."
Babam bir an sessiz kaldı, sonra yumuşak bir sesle, "Anladım. Ne gerekiyorsa yapacağım. Ama hiçbir şeyi karşılıksız yapmam ben, bir şey istemem gerekiyor," dedi.
İçim sıkıştı, kalbim hızla çarpmaya başladı. "Ne istiyorsun?" diye sordum, boğazım düğümlenerek.
Kesin salak saçma bir şey isteyecekti.
"İngiltere'ye geri dönmeni istiyorum," dedi, sesi sert ve kararlıydı. "Yedi yıl oldu, Bahar. Seni burada, yanımda istiyorum."
Ne?
Bu teklif, beni derin bir şoka soktu. "Hayır," dedim anında. "Bunu yapamam. Hayatım burada."
Ulan amk biliyordum işte yine siktiri bok bir şey istedi.
"Bahar," dedi, bu kez sesi daha ciddiydi. "Bu şartlar altında pazarlık yapacak durumda değilsin. Eğer onu kurtarmamı istiyorsan, İngiltere'ye dönmelisin. Aksi halde elimden bir şey gelmez."
Bu sözler beni daha da çaresiz bıraktı. Derin için her şeyi yapmaya hazırdım, ama bu şart... Bu çok fazlaydı. "Baba, bu adil değil," dedim, gözlerim dolarak.
"Hayat nadiren adildir, Bahar," dedi. "Ama bu, sana sunabileceğim tek çözüm. Ya kabul edersin, ya da onu unutursun."
İşte şimdi çok fena sıçmıştım.
Tek çarem babam ve o da.
Orospu çocuğunun teki.
Derin bir nefes aldım, içimde fırtınalar kopuyordu. Derin'in hayatı söz konusuydu ve başka bir çarem yoktu. "Tamam," dedim sonunda, zorla. "Kabul ediyorum. Ama bir şartım var. Derin'e zarar gelmeyecek."
"Merak etme," dedi babam, sesi biraz yumuşamıştı. "Adamlarım iki saat içinde orada olacak. Sen de hazırlığını yap. Yakında görüşürüz."
Kabul etmek zorunda bıraktı resmen şerefsiz.
Eğer babamı tanıyorsam, işin içinden yine bi bloklar çıkacak.
Adam kanalizasyon borusu gibi sürekli bok çıkarıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...