10. Bölüm

904 49 5
                                    

Baharın bakış açısıyla;

Otoparkta arabamın yanına doğru yürürken, Derin'i tek başına gördüm. İçimden bir sıcaklık dalgası yayıldı sanki bu kız beni kendisine çekiyordu ve ona doğru ilerledim. Gözlerim onun üzerindeydi ve yüzümde bir gülümseme belirdi.

"Merhaba, Derin. Eve mi gidiyorsun? Seni bırakabilir miyim?" dedim. Derin ile birlikte olmak bana iyi geliyordu.

Tam o anda, bir kız aniden yanımıza gelip kolunu Derin'in boynuna attı. Gözlerim irileşti ve içimdeki sıcaklık yerini hızla kıskançlığa bıraktı. Bu kimdi ve neden Derin ile bu kadar yakındı.

"Derin nasılsın bebeğim?" dedi Buse, yapmacık bir sevecenlikle. "Bugün birlikte alışveriş yapacağız, unutma."

Bir an için ne diyeceğimi bilemedim. Bebeğim mi? Kalbim hızla çarpmaya başladı ve yüzümdeki gülümseme donup kaldı. Neden ona bebeğim diye seslendi ilk defa görüyorum, yoksa sevgilisi falan olabilir mi? diye düşündüm.

"Öyle mi? Derin, bizi tanıştırmayacak mısın?" dedim, sesimin titremesine engel olamadan.

Derin: "Evet, hocam. Buse benim yakın arkadaşım. Ailem şehir dışında olduğu için, Buse benimle birlikte evde kalıyor," dedi

Ne yani, bir de birlikte mi kalıyorlar? Aynı oda, aynı yatak?? Sakin ol Bahar. Derin asla öyle bir şey yapmaz. Yani umarım ki yapmaz.

"Yani, evde ikiniz tek başınıza mı kalacaksınız?" dedim, sesimdeki sert tonu fark edince kendime şaşırarak. Gözlerim istemsizce Buse'ye çevrildi.

Buse olumlu anlamda başını salladı. "Evet, öyle. Bugün alışverişe gideceğiz," dedi yüzünde kendinden emin bir ifadeyle. Ama ben bu kızın ağzını yüzünü patlatırım.

Buse'nin kafasını salladığını görünce içimdeki kıskançlık dalgası daha da arttı. Yüzümde sinirden dolayı bir gülümseme belirdi. "O zaman size iyi eğlenceler," dedim ve hızla arabaya doğru yürüdüm.

Arabaya biner binmez motoru çalıştırdım ve ani bir hareketle gaza bastım. Otoparktan hızla uzaklaşırken içimdeki öfkeyi kontrol etmeye çalışıyordum. Buse kim oluyor da Derin'le bu kadar yakın olabiliyor? diye düşünüyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama kıskançlık ve öfke damarlarımda dolaşıyordu. Direksiyonu sıkıca kavrayarak devam ettim.

"Derin'le aynı evde mi kalıyorlar? Aynı yatakta mı uyuyorlar? Neler oluyor?" dedim yüksek sesle. Kendi kendime konuşmak biraz rahatlatıcı gelmişti ama bu sorular zihnimi kemiriyordu.

Derin benim. Sadece benim olmalı. Buse araya girerse ne yaparım? diye düşünüyordum. İçimdeki kıskançlık dalgası giderek büyüyordu. Bir yandan Derin'e olan güvenim, bir yandan da Buse'nin varlığı arasındaki dengeyi kurmakta zorlanıyordum.

Derin'le ilgili kıskançlık düşünceleri aklımı kurcalarken, içimde bir yerlerde Buse'den hiç hoşlanmadığımı fark ettim. Derin'in Buse'yle olan yakınlığı beni rahatsız ediyordu. "Hassiktir, kendimi bok gibi hissediyorum şu an," dedim kendi kendime.

Eve vardığımda, hala Derin'in yanındayken hissettiğim kıskançlığı ve öfkeyi üzerimden atamamıştım. Telefonumu elime alıp Derin'e mesaj atmak istedim ama ne yazacağımı bilemiyordum. Sadece derin bir nefes aldım ve içimdeki duygularla baş etmeye çalıştım. Derin'i kaybetmek istemiyordum ve bu kıskançlıkla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum.

Telefonumda Instagram'ı açtım ve Derin'in profilini buldum. Mesaj kutusunu açtım. Ekrana bakarken, parmaklarım klavyenin üzerinde dolaşıyordu. "Ne yazmalıyım? Nasıl hissettiğimi ona nasıl anlatabilirim?" diye düşündüm.

Başladım yazmaya:

"Merhaba Derin, bugün seni ve Buse'yi gördüğümde-"

Yazdıklarımı sildim. Çok direkt ve suçlayıcıydı. Tekrar denedim:

"Derin, seninle konuşmam gereken bir şey var. Buse hakkında-"

Yine sildim. Bu sefer daha yumuşak bir yaklaşım denemeliydim:

"Derin, bugün okul çıkışında seni ve Buse'yi gördüğümde içimde-"

Hayır, bu da olmaz. Derin'i ürkütmek istemiyordum. Birkaç kez daha denedim, her seferinde yazdıklarımı sildim. Hiçbir şey doğru gelmiyordu. İçimdeki duyguları doğru kelimelerle ifade edemiyordum.

Sonunda pes ettim ve mesaj kutusunu kapattım. Telefonu bir kenara koyup derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapattım ve düşüncelerimi toplamak için bir an duraksadım. Derin'le yüz yüze konuşmak, hislerimi daha iyi anlatabilmek için belki de en doğru yoldu. Bu duygularla boğuşmak zor olsa da, ona olan sevgim ve güvenim her şeyin üstesinden gelebileceğimi söylüyordu.

Yatakta uzanmış bir şekilde tavana bakıyordum. Aklımda bin bir türlü düşünce dolaşıyordu. "Acaba akşam Derin'in evine bir baskın mı yapsam? Çok mu aşırıya kaçar?" diye düşünüyordum. Derin'in yanında Buse'yi görmek, kıskançlığımı daha da körüklemişti.

Bir an için kendimi Derin'in evine gizlice girerken hayal ettim. Buse'yi gördüğümde onun gözlerinin önünde Derini öpsem, ya da Derin'i iki dakikalığına tuvalete kapatsam ve Buse'yi oracıkta devre dışı bıraksam... Bu düşünceler içimde bir heyecan ve aynı zamanda bir rahatsızlık yaratıyordu. Bu tür hareketler bana hiç uygun değildi, ama kıskançlık insanı değişik şeyler düşünmeye itebiliyordu.

Birden yataktan kalktım ve odanın ortasında durdum. Çocuk gibi, kafamda Buse'nin üstünde dövüş hareketleri yapmaya başladım. Yastığımı alarak yumruklar attım, tekmeler savurdum. Her hareketimde biraz daha yoruldum ama sinirim bir türlü geçmiyordu. Bir anda duraksadım ve "ben ne yapıyorum ya, Bahar kendine gel Allah Allah" dedim. Kendime gelmek için yavaşça 2 elimle kendime tokat atar gibi yanaklarıma vurdum.

"Hayır," dedim kendi kendime. "Bunu yapamam. Bu, beni sadece küçük düşürür ve Derin'i benden uzaklaştırır." Derin'i gerçekten seviyordum ve bu tür çılgınca davranışların bizim aramıza girmesine izin veremezdim.

Bir süre sonra tamamen yorulmuş bir halde yatağa geri döndüm. Gerçekten kendimi ergenler gibi hissediyordum. İçimdeki kıskançlığı kontrol altına almak için bir yol bulmam gerektiğini biliyordum. Derin'le sakin bir şekilde konuşmalı ve ona olan güvenimi ve sevgimi göstermeliydim.

Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin