49. Bölüm

143 27 11
                                    

Banyo yaptıktan sonra Bahar’la birlikte aşağıya indik. Salonun o sakin atmosferi şimdi bambaşka bir his veriyordu. Bahar kanepeye oturdu, ben ise etrafa bakınıp Yaren’i aramaya başladım.

Nerede bu kız? Gitmişmiydi.

Tabi bizi bekliyecek hali yok ya.

Masanın üstündeki telefonuma gözüm takıldı, ekrana bakınca Yarenden gelen bir mesajı gördüm.

“Kanka ben çıktım, size iyi eğlenceler :)” yazıyordu. Mesaja güldüm, tam Yaren’den beklenilecek bir şey.

Bahar bana dönerek, "Mesaj Yarenden mi?" diye sordu. Telefonu masaya bırakırken “Evet” dedim, sonra Bahar’ın yanına gidip kanepeye oturdum. Bahar’a yaslandım, kendimi onun kollarına atmış gibi hissettim.

O anın huzuruyla parmağımı Bahar’ın göğsünden karnına kadar hafifçe gezdirdim. Birden ona baktım ve yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti. "Şimşek McQueen’li pijamalarım ile çok tatlı görünüyorsun," dedim alaycı bir sesle, gözlerim kahkahadan parlıyordu.

Napim seviyorum böyle pijamaları, bol bol var evde.

Sonra onun yanaklarına iki elimle sarıldım, hafifçe sıkarak oynadım. Bahar kahkaha atmaya başladı, “Dur, yapma!” dedi gülerken. Ellerimi yanaklarından çekmeye çalışsa da, ben inatla sıkmaya devam ettim.

“Of Bahar, çok tatlısın ya. Şuna bak, minnoş gibisin!" dedim, alaycı ama sevgi dolu bir tonla.

"Minnoş mu? Ben mi? Derin cidden... Sen iyice saçmaladın," dedi gözlerini devire devire. Ama gülmekten de kendini alamadı.

“Minnoş gibisin işte, kabul et!” dedim, inatla yanaklarını bir kez daha sıkarken. Onun o ciddi durmaya çalışıp başaramadığı hallerine bayılıyordum. Ne kadar sert ve soğukkanlı görünse de, Bahar'ı böyle görmenin benim için apayrı bir keyfi vardı. "Bahar Arslan, soğuk öğretmen havandan eser kalmadı," diye ekledim, gülerek.

Bahar sonunda iyice kıkırdayarak ellerimi tutup kendine doğru çekti. "Tamam, yeter! Eğer minnoş olduğumu bir kez daha söylersen, o şimşek McQueen'li pijamanı kafana geçiririm!" dedi, sahte bir tehditkârlıkla.

Gözlerimi kısarak ona baktım, "Sen mi? Bana mı? Yok daha neler!" dedim, kahkahalarla.

Bahar, gözlerini hafifçe devirdi ve gülümseyerek, "Evet, ben. Bebeğim," dedi. Sesi o kadar yumuşak ve kendinden emindi ki, bir an için şaka mı yapıyor yoksa ciddi mi anlayamadım.

Bahar’ın cevabını vermeye hazırlanırken, birden koltuktan fırladım. “Önce beni yakalaman lazım!” diye kahkaha atarak salonun diğer ucuna doğru hızla koşmaya başladım. Bahar’ın arkamdan gelen şaşkın bakışını hissedebiliyordum.

“Yakalamak mı? Sen bittin!” diye bağırdı arkamdan, o da hızla koltuktan kalkıp peşime düştü.

Kahkahalarla evin içinde koşturmaya başladım. Bahar peşimdeydi, ama biraz ağırdan alıyordu sanki. Ben her köşeden dönerken, Bahar hızlanmaya başladı. Arada bir arkamı dönüp bakıyor, ona dil çıkarıp hızla kaçmaya devam ediyordum.

“Beni yakalayamazsın Bahar! Çok yavaşsın!” dedim, onu biraz daha kışkırtarak.

O ise nefes nefese gülerek, “Bekle, az kaldı! Yakaladığım an yandın!” diye cevap verdi.

Salonun ortasına döndüğümde Bahar neredeyse arkamdaydı. Tam kapıya doğru koşarken bir anda elimi tuttu ve beni kendine çekti. “Kaçmak yok artık!” dedi gülerek.

Ama tam o sırada, elindeki pijamamı bir hamleyle kafamın üstünden geçirdi. Gözlerim karardı, pijamanın içinde sıkıştık kaldık.

“Ne yapıyorsun ya?” diye bağırdım kahkahayla, pijamanın içinde mücadele ederken.

Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin