Dışarıdaki kargaşa sona erdiğinde, derin bir sessizlik çöktü. Tam o sırada kapının ağır ağır açıldığını duydum. Korku ve umut arasında gidip geliyordum, kalbim hızla çarpıyordu.
Kapının aralığından içeri süzülen ışıkla birlikte bir silüet belirdi. Gözlerimi kısmaya çalıştım, ama karanlığa alışkın gözlerim o anki parıltıda pek bir şey seçemiyordu. Fakat kısa sürede bu silüetin kim olduğunu fark ettim; bu Bahar'dı!
Aşkımm biliyordumm.
Bahar, gözyaşları içinde bana doğru koşuyordu. Yanında birkaç kişi daha vardı, ama gözlerim yalnızca Bahar'a odaklanmıştı.
Bahar yanıma geldi ellerimi tuttu, gözlerinden yaşlar süzülüyordu. "Derin, buradayım. Seni bulduk," dedi titreyen bir sesle.
Bu anın gerçek olduğunu, kurtarıldığımı kabullenmeye çalışırken, vücudumun bitkinliği bir kez daha ortaya çıktı. Bayılmadan önce Bahar'ın yüzündeki rahatlamayı ve sevinci gördüm, ama daha fazlasını hatırlayamadım.
Gözlerimi açtığımda, odadaki beyaz ışık gözlerimi kamaştırıyordu. Etrafıma bakındığımda, hastanede olduğumu fark ettim.
Hastaneleri sevmiyordum.
Bahar, başucumda oturmuş, gözleri yaşlı ama huzurlu bir ifadeyle bana bakıyordu. "Uyanmışsın," dedi, sesi sevgi doluydu.
"Neler oldu? Beni nasıl buldunuz?" diye sordum, sesi kısık ve titrek çıkıyordu. O anın karışıklığı ve korkusu hâlâ üzerimdeydi.
Bahar, elimi nazikçe tuttu ve bana sakinleştirici bir gülümsemeyle baktı. "Sevgilim, şimdilik bu konuları boşver. Senin dinlenmen ve iyileşmen gerekiyor. Her şey yoluna girecek, sana söz veriyorum."
Bahar'ın bu sözleri bana biraz olsun huzur verdi. Ama yine de içimde bir merak ve endişe vardı. Bu kadar kısa sürede beni nasıl bulduklarını anlamıyordum. Bahar'ın gözlerinde, bana söylemediği bir şeyler olduğu belliydi, ama şu an bunun peşine düşmek istemedim. Bahar'ın yanında ve güvende olduğumu bilmek yeterliydi.
Sonsuza kadar yanında olmak istiyorum.
Bahar, nazikçe saçlarımı okşayarak, "Senin iyi olmanı görmek, benim için her şeyden önemli. Şimdi dinlen ve kendini toparla, tamam mı?" dedi, Elimi öptü.
Niye bir insan bu kadar tatlı olmak zorunda.
Başımı hafifçe sallayarak onayladım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bahar'ın yanımda olması, bana en büyük güveni veriyordu. Her ne yaşanmış olursa olsun, bu anın tadını çıkarmak istedim. Bu düşüncelerle, yavaşça tekrar uykuya daldım, ama bu sefer huzurla.
Hastanede geçirdiğim günler boyunca yanımda sürekli Bahar vardı. Beni yalnız bırakmıyor, her anımda destek oluyordu. Gün içinde odama gelip giden hemşireler ve doktorlarla iletişim kurarken, arada bir göz göze geliyorduk. Bahar'ın gözlerinde gördüğüm sevgi bana güç veriyordu.
Ulan şu durumda olmasam çoktan yatağa atıp...
Dur Derin azgınlığı sırası değil, ah şu hormonlar.
Bir sabah, Bahar'la odada sohbet ederken kapı çalındı ve içeriye arkadaşlarım Kuzey, Yaren ve Çiçek girdi. Yüzlerindeki endişe ve rahatlama karışımı ifadeler, benim için ne kadar endişelendiklerini gösteriyordu.
"Derin, seni böyle görmek bizi çok mutlu etti," dedi Çiçek, yatağımın yanına oturarak. "Bahar bize seni ne kadar zor bulduğundan bahsetti. İyi ki buradasın."
Kuzey, esprili bir dille, "Yine de seni daha iyi yerlerde görmeyi tercih ederdik, kardeşim," diye ekledi.
Yaren, daha ciddi bir tonla, "Gerçekten çok endişelendik. Bir daha böyle bir şey yaşamayız, değil mi?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomanceDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...