Zil çaldığında, arkadaşlarımla birlikte koridora çıktık. Yaren, her zamanki gibi Kuzey'e bulaşıyordu.
Yaren: "Hey Kuzey, geçen gün o garson çocukla neler yaptınız, anlat bakalım," dedi gülerek.
Kuzey: "Daha senin konuştuğun birisi bile yok ama benimle dalga geçiyorsun," dedi ve Yaren'in zayıf noktasına dokundu.
Yaren: "Yaa Kuzey, hatırlatma! Hatırladıkça moralim bozuluyor," dedi sitemle.
Kuzey: "Tamam, tamam," dedi gülerek.
Tam o sırada koridordan geçen Bahar Hoca’yı gördük ve hepimiz onu selamladık.
Ben: "Günaydın, Bahar Hocam!"
Yaren, Kuzey ve çiçek: "Günaydın hocam!"
Bahar: "günaydın herkese," der.
Baharın gözleri benim gözlerimle buluştu.
Bahar: "Derin, seni odamda bekliyorum," dedi ve göz kırparak odasına doğru yürüdü.
Bu duygu beni hafiften kızarttı ve Çiçek hemen atıldı.
Çiçek: "Hadi biraz hızlı ol da yengemizi bekletme," dedi kıkırdayarak.
Yaren: "Yoksa dün geceyi mi özledi?" diye ekledi dalga geçerek.
İkisini de susturmaya çalıştım ama nafile, yanlarından hızlıca uzaklaşarak Bahar Hoca’nın odasına gittim. Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
Bahar Hoca, koltukta oturuyordu. Yanına yaklaştım ve neden beni çağırdığını sordum.
Ben: "Neden beni çağırdın?"
Bahar koltuğundan kalkarak bana doğru yaklaştı. Tedirgin olduğum için geri adımlar atmaya başladım. Baharın bakışları beni daha da gerginleştiriyordu. Duvara yaslandım ve Bahar, kaçmamı engellemek için kolunu duvara yasladı.
Bahar: "Seni özledim," dedi ve boynuma hafif öpücükler bıraktı. Bir eliyle kalçamı tuttu ve sıktı.
Boynumdan ayrıldıktan sonra dudaklarıma yapıştı. Daha fazla dayanamayarak öpücüğü derinleştirmek için ağzımı açtım ve Bahar Hoca'nın sıcak dilini tüm ağzımda hissettim. Bir anda Bahar'ı kucağıma aldım ve onu öğretmenler masasına taşıdım. Masanın üstüne koydum ve Bahar, bu hareketimi beğendiğini belli etti.
Dudaklarımız tekrar birleşti ve öpüşmemiz daha da derinleşti. Bahar'ın gömleğinin düğmelerini açmaya başladım ve dudaklarım boynundan aşağıya kadar indi. Tam sütyeninin kilidini açarken kapı çaldı. Bu duruma sinirlenen Bahar Hoca, küfür ederek sinirlendiğini belli etti.
Bahar: "Lanet olsun! Kim bu saatte?" dedi hışımla.
Hemen gömleğinin düğmelerini ilikledi, kendisini toparladı ve sandalyesine oturdu. Ben de bir anda gelen kişiye uyuz olmuştum çünkü tam atak yaptığım sırada birileri araya girmişti.
Bahar: "Girin," dedi.
Kapı açıldığında, Müdür Yardımcısını gördüm. Hemen ayağa kalkarak saygı gösterdim.
Müdür Yardımcısı: "Bahar Hocam, sizinle yalnız konuşmam lazım," dedi.
Ben: "Tamam hocam," dedim ve odadan ayrıldım.
Koridorda beklerken merakla içeride ne konuşulduğunu düşünüyordum.
Müdür Yardımcısı: "Bahar Hoca, sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama önemli bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor."
Bahar: "Tabii, buyurun. Ne oldu?"
Müdür Yardımcısı: "Okul yönetimi olarak, bazı öğrencilerin ders performanslarından endişeliyiz. Özellikle Derin ve onun gibi birkaç öğrencinin durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?"
Bahar: "Derin çok yetenekli ve çalışkan bir öğrenci. Ancak, bazen konsantrasyon sorunları yaşıyor olabilir. Üzerine düşmek gerekiyor."
Müdür Yardımcısı: "Anladım. Sizden ricamız, bu öğrencilerle birebir ilgilenmeniz. Özellikle sınav dönemi yaklaşıyor ve onların daha iyi performans göstermelerini sağlamalıyız."
Bahar: "Tabii, elimden geleni yaparım."
Müdür Yardımcısı: "Teşekkür ederim, Bahar Hoca. Bu öğrencilerle ilgileneceğinizi biliyorum ve size güveniyoruz."
Bahar: "Rica ederim, görevim."
Müdür Yardımcısı odadan çıktıktan sonra derin bir nefes aldım. Bahar Hoca'nın odasında yaşadıklarımız ve söyledikleri beni hem heyecanlandırmış hem de endişelendirmişti. Bir yandan derslerime odaklanmam gerektiğini biliyordum, diğer yandan ise Bahar ile aramızdaki ilişkiyi nasıl yöneteceğimi düşünüyordum.
Öğle arasında, her zamanki gibi Yaren, Çiçek ve Kuzey ile yemekhanede zaman geçirdik. Yaren ve Kuzey’in sürekli birbirine takılmaları bana hep neşe veriyordu. Yemekten sonra öğleden sonraki derslerimiz için sınıflara dağılırken, bu sefer sınıfta yalnızdım. Hiçbir arkadaşım benimle aynı derse girmemişti, bu yüzden sınıfa girip boş bir yere oturdum.
Sınıfın kapısı açıldı ve kızıl saçlı, gözlüklü bir kız yanıma oturdu. Bana hafifçe gülümsedi ve kafasıyla selam verdi. Ben de karşılık olarak başımı salladım. Kızın biraz tedirgin olduğunu fark ettim, acaba benimle oturmak onu ürkütmüş müydü? Tam bu düşüncelerle meşgulken kız aniden konuşmaya başladı.
Sude: "Merhaba Derin, benim adım Sude."
Derin: "Merhaba Sude, tanıştığımıza memnun oldum."
Sude: "Ben de memnun oldum. Sanırım bu derste yalnız kalmaktan korkuyordum, ama senin yanında oturmak iyi geldi."
Derin: "Aynı şekilde, arkadaşlarım bu derste yok. İlk defa mı burada ders alıyorsun?"
Sude: "Evet, aslında yeni transfer oldum. Biraz tedirginim çünkü kimseyi tanımıyorum."
Derin: "Endişelenme, zamanla herkesle kaynaşırsın. Burası çok sıcak kanlı bir okul."
Sude: "Teşekkür ederim. Sen voleybol takımının kaptanı değil misin? Seni maçlarda görmüştüm."
Derin: "Evet, doğru. Voleybol benim tutkum. Senin de ilgilendiğin bir spor var mı?"
Sude: "Ben daha çok kitap okumayı ve resim yapmayı seviyorum. Sporla pek aram yok ama voleybol maçlarını izlemek eğlenceli."
Derin: "Harika! Belki bir gün resimlerini görebilirim. Ben de kitap okumayı severim."
Sude ile konuşmamız ilerledikçe onun ne kadar nazik ve sevimli biri olduğunu fark ettim. Birbirimizle sohbet ederken, gözlerinin parladığını gördüm. Bu parlaklık, bana karşı duyduğu ilgiyi gizlemeye çalışsa da, hislerini belli ediyordu.
Sude: "Umarım seni rahatsız etmiyorumdur. Bazen fazla konuştuğumu söylerler."
Derin: "Hiç de değil. Sohbetin çok keyifli. Rahat olabilirsin."
O sırada kapı açıldı ve öğretmen içeri girdi. Sude, gözlerinde hafif bir utangaçlıkla bana baktı ve ben de ona cesaret verici bir gülümseme sundum. Derse odaklanmaya çalışsak da, aramızdaki bu kısa konuşma ikimizin de moralini yükseltmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)
RomansaDerin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst olur. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olmalarına rağmen, aralarındaki çekim inkâr edilemezdir...