5. Bölüm

1K 51 4
                                    

Antrenmanın sonlarına yaklaşıyorduk. Vücutlarımız yorgunluktan titriyordu ve bu yorgunlukla birlikte kendimizi zemine bıraktık. Soğuk zemin, vücudumuza değdiğinde rahatlatıcı bir etki yapıyordu ama aynı zamanda buz gibi bir hissiyat veriyordu. Hepimiz iyice yorulmuş, enerji seviyelerimiz sıfıra yaklaşmıştı.

Yaren, sırtı zemine yaslanarak, “Bu kadar yorucu antrenmandan sonra kalkmak çok zor,” dedi, gülümseyerek ama yorgun bir şekilde.

Kuzey, “Hadi kalkın, yoksa akşamki planı kaçıracağız,” dedi, hafifçe kollarını sallayarak. Yüzünde sabırlı ama kararlı bir ifade vardı.

Ben, kendimi zorlayarak, “Kuzey, kılımı kapırtadacak halim yok,” dedim. Yerden kalkacak halim kalmamıştı ve bu yüzden biraz daha uzanmayı tercih ediyordum.

Yaren, “Derin haklı, biz zaten zor bir antrenmandan çıktık,” dedi, başını sallayarak.

Kuzey, “Tamam, ama eğer beş saniye içinde kalkmazsanız, akşam sahil kenarında içmeye gitme planımızı iptal ederim,” dedi, ciddi bir ses tonuyla. Gözleri parlıyordu ve bu tehdidin arkasında bir gülümseme vardı.

“Beş… dört… üç…” Kuzey, yüksek sesle saymaya başladı.

Yaren ve ben, bu sayma işleminden dolayı aceleyle yerimizden kalktık. “Tamam, tamam, kalkıyoruz!” diye bağırdım, ama yorgunluk içinde kendimi biraz zorladım.

Yaren, heyecanla, “Saat kaçta buluşuyoruz?” diye sordu, gözleri parlayarak.

Kuzey, gülümseyerek, “Saat dokuzda,” dedi, gülümsemesi daha da genişledi.

Bu sırada Çiçek elinde soğuk su şişeleriyle salona girdi. Her birimize birer su verdi. “Su almazsanız başınız döner,” dedi, hafifçe gülerek.

“Allah razı olsun kızım, kendime geldim,” dedim, suyu yudumlayarak.

Yaren de abartarak, “Ben kendimi çölde kalmış gibi hissediyordum,” dedi, yüzünü su şişesine yaklaştırarak içmeye başladı.

Çiçek hafifçe gülerek, “Abartmayın, sanki ne yaptım,” dedi, gülümsemeye devam ederek.

Kuzey, Çiçek’e dönerek, “Akşam sahilde buluşacağız, katılmak ister misin?” diye sordu.

Çiçek, “Tabii, katılırım,” dedi, gülümseyerek.

Salondan çıktıktan sonra, hepimiz zombiler gibi yürüyorduk. Yorulmuş ve hafifçe uykulu görünüyorduk. Herkes, yol boyunca birbirine veda ederek ayrıldı. Yaren ve Çiçek evlerine gitmek üzere ayrıldılar. Kuzey ise arabasına binmeye yöneldi.

O sırada, otoparkta Bahar Hoca’yı gördüm. Arabasının kapısını açmış,çantalarını yerleştiriyordu. Onu görünce, kendime bir cesaret buldum ve yanına doğru adım attım.

“Merhaba Bahar Hocam,” dedim, cesaretle ama kibarca selam verdim.

Bahar Hoca başını kaldırıp bana baktı. Gözlerinde hoş bir ifade vardı. “Merhaba Derin. Bugün antrenmanın mı vardı?” diye sordu.

"Evet hocam. Sizi görmem iyi oldu,” dedim, hafifçe gülümsedim. Kalbim yine hızla çırpınıyordu ama bunu belli etmemeye çalıştım.

Bahar Hoca, “Yorgun görünüyorsun ama oldukça iyi çalıştığınızı görebildim. Umuyorum ki bu çabalarınız turnuvada size başarı getirecektir,” dedi, samimi bir şekilde.

“Teşekkür ederim hocam,” dedim, başımı hafifçe eğerek.

Bahar Hoca’nın yanı başında dururken, hafif bir rüzgar saçlarımı savurdu. “Bu akşam ne yapıyorsun?” diye sordu, sesinde bir merak tonu vardı.

Yasak Aşkın Gölgesinde (Öğretmen x Öğrenci GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin