Geçmiş yıllarda yaşanan bir kaza sonucu bir aile parçalanmış, içlerinden bazıları vefat ederken bazıları da hasarlarla kazayı atlatmıştır. Fakat tek sorun, ailenin ebeveynlerin vefat etmesi ile tüm kardeşler farklı farklı yetimhanelere verilmiştir.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kişi gülüşüyle terbiyesini, güldüğü şey ile seviyesini gösterir." - Hz. Mevlana -
🎶
• Göktuğ Kalkan •
Derin nefesler eşliğinde gözlerimi açtığımda bir süre duraksadım. Ne oluyordu bana? Neden o kadının gözlerini uykumda dahi görüyordum?
Kafamı iki yana sallayıp yatakta doğruldum. Bu işlere ayıracak vaktim yoktu. Daha ailemi toparlayamadım, bir de gönül işleriyle mi uğraşacağım.
Yataktan kalkıp komodindeki telefonumu alıp giyinme odasına geçtim. Bugün benim için çok önemli bir gündü. Eksik olan son kardeşim olan İlkim ve manevi ailesiyle görüşecek, Kaan'a ait olacak odayı onun eşliğinde hazırlayacak, şirkete gidip son olarakta Oğuz'un kursuna ve Selim'in okuluna gidip hocalarıyla görüşecektim.
İlkin ve İlker okullarına yeni başladıkları için hocalarıyla görüşemezdim ama kalan boş zamanımda onlarla vakit geçirmek için güzel aktiviteler düşünecektim.
"İlkim'i de yanımıza aldıktan sonra günlerimi daha hafif oluşturayım. İyice zombileştim, yakında naz yapan Kaan'ın beynini yiyeceğim." homurdana homurdana siyah bir kumaş pantolon, düz siyah kazak ve siyah deri ceket çıkarıp boştaki koluma astım. Son olarak siyah bir kemer alıp odama geçtim.
Önce siyah boğazlı kazağı giyip ardından siyah kumaş pantolonu giymiş, kemerimi de sıkıca taktıktan sonra deri ceketi giyip ellerimi saçlarımın içinden geçirdim.
İlk önce Gurur ailesi ile görüşeceğim için rahat bir kombin oluştursam da eve gelince eşofman takımlarımdan birini giyip Kaan'ın gelmesini bekleyecektim.
Çok heyecanlıyım. Çok güzel hissediyorum çünkü başımın tacı prensesimi göreceğim.
Gerekli olan eşyaları alıp odadan çıktığımda merdivenlerden inen İlker ve İlkin'i gördüm. Gülüşerek inerlerken duraksayıp gülümsedim. Buraya alışmaya başladıklarını ümit ediyordum.
Onların ardından bende merdivenleri indiğimde onların aksine dış kapıya ilerleyip bahçeye çıktım. Eymen ile İlkim'in psikolojik durumu hakkında konuşacaktım. Daha sonrasında ise şu sıralar sesi çıkmayan amcamı rahatsız etmeden kontrol etmesini isteyecektim.
Rahatsız edersem suskunluğu kesilir ve ailemi toparlayamadan başıma bela olmasını istemiyorum...
Bahçenin arka taraflarına doğru ilerlediğimde etrafa bir göz atıp telefonumu cebimden çıkardım. Kilit ekranını açıp aramalar kısmından Eymen'in numarasına tıkladım.
Bir süre çaldıktan sonra açılan telefondan Eymen'in uykulu sesi çıkmaya başladı. "Efendim abi? Bir sorun mu var?" sona doğru endişelense de sakinleşmesi için cümlesini devam ettirmesine izin vermedim.