YOLU GÖSTER

1.5K 71 9
                                    

Bunları düşünmeliydim benden onlarla birlikte gelip savaşmamı istiyorlar.Nasıl yaparım bunu?

Geldiklerinde zaten hava kararmak üzere olduğundam bende onlara bu gece düşüneceğimi söyledim ve saraya davet ettim.

Şimdi ise düşünüyordum ne yapmalıyım.Ya yalansa dedikleri?

Tamam belki dedikleri yalandır ama güçler ve Dunbroch krallığı ile şeyler doğru,bunu biliyorum sadece.

Ah ne yapmalıyım.Birden aklıma adının Jack olduğunu öğrendiğim kişi bana az önce söylediği şey geldi.

-Bana inan prenses.Kaybetmek çok kötü,en iyisi sen kazanmayı seç.Tabi buna kazanmak denirse.

Bana prenses demişti bu biraz beni sinirlendirsede. Yinede bana prenses deyince sanki ülkenin bana yaptığı baskıyı yok etmişti.Kraliçe olmak istemiyorum ki,daha daha çok erken.

Off,daha önemli şeyler düşünmeliyim şuan.

Ne yapmalıyım?Eğer doğruysa ve ben reddedersem herşey mahvolur,ülkem,kardeşim off off.Lanet olası güçlerim hep başıma bela oluyorlar.

Ama onlarlada gidersem,Anna ne düşünür?Beni kesinlikle bırakmaz,izin vermez ki.Zaten yeni kavuşmuştuk tekrar kaybetmek onu çok kötü olur tabi benim için.

Yinede doğruysa onlarla gitmek en iyisi.En azından ülkem ve Anna'nın iyi olduğunu bilirim.

Evet.Evet kesinlikle bunların doğru olup öğrenmem gerek o zaman kararımı verebilirim.Ama nasıl öğrenebilirim ki?

Hah ,tabi ya troller..

Hemen yatağımdan fırlayıp gücümle üzerime rahat kıyafetler oluşturdum.Olabildiğince sessiz ve hızlı bir şekilde ağıra gittim.

Ağıra girince dahada sessiz oldum Swen'in uyanmasını istemiyorum.Atımı sarayın dışına kadar yavaşça götürdüm sonra hızla trollerin yanına gitmeye başladım...

Trollerin yanına gittiğimde hemen büyük babaya olanların hepsini anlattım.

-Elsa bu doğru.

Ne,nasıl?Bi düşünseydin keşke.Ben şimdi ne yapacağım?

-Siz,emin misiniz peki?

Son bi umut belki yanılıyordur diye.Anna'dan ayrılmak istemiyorum yeni kavuşmuşken olmaz ayrılmak istemiyorum.

-Gel,kendin gör kızım.

Diye elimi tuttu ve bi çeşmenin önüne getirdi.Çeşme küçüktü kuş havuzlarından biraz daha büyüktü ama yinede küçüktü.

-Sana anlatılanlar doğru Elsa şu anda düşmanın ne yapıyorsa kendin göreceksin.

Dedi.Düşmanımı şimdi ne yapıyorsa görecekmiydim,ama nasıl?

Büyük baba trol çeşmeye birkaç tane kuru bitki attı.Bitkiler durgun suda kendileri hareket edip daire şeklini aldılar.

Sonrada ortasına yağa benzer bi sıvı döktü.

Bişeyler mırıldandı sonra bana döndü.

-Bak!

Dedi bende ürkek adımlarla ilerledim ellerimi çeşmenin kenarlarını tutum ve dairenin içindeki o sıvıya baktım.İçimden ruhum çekilmiş gibi hissettim ve nefesim kesildi.

Birden her yer karardı.Daha sonra yavaş yavaş silüetler görümdü ve en sonunda önümde bir kız belirdi.

Sarı saçlıydı,yüzünü aşağı çevirmişti elleride Hans'ın benim ellerimi bağladığına benzer zincirler vardı,kız ayakta duramıyordu ama elleri yukarıdan bağlı olması onu zorunlu olarak ayakta tutuyordu.Tabi bu duruşa ayakta durmak denirse.

KARANLIĞIN BUZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin