10 GÜN SONRA

551 32 11
                                    

Jack'in ağzından.....

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla ve boğazıma kaçan yoğun suyla derin bir nefes alıp öksürmeye başladım.

Kısa bir süre sonra öksürüğüm kesilmişti ve nerede olduğumu kavramak için etrafa baktım.

Karanlık bir odadaydım tek ışık benim başımdaki delikten giren ay ışığıydı.Sadece beni ve odanın yarısını az bir şekilde aydınlatıyordu.

Duvardan aşağı sarkan zincirler bileklerime dolanmış ve kollarımı havada tutup kımıldamamı engelliyordu.

-Nihayet uyanmayı başarabildiniz bay iblis.

O iğreç sesi duyunca öfkem acı içindeki bedenime hızla yayıldı.

-Sen bir köpeksin gerizekalı.

Nefretim sözlerime çok hoş bir şekilde yansımıştı,bunu sevmiştim ama o sevmemişti.

Karanlıktan çıkıp karnıma sert bir yumruk attı.

-Aaa yapma Merida bile seni bu gücünle hemen alt edebilir.Bence bizden dövüş dersleri almalısın.

Diyerek damarına basıyordum.Bulunduğum hal ve durumda bunu yaparsam ölüm garanti derken hala onunla alay etmek istiyordum.

-Aaoovv demek Merida beni yener öyle mi?O zaman bunu ülkesini yok ederken yapmalıydı.Eğer yapabilseydi annesi ve babası hala yaşıyor olurdu.

İşte buna söyleyecek bir lafım yoktu.Bu yüzden sadece öfkeyle bakarak yetinmek zorunda kaldım.

En son neler olduğunu hayırlamaya çalışınca,ilk prensese attığım tokatı hatırlayınca balyoz yemiş gibi hissettim.

Dahasıda aklıma dolunca bedenim Tanrıya ruhunu teslim etmişti.

Yakalanmış olabilir mi?Burada benimle birlikte esir olabilir mi?

Yada belkide bu hayvan onu oradada öldürmüş olabilir.

Bu düşünce kalbimden birşeyler kopup gitti.

-O nerede?Eğer ona dokunduysan seni öldürürüm Kara.Yemin ederim ki öldürürüm.

Yanıma gelip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

-Küçük sevgilini mi merak ettin?Merak etme prensesini öldürmedim.Daha zevkli planlarım varken ölmesi işime gelmezdi.Ayrıca bilirsin çok iyi biri olduğum için sevenleride ayırmadım.

Diyerek benden uzaklaşıp karanlığa daldı.En azından yaşadığını biliyorsun Jack sakinleş ve kurtulmanın bir yolunu düşün.

Zincirleri çekiştirirken karanlığın içinden başka bir zincir sesi geldi ve tavanda tıpkı benim tepemde olduğu gibi bir delik açıldı.

İçeriye ay ışığı girmeye başladı.Etraftaki toz dağılınca ışığın altındaki bedene baktım.

-Pre...prenses!

İrileşen gözlerimle mırıldandım kendi kendime.

Kolları benim gibi duvardan aşağı sarkan zincirler ellerini bağlamıştı ve ağzı kapalıydı.Gök mavisi gözleri ay ışığıyla parlıyordu fakat gözlerindeki  duygu içimi yakıyordu.(Medya)

Soluk gözleri yerden kalkıp benimkileri bulunca sadece öyle baktık birbirimize.

-Şimdi nasılsınız?Yerleriniz rahat mı?Umarım öyledir,çünkü bir kaç gün sizi burada misafir edecek ve beraber kahkahalarla güleceğiz.Yada belki tek gülerim,kimin umrumda.

Alayı sinirimi buzup öfkemi arttırıyordu elimdeki zincirler donmuştu bile fakat güçlerimi kullanarak bunlardan kurtulmam imkansız.

Daha öncede Karaya yakalandığım için gücüm için farklı bir malzeme kullanıyor olmalı.Zincirler üzerinde buzun hiçbir etkisi yoktu.Prensesle güçlerimizin aynı olması onunda işine gelmiştir açıkçası.

KARANLIĞIN BUZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin