ŞAFAK

386 34 18
                                    

Hero'nun ağzından.....

Tepelere varmıştık ama rizveye çıkmamıştık tabikide.Surlarda askerler her zaman tetikteydi tabi nöbet değişimi sırası hariç.

Bu sırada askerler bir kaç dakikalıkta olsa görevlerini esnetiyorlardı vede benim amacım o anı yakalamaktı.

Bu sayede yapacak olduğum canavarlar buradan surlara kadar gidene kadar zaman kazanacak,vede surlarda gedik açabileceklerdi.Amacım buydu,ama hızlı davranıp tepeye çıkmalıydık.Belki gece nöbet değişimini kaçırmamışızdır ve saldırıyı başlatabiliriz.

-Hadi millet ejderhalar burada kalıyor bizse tepeye çıkıyoruz dikkatli olun.

Diye söyledikten sonra hızla tırmanmaya başladım diğerleride arkamdan geldi tabi Rapunzel hariç.

O kendine başka bir yol bulmuştu tıemakmak dışımda yürüyerek çıkıyordu dik yamacı.

Nasıl mı?Hemen anlatayım adım atacağı yerin yani havanın altına sarı daireler oluşturuyordu her adımında bunu tekrarlıyor ayağını çektiğindeyse oluşturduğu daire kayboluyordu.

Kısa süre sonra birkaç kişi beni geçmişti.Eugene,Merida,Südüklü,Rapunzel ve Astrid bizi geride bırakmıştı.

Onların bulundu düz yere çıkmak için el attım bu sırada bana uzatılan eli harkettim.Bu Eugene'de ve sırıtarak elini uzatıyordu bende gülümseyip elini tutum beni çekmesine izin verdim.

Başımla kısa bir selam verdim oda anlamıştı bunu ve hemen kayaların oraya gidip baktım.

Oradaydı koca şato uzaktan harika bir görünüme sahip olsada aslında kötü bir yerdi orası çok kötü bir yer.

Abimi benden alan yer şimdide Elsa'yı alıyordu.Onu öldürüyorlardı,hemde içten.

Kendi kabuslarıyla,kendi korkularıyla öldürüyorlardı onu.Bedenindeki yaralar can yakmazmış gibi birde tüm korkuları gerçek oluyordu.

Evet artık zihinlerine girebiliyordum onların.Öğlenden beri bağlantım güçlendi ve mesale kısaldıkça dahada fazlalaştı buradansa aramızda mesafe yokmuş gibi bir şey sayılır.

Yinede bir gariplik vardı ne kadar konuşmaya çalışsamda onlarla bir türlü beni duymuyorlar zihinlerinde olduğumu farketmiyorlardı.İlk seferde,yani öğlen bunun mesafeden dolayı olduğunu zannettim ama şimdi.

Bir şey engellemiyordu ama onların beni duymasını işte bunu biri engelliyor olmalıydı yoksa neden duymasınlar beni?

Belkide kabusların yoğunluğundan gerçekle rüyayı ayırt edemiyorlardır?Hayır öyşe olsa bile beni rüya zannetseler bike cevap verebilirlerdi değil mi?

Her neyse,dakikalardır izlediğim askerker hala yerlerinden kıpırdamıyordu.Nöbet değişimi bitmiş olmalıydı.Ne sanıyordum ki güneş batalı yarım saat oldu.

Bizimkilere geri döndüm hepsi bana bakıyordu.

-Eeeee?

Diye açıklama bekler gibi sordu Merida.Bende açıklamaya başladım ve aklımdaki planıda...

-......yani bunu planlıyordum ama askerler çoktan yer değiştirmiş gibi duruyor.

Gustav söze başladı bu seferde.

-Planın güzelde bize bir ordu kadar canavarı nasıl yapacaksın?Ayrıca buradan oraya kadar ki mesafede biraz uzun gibi oraya varana kadar yarısı tuzla buz olur herhalde değil mi?

Çook iyi yere değinmişti aslında.Bende yere oturup kafamdaki mor kaska dokunmadan elimi geriye doğru savurdum kaskım bu hareketimle elimi tabik edip kıyafetime karıştı.

KARANLIĞIN BUZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin