AYRILIK(PART 1)

513 34 4
                                    

6 saat sonra.....(Saat 11.00 onlar için)

Jack'in ağzından............

Uyandıktan sonra herkes hazırlanmıştı sirke gitmek için bende hemen toparlanıp onlara ayak uydurmuştum.

Gösteri fazla sürmemişti aslında.O kadarda güzel olduğu söylenemezdi gösteri.Yani ben beğenmemiştim ama prenses çok güzel olduğunu hala tekrar edip duruyordu şuanda bunun hakkında konuşup duruyordu.

-...ya o adam neredeyse düşüyordu.Çok korktum ama....

Cambazın beceriksizliğinden bağsediyordu.

-Ya ben düşecek gibi olsaydım korkar mıydın?

Bana baktı ve yüzünü buruşturdu.Bu tiple bile güzel be.

-Hmmm....bi düşünelim.Hayır!

Ne yani yirmi metreden düşsem umrunda olmayacağım demek ki.

Durup devam etti.

-Sonuçta uçabiliyorsun değil mi?Hatta o cambaz düşseydi o kurtaracağınıda biliyorum.

Dedi bilmiş bir edayla ve tabi ki haklıydı.

Şuan tüm ekip meydanda kurulmuş bir çarşıda dolaşıyorduk.

Prenses ve ben tezgahların arasında öylece dolaşıyorduk,Hıccup'ta Astrid'in zoruyla silah bakıyorlardı karşıda,geri kalanımızda yine bizim gibi başka yerde tezgahlara bakıyorlardı.

Bense Elsa'ya nasıl ve nerede söyleyeceğimi planlıyordum.

Prenses bir kaç adım önümde takılara bakıyordu bende onu izliyordum her takıya bakışında yüzündeki o beğenme ifadesi mükemmeldi.

Birden omzunun üstünden bir adam gördüm.

Gözlerini dikmiş direk olarak prensesime bakıyordu.

Kaşlarımı çattım kime baktığını sanıyor o?

İleri bir adım atmıştım ki adamın gözleri beni bulup hemen önüne döndü.

Şerefsiz.

Evet ne diyordum ben.Ha evet Prensesden ayrılacaktım.Da nasıl?

İçime yine kor ateşlerden bir kaçtane düşmüştü bile şimdiden.......

(2 saat sonra)

Amaçsız geçen iki saatin sonunda baya bir düşünmüştüm.

Prensesime ulu orta böyle bir şey söylersem kendini kaybede bilirdi.

Sonuçta koca ülkeyi kar altında bırakan biri şu küçücük kasabaya neler yapamazki.

Tabi kendini kontrol edebiliyor ama yinede belki gücü ortaya çıkabilir diye yarım saat önce farkettiğim bir sokak vardı ona orada söyleyecektim.

Nasıl bir tepki verebilirdi bilemiyorum.

Masum meleğimi ateşlere atıyordum.Masmavi gökyüzüne yağmurlar uğrar mıydı söylediğimde?

Prensesime döndüm.Astrid'ten özenip çift hançerlere bakıyordu.

Karşımdaki tezgahta tek tek inceliyordu hepsini ama hepside çok kaba ve eline hiç yakışmıyordu bunun oda farkındaydı eline aldıklarını büyük bir hüzünle geri bırakıyordu.

Bu haline gülümsemek elde değildi doğrusu çok şirindi vede masum.

Basit bir neden de olsa onu üzgün görmeye dayanamıyorum.

Ama az sonra kendin yıkacaksın kızı.Yalan mı?

İç sesimin dediği şeyle dondum ve yüzümdeki gülümseme soldu.

KARANLIĞIN BUZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin